Çalıştın.
Çabaladın.
Tedbiri aldın.
Artık takdir Allah´ın.
Sen elinden geleni yap.
Sonrası;
"Neylerse ´Mevla´ eyler.
Neylerse güzel eyler."
Dünyada dikensiz gül bahçesi isteyenlerin yolu, ahirette asla cennete çıkmaz.


[*] [*] [*]


Fatih Sultan Mehmet, çocukluğunda biraz yaramazlık yapınca, babası olan 2. Murat Han:
- Ne kadar yaramaz bir çocuksun, senden adam olmaz, diye çıkışır.
Orada bulunan ve velâyet sırrıyla kalp gözü açık olan Akşemseddin Hazretleri, hafifçe gülümseyerek şöyle der:
- Peder ne der, kader ne der?


[*] [*] [*]


Sıradan insanlar olağanüstü olayları göremezler.
Padişah olmuş.
İmparatorluğa hükmetmiş.
Oğlunun geleceğini görememiş.
Elbette örnek biraz ters ve gıcık.
İkinci Murat sıradan biri değildi.
Ama sıradan bir babaydı.
Neyse. Gelelim konunun özüne.
"Bir sabah aldılar.
Bir akşam bıraktılar."
Murat Sesli böyle anlattı olayı.
Dünya da öyle.
Bir gün kadar ömür.
Bir gün doğduk.
Bir gün öleceğiz.
İnsan hayatı bir nefeslik.
Verdik.
Eğer geri nefes alamazsak öldük.
Bir nefes için neler yapıyoruz.
Vereni alanı unutup.
Dünyaya hükmediyoruz.
Bu çerçeveden baktığımızda her şey bir hesap üzere yaratılmış.
Hepsi ayrı bir imtihan sorusu.
Başımıza gelen her olaya böyle bakalım.
Eğer imtihan sorusu zorlaşınca isyan edersek.
Başka.
Kolay soruda şımarırsak.
Daha başka.
İman ile başa gelen çekilir.
Kadere inanmazsak.
Dünya çok kederli olur.
Kader, keder yazmışsa.
Sindire sindire çekmek lazım ki sevabı artsın.
Allah hiçbir kuluna kaldıramayacağı yükü yüklemez.
Sabır.