Fındık çok bilinmezdi.

Tarlaya da dikilmezdi.

Mısır, buğday, arpa ve yulaf ekilirdi.

Mısırın içerisine ne bulunursa ekilirdi.

Kabak, fasulye, ayçiçeği, süpürgelik, salatalık, domates vs&[#]8230;

Hatta ekinden boşalan tarlaya yallık ekilirdi.

Havalar iyi giderse otu kazılır, kelle verirdi.

Mısırı alınırdı.

Sonra sıra sıra sap (alaf) yığınları dikilirdi.

Kar erimeye başladığında çile de başlardı.

Ta ki kar yağana kadar.

Mısır ekilecek.

Otu kazılacak.

Ekin biçilecek.

Harman dövülecek.

Yerine yeniden mısır ekilecek.

Zaman olursa otu kazılacak.

Fırsat bulundukça sisli havalarda ormandan yeni yer açılacak.

Ya da açılan yerlerin kenarları biraz daha ormana doğru genişletilecek.

Tüm bu işlerin arasında hayvanların kışlık yiyeceği için yaprak yığınları hazırlanacak.

Hayvanlar günlük bakılacak.

İnsanlar dur durak bilmezdi.

Tüm bunlara insanlar nasıl yetişirdi?

Teknoloji bu kadar gelişmemiş.

Pat pat yok.

Traktör yok.

Tarlalar öküzle sürülür.

Mısır otu kazma ile çekilir.

Ekin orakla biçilir.

Sihirli sözcük burada devreye giriyor.

İmece&[#]8230;

[*] [*] [*] [*]

Bir ara fındık muhabbeti girdi.

Büyükler izin vermiyor.

- Tarlaya çalı mı dikilir?

Derken bir gün dedemler Karadeniz turuna çıktılar.

Dönüşte köyün kaderi değişti.

- İnsanlar evinin damlalıklarına kadar fındık dikmişler.

Ekmek arabası her gün köye geliyor.

Kimisi bir inek bakıyor.

Birkaç tavuk&[#]8230;

Gerisi hepsi pazardan geliyor.

Yılda bir-iki ay çalışıyorlar.

Yazın da rahat.

Kışın da.

Dikin yavrularım.

Dikebildiğiniz kadar fındık dikin.

Muhabbet böyle.

Her taraf fındık&[#]8230;

Fındık dikilince başka muhabbet gelişti.

- Bizim çocuklar okuyacak.

- Yılda bir ay fındık toplamak için köyde durulmaz.

- Biz çalının başını mı bekleyeceğiz?

- Ya fındık olmazsa ne yapacağız?

Vesaire&[#]8230;

Köyler şimdilerde bomboş&[#]8230;

Fındık sezonu haricinde tabi ki&[#]8230;

Malum fındık iki-üç yıldır iyi para ediyor.

Şehirde yaşayanlar için iyi.

Üç-beş kuruşa şehirde sürünüyor.

Biraz borçlanıyor.

Kredi çekiyor.

Sonra iki-yılda bir fındık oluyor.

Borçları sıfırlıyor.

Durumu baştan sarıyor.

Tarım böylece bitti köylerde.

Köylerde boşaldı.

Şimdilerde yıllık iznini alıp fındığını toplamaya gidenlerin işi bir hayli zor.

Yevmiyeyle çalıştıracak insan bulamıyorlar.

Nerede o eski insanlar?

Onlar birbirlerine yardım ediyorlardı.

İşi bitiremeyenin işi hep birlikte bitiriliyordu.

Sosyal dayanışmanın, yardımlaşmanın en temiz örnekleri sergileniyordu.

Hepsini şehrin duygusuz havasına kattık.

O günleri geride bıraktık.

Asgari ücret alabilmek için sadece köyümüzü terk etmedik.

Biz yardımlaşmayı&[#]8230;

Birlik olmayı&[#]8230;

Köy namına ne varsa hepsini geride bıraktık.

Şehirli olamadık.

Köyden kaçtık.

Sonuç&[#]8230;

Fındık bizi perişan etti.

Çiftçilik bitti.

Üretim bitti.

Dostluk bitti.

Geride biz kaldı.

Kupkuru.

İçi boş.

Selamsız insanlar olarak.

Anlamsız kavgalarımız çıktı ortaya.

Köyden koptuğumuz gibi birbirimizden de koptuk.

Fındık kabuğunu doldurmayacak işlerle uğraşıyoruz vesselam&[#]8230;