Yeniden merhaba...

Son veda yazımda belirttiğim kitap ve ahşap işleri çalışmalarımı tamamladım.

Bundan sonra sizinle tekrar beraber olacağız.

[*] [*] [*] [*]

Her ne kadar "Partili Cumhurbaşkanlığı" denilse de, aslında bir rejim değişikliği olan "Başkanlık Sistemi" konusundaki önerge Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunuldu.

TBMM'de görüşülüyor.

Büyük olasılıkla da referandum konusu olacak.

Tasarının söylenen gerekçesi; mevcut sistemin iyi işlemediği, sorunların bu şekilde daha hızlı ve rahat çözüleceği biçimdedir.

Aslı ise, mevcut sisteme yapılan başarılı darbenin, yani rejim değişikliğinin, bu nedenle de RTE'nin başkanlık yetkilerini fiilen kullanmasının yasallığa kavuşturulmasıdır.

Kısacası, minareye kılıf dikilmektedir.

[*] [*] [*] [*]

TASARI NE GETİRİYOR?

Tasarıya göre;

- Aynı kişi, "iki dönem" denmesine rağmen, üç dönem başkan seçilebilecek.

- Başkan, parti üyesi, hatta partisinin genel başkanı olabilecek.

- Başbakanlık kalkacak.

- Başkan, Bakanları ve kendi yardımcılarını parlamento dışından atayabilecek.

- Üst düzey kamu görevlilerini, büyükelçileri atayabilecek, görevden alabilecek.

- Milli güvenlik politikalarını belirleyebilecek.

- TSK'nın başkomutanı olacak.

- OHAL ilan edebilecek.

- KHK çıkarabilecek.

- 12 kişilik HSYK'nın 6 üyesini belirleyecek (5 üye ve Adalet Bakanı başkan)

- Bütçeyi hazırlayacak.

- Yerel yönetimlerin neredeyse tüm faaliyetleri başkanlık kararnamesi ile düzenlenecek.

- Başkana bağlı Devlet Denetleme Kurulu, kamu kuruluşları, meslek örgütleri ve vakıfları, TSK'yi inceleyecek, soruşturma açabilecek.

Kısaca ülkeyi tek adam dilediği gibi yönetecek.

Buna karşılık, üye sayısı 600'e çıkacak mecliste 400 oy bulunabilirse, Yüce Divan'a gönderilebilecek.

[*] [*] [*] [*]

Bu sistemi savunanlar diyorlar ki:

"Ne var bunda? Biz Erdoğan'a güveniyoruz. Bu yetkileri kötüye kullanmaz. Üstelik bunu RTE için istemiyoruz ki, ondan sonra seçilenler de aynı yetkilere sahip olacak."

[*] [*] [*] [*]

Asıl sorun da bu işte...

Neden mi?

Diyelim ki; RTE, milli bir lider, ABD think tank kurum ve lobilerinin onay ve eğitiminden geçmedi.

Diyelim ki; RTE, bütün TC vatandaşlarını, bütün vatandaşlar da onu seviyor. Kimseyi hor görmüyor, onu ötelemiyor. Kindar ve kibirli değil. Adeta hoşgörü abidesi...

Diyelim ki; RTE, hiçbir akçeli yolsuzluğa bulaşmadı. Bu ülkenin tek kuruşunu bile israf etmiyor.

Diyelim ki; RTE, Misak-ı Milliye bağlı. Bu ülkenin kurtuluş ve kuruluş normlarına ve kadrolarına saygı duyuyor.

Hasılı dört dörtlük, zemzemle yıkanmış bir melek.

Elbette bu sistem-rejim değişikliğinin bir sakıncası yok.

Yani amenna...

Peki ya RTE'den sonra gelecek olan Başkan tamamen tersi biri olursa?

Yani; dış güçlerin adamı, ajanı, kindar, bölücü, paragöz, zalim, kibirli vb. biri olursa?

Ne mi olur?

Diktatörlük, faşizm kaçınılmaz olur.

Ülke kan gölüne döner.

Demokrasi hayal olur.

Maazallah ülke bölünür.

[*] [*] [*]

Bu tavanın balıkları; birliğiniz, dirliğiniz daim olsun.