AK Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır’ın danışmanı Bora Pulat, seçimden önce gezmeye başlamıştı, milletvekili adayıyla…

Sağda-solda; İl Başkanını görevden alıyor, İlçe Başkanlarını dizayn ediyordu.

Daha ilk gördüğümde sevmedim onu. Bunu yüzüne de söyledim.

Hakkında tek kelime iyi bir şey duymadım.

Duyduklarımı da tek tek söyledim yüzüne… Dedesinin cinayeti dahil!

Hüseyin Özbakır, kimseyi dinlemedi.

Bora Pulat için “Namusum” dedi.

Eeeee… Ne olacak şimdi?

Bora gitti... Hüseyin Özbakır’ın namusu gitti mi?

Hüseyin Özbakır, siyasetin “S”sinden anlamıyor.

“Saf”lığından mı böyle davranıyor? Yoksa “Kurnaz”lığından mı?
Hala bir kanaate varabilmiş değilim.

Hüseyin Özbakır ile Bora Pulat arasındaki ilişkiyi, “Baba-oğul ilişkisinden öte” şeklinde yorumlayanlar var.

Bu ikiliyi birbirine bağlayan nedeni çok merak ediyorum.

Yalnız, Bora’nın FETÖ işi mahkeme kararıyla tescil olur da bir ceza alırsa, Hüseyin Özbakır’a ne olacak? Hüseyin Özbakır, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostancıoğlu’nu makamında ziyaret ederken bile yanında Bora Pulat vardı. Biz bu durumu eleştirdiğimizde, Bora’nın arkasında durdu. FETÖ olayında arkasında durabilecek mi?

Bekleyip göreceğiz.

Tavuk çiftliği konusu…

Twitter’de “Sarayın Uşakları” diye bir sayfa vardı.

FETÖ adına çalışan Fuat Avni’nin polisiye versiyonu…

Orada benimle ilgili paylaşımlar yapılmıştı.

Zonguldak İl Emniyet Müdürümüz Sayın Osman Ak, bana bilgiler veriyormuş, ben onları yazıyormuşum. İşadamlarını kucağa düşürüp parasını alıyormuşum. Sonra aldığım parayı Sayın Osman Ak ile paylaşıyormuşum.

26 yıllık gazetecilik hayatımda üzerime atılan en uçuk iftira bu sanıyordum.

Bir haftalık tatilde iken Çayköy’deki tavuk çiftliği projesine yine adım karıştı.

İcralık olduğu için tavuk çiftliği projesini kardeşi adına yapan Ercan Kartal adlı bir vatandaş benimle ilgili şöyle bir iddiada bulunmuş:

“Benim orada yakın arkadaşlarım villa yaptı. Senin yerin onlara yakın. Bana oradan 3-5 dönüm yer ver, ben de villa yapacağım.”

Avantada level atladım!

Eskiden “2-3 bin lira” istediğimi yazarlardı.

Şimdilerde “2-3 dönüm arsa” istediğimi yazıyorlar!

Söyleyene kızmıyorum. O zaten rahatsız.

Yazanın da “kırığı” var.

Anlatayım.

Akay Turhan’ı bir paylaşımı nedeniyle mahkemeye verdim.

Hem ceza davasını kazandım. Hem tazminat davasını…

Avukatım aradı, tazminat işini ne yapacağımızı sordu.

“Altındakini alacağız” dedim.
Meğer arabasına bizden önce 10 kişi haciz koymuş. Biz 11’inci sıradayız. Bekleyeceğiz. Emekli maaşında da sorun var. Onu da bekleyeceğiz. Çalıştığı gazeteden de resmi olarak maaş almıyormuş. Bu konuya ayrıca bakacağız.

Bize edep, ahlak dersi veren adamlara bakar mısınız?

Arabası hacizli… Maaşı hacizli… Bir geliri de yok...

Ama her akşam sahilde rakı içiyor.

Tutmuş, bizim değirmenin suyunu merak ediyor!

Ayıl da balığa gidelim!

Ahlaksızlık fırsatı…

Ne demişti, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim:

"Eline ahlaksızlık fırsatı geçmemiş insanların, ‘ahlaklıyım’ diye böbürlenme hakkı yoktur."

Karaelmas Gazeteciler Derneği Başkanı Osman Sav, bu hakkını kullandı.

Ben bir şey yapmadım. Sadece aracı oldum. Osman’ın ağzı açıldı.

İçinde ne kadar “pislik” varsa döküldü.

Bayram Tomakin, öyle bir yazı yazdı ki, Pusula’da... Osman, tek satır yanıt veremedi.

Karun’un hikayesini anlatıp şöyle bitirmişti yazısını Bayram:

“Edep kalmamışsa… Osman’ın bizim için diğer canlılardan bir farkı yok.

Önce hayallerimi yıktı. Sonra projelerimi alıp gitti. Dostluğumuzu bitirdi.

İçimdeki ‘Osman’ı öldürdü.”

Fazla söze gerek yok...

Zonguldak basınının başı sağ olsun!