Karakuşi Kadı, fırının önünden geçerken nar gibi kızarmış ördeği görür.

Girer fırına&[#]8230;

- Ben bunu aldım.

Fırıncı, ördeği hemen paketleyip verir.

Biraz sonra ördeğin sahibi gelir.

Ördeğini ister.

- Ördek uçtu.

İş kavgaya dönüşür.

Gayrimüslimin biri araya girer.

Fırıncı, onun gözünü çıkartır.

Korkup kaçar.

Kaçarken, hamile bir kadının üzerine basar.

Kadın, çocuğunu düşürür.

Kadının kocası da, fırıncının peşine düşer.

Fırıncı, can havliyle kaçarken, bir Yahudi&[#]8217;ye çarpar, onu da yere yıkar.

Derken olaya zaptiyeler müdahil olur.

Hepsini yakalayıp Karakuşi Kadı&[#]8217;nın huzuruna çıkartırlar.

Kadı sırayla sorar.

Ördeğin sahibi şikayetçi olur.

- Bu adam benim ördeğimi iç etti.

- Ne yaptın bu adamın ördeğini?

- Uçtu&[#]8230;

Kadı kara kaplı defteri açar.

Ördeğin karşısında &[#]8220;tayyar&[#]8221; yazılıdır.

Uçar anlamına gelir.

- O halde ördeğin uçması suç değil.

Adamın beraatine karar verir.

Gayrimüslime sorar.

Şikayetçi olur.

Kadı kara kaplıya tekrar bakar.

&[#]8220;Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü çıkarıla...&[#]8221;

-Ne olacak?

- Fırıncı şimdi senin öbür gözünü de çıkartacak. Sonra biz onun tek gözünü çıkartacağız.

Gayrimüslim hemen şikâyetinden vazgeçer.

Çocuk düşüren kadının kocasına gelir sıra.

- Sen karını vereceksin. Bu adam yerine yeni çocuk koyacak!

Adam şikâyetini anında geri almış.

Kadı dönmüş Yahudi&[#]8217;ye&[#]8230;

- Senin şikâyetin nedir?

- Ne diyeyim Kadı Efendi? Adaletinle bin yaşa sen emi!

[*] [*] [*] [*]

Fıkranın zamanı ile ilgili çeşitli rivayetler var.

Osmanlı veya Selçuklu dönemine ait&[#]8230;

Haksızlık yapan kadı olunca; kimi, kime şikâyet edeceksiniz.

[*] [*] [*] [*]

Günümüzde Zonguldak&[#]8217;ın en büyük sorunu budur.

Unutmayalım ki; dağ ne kadar yüksek olursa olsun, yol üzerinden geçer.

Ve yol, tıkandığı yerden açılır.

Yalan yarışması&[#]8230;

Zamanın padişahı, yalan yarışması yapılmasını emretti.

Ülkenin tüm yalancıları padişahın huzuruna çıkacak.

Herkes yalan söyleyecek.

En güzel yalanı söyleyen ödüllendirilecek.

Diğer bir deyişle; kimin söylediği olmayacak, yapılamayacak bir iş ise o yalandır.

Yalanın sahibi bir kese altın ile ödüllendirilecek.

Tellallar çıkarıldı.

Memleketin her yerinde yarışma duyuldu.

Gün geldi.

Yalancılar padişahın huzuruna çıktı.

Başladılar yalan söylemeye&[#]8230;

Gökyüzüne merdiven yaptığını söyleyenler&[#]8230;

Okyanus üzerine köprü kuranlar&[#]8230;

Kanat takıp uçanlar&[#]8230;

Vesaire&[#]8230;

Padişah bunların hepsine aynı cevabı veriyordu.

- Olabilir.

- Mümkündür.

Usta yalancılardan biri durumu fark etti.

Bu aslında bir yalandan ziyade akıl yarışıydı.

Sırası gelince huzura çıktı.

Padişah sordu&[#]8230;

- Sen ne anlatacaksın?

- Padişahım esasında ben bu yarışma için gelmedim.

- Neden geldin?

- Ne zamandır huzura çıkmak istiyorum. Bir türlü cesaret bulamadım.

Bu yarışma beni cesaretlendi.

- Nedir istediğin?

- Muhterem pederinizin, muhterem pederime bir kese altın borcu vardı. Onu istemeye geldim.

[*] [*] [*] [*]

Sonuç;

Yalan ise&[#]8230;

Büyük bir yalan.

Karşılığı bir kese altındır.
&[#]8220;Olabilir... Mümkün&[#]8230;&[#]8221; bir durum ise, yine karşılığı bir kese altındır.
[*] [*] [*] [*]

Hisse; yalancılık, bir akıl sorunu değildir.

Aksine bir akıl işidir.

Ancak çok büyük bir ahlak sorunudur.

Varsa sözün arasında bir yalan&[#]8230;

Uzak durun.

Mutlaka kötülüğü dokunur.