Ankara'dan bir dostum aradı, "Senin haberlerin, bizim haberlerimizden daha çok okunuyor. Demek ki, senin reytingin bizden daha yüksek" dedi. Ne demek istediğini anladım tabi... Hemen açtım sözünü ettiği siteyi...

Anlattım:

"Eğer senin haberin 16 bin 888 okunmuşsa, sen onu bin 888 olarak değerlendir. Eğer haber 10 bin 130 ise, sadece 130 olarak değerlendir.

22 bin 951 ise, 2 bin 951 olarak değerlendir."

Bizimle ilgili haberlerin genelde 40 binden başlatıldığını söyleyince şaşırdı, "Nasıl yani?" dedi.

Anlattım:

"Bazı sitelerde 'başlangıç hiti uygulaması' var. Haberi siteye yüklerken, oraya hangi rakamı yazarsan, haber o rakamla başlıyor. Bizimle ilgili haberler genelde 40 binden başlıyor. 'Bak ne kadar çok okundu' algısı yaratmak için. Bir de politikacıların ve yağcılık yaptıkları bürokratların haberinde aynı uygulamayı yapıyorlar. Böylece 'En çok biz okunuyoruz. Başka basına gerek yok' algısı yaratılıyor."

Alexa'da öne geçme hilesini de öğrendiler! Aylık 10 dolar ödediğinizde bu sorun kendiliğinden çözülüyor. Her sorunu dolarla çözenler için bu da sorun değil!

Tık, tık kim o!

Huriyemin güğümleri!

Bizim "niteliksiz dolandırıcı" çok enteresan! Kimi, nereden bağlayacağını çok iyi biliyor!

Para isteyene para, bilgisayar isteyene bilgisayar, hap isteyene hap, top isteyene top, kedisi olana mama, köpeği olana tasma, ihtiyacı olana yosma, özel okula para... Hizmette sınır yok yani! Nasıldı o türkünün sözleri?

Duriyemin güğümleri kalaylı ah kalaylı

Fistan giymiş etekleri alaylı alaylı aman aman

Düriyemi aldatması kolay mı ah kolay mı

Ah alırım dedin de aldattın beni aldattın beni aman

Üç telli saz ile oynattın beni oynattın beni aman

Giyme dedim giydin sen bu alleri ah alleri

Başıma getirdin türlü halleri halleri aman aman

Düşman ettin bana bütün elleri ah elleri

Ah alırım dedin de aldattın beni aldattın beni aman

Üç telli saz ile oynattın beni oynattın beni...

"Türkü Düriye, sen yazdın Huriye" dediğinizi duyar gibiyim.

Amaaaan sizde... Ne fark eder; ha Düriye, ha Huriye!

Hayırlı tıraşlar...

Çalıştığı işyerinden, kurumu zarara uğrattığı, parasını iç ettiği iddiasıyla atılan, son işinde çalıştığı kurumdan habersiz şahsına ihale alan kişinin başkalarına laf söylemeye hakkı olur mu?

Önce kendi pisliğini temizle... İtibarın iade edilsin, ondan sonra çık istediğin kadar konuş!

İnsanın içi acıyor! Kefil olduğun birinin sana attığı iftiraya!

Olsun, insan nelere alışıyor! Sırtımda bir iz daha kaldı, o kadar!

Hayat felsefemi daha önce yazmıştım.

Bir kez daha yazayım:

"Biri çalıyorsa hırsızdır. Çalıp benimle paylaşıyorsa, iyi hırsızdır."

Eğer anlayabildiysen, buradan sana beş köşe yazısı çıkar!

Haydi hayırlı tıraşlar...

Muskacı Amca!

Gazipaşa Caddesi'nde geziyorum. Al sakallı bir amca karşıma dikildi. Elindeki insan azmanı birinin fotoğrafını gösterdi:

"Evladım, bunu tanıyor musun?"

Amcayı Allah gönderdi!

Cebinden beş adet muska çıkarttı, "Bu muskaları beş ayrı akaryakıt istasyonuna bırakacağım. Gör bak neler olacak?" dedi. Godu yola gitti!

Ha unutmadan söyleyeyim! Her muskanın üzerine de küçük bir sinek yapıştırılmış!

Muskayı bulursan şaşırıp Yasin-i Şerif filan okuma! Çarpılırsın sonra!

Mal beyanı!

Adamın biri, mal beyanında bulunmadığı için yargılanıyormuş.

"Adam" dediysek, lafın gelişi...

Bu mal, mal beyanında bulunmamış.

Nasıl bulunacaktı ki!

"Ben malım" mı diyecekti?

Tövbe Yarabbi!