Osmanlı düşünce, tutum ve beklentileri, sağlık alanında nelere öncelik tanıdığı, tıp ve hekimlikle ilgili klasik kurumlar ve işleyişleri, Batı ile olan ilişkileri, Sarayın rolü ve ilgili bürokrasi gibi unsurlar daima ele alınmışsa da hizmet edenler tarafımca dile getirilmemiş veya anılmamışlardır. Bir milleti ayakta tutan üç ana unsur vardır. 1. Beyin gücü, 2. Ahlaki değerler, 3. Askeri ve ekonomik gücü dür ki Osmanlı bu üç güce büyük özen ve önem göstermiştir. Osmanlı devletinde tıp faaliyeti 9/15. yüzyıla kadar5 İran'dakiyle sıkı içindeydi, bu yüzyıldan sonra, kendine özgü nitelikler kazanarak eserlerini Arapça ve farsça yanında Osmanlıca da yazmaya devam etmiştir. 9/15 yz. da ilk önemli Osmanlı hekimi olan ancak Kahire'de yaşamış olan Hacı Paşa Hıdır Aydıni yetişti. Kitab şifa el-alam (Hastalıklara şifa acılara deva ) kitabı adlı eser kendisine aittir. Kanuni Sultan Selim ve II. Selim'in hekimi olan Türk hekimi Muhammed el Kavsuni, hemoroid hakkında Kitab zad elmasir fi ilaç el bevasir (Basurların tedavisinde tutulacak yol) adlı bir risale yazmışlardır.

10/16. yz. da Antakyalı hekim Davud el- Antaki Kitabı Tezkireh ulu'l-elbab ve'l-cami li'laceb el'ucab(Akıl sahibleri için hazine ve merak sahipleri için toplu eser) yazmış olup bilahare grekçe dili bilmektelerdir ki eseri tıp ve eczacılıkla ilgilidir. Bununla birlikte İslam eczacılığı için en önemli kaynak hiç şüphesiz Grekçeleri gibi Arapça'daki el yazmalarıda ilk resimli yazmalr arasında bulunan Dioscorides'tir. Onun Materia Medica isimli eseri 3/9. yz. İsfahan İbn Basil ve Huneyn İbn İshak tarfından Kitab el-haşaşiş fi heyüla'ttıbb adıyla Arapça'ya tercüme edildi. 11/17. yz. dan itibaren Avrupa tıbbının etkisi Türkçe kaynaklarda hissettirmeye başladı. Bu ilk kez IV. Mehmet'in hekimi Salih İbn Sellüm tarafından kaleme alınmış olan Gayet el-itkan fi tedbir bedeb el-insan (İnsan bedeninin tedbirinde varılabilecek son nokta) adli eserde görülmektedir.

Salih İbn Sellüm'ün kitabının dördüncü bölümü et-Tıbb el-cedid el-kimiyai ellezi ihtera'ahü Barakalsüs (Paracelsus tarafından ortaya konmuş olan yeni kimyevi tıp) başlığını taşır. Bu bölümde Rönesans dönemi Avrupa tıbbı, eserde bu sanat erbabının reisi (reis erbab hazihi'l-sinaah) olarak geçen Paracelsus temel alınarak tasvir edilmektedir. Paracelsus'un etkisi Osmanlı ülkesinde Hasan Efendi ve ALİ efendi tarafından yaygınlaştırıldı. Böylece 12/18. yz. daki durgunluğun ardından Batı tıbbının 13/19 yz. da bütün gücüyle artan etkisinin başlangıç dönemine işaret etmekteydi. Bugün dahi İslam tıbbı Pakistan, Bangladeş ve Hindistan'da sürdürülmektedir. Zamane Bengalli Mir Haccew Muhammed Mükim ve oğlu Muhammed Ekber Erzani ünlü hekimlerden sayılır ki oğlunun Tıbbı-ı Ekber (Tıp hakkında büyük eser) kitabı büyük yankı yapmıştır. Tıp hizmetine gönül verenlerin daha fazla anılması ve teşvik edilebilmesi temennisiyle;