Zonguldak, özel ocaklara kayyum ataması ve işçilerin gecikmiş hakları için kendilerini ocağa kilitleyip açlık grevine başlamasıyla çalkalanırken, buna bağlı işçi yakınlarının sokaklardaki hareketliliği eski yılları aklımıza getirdi.
İşçi ve emekçi şehri Zonguldakta her yıl coşkuyla kutlanan 1 Mayıs İşçi Bayramının ilk defa sendikasız kutlamış olması, son yıllarda Kömürkentimizde devlet, işveren ve işçi ilişkilerindeki gelişmeler, geçmişte yaşadığımız işçi eylemleri, sendikanın ve Zonguldak halkının geçmiş yıllardaki tutumu, sendika başkanları, dönemleri ve gelinen noktayı gözden geçirme ve hatırlatma gerekliliğini doğurdu...
(Bkz. Resim01)
ZONGULDAK İŞÇİ SENDİKASININ TARİHÇESİ
Zonguldakta hızla artan maden işçi sayısıyla birlikte, Ereğli Kömür Havzası Maden İşçileri Derneği adı altında yeni yapılanma başlatılır. İlk genel kurul 4 Kasım 1946 tarihinde 99 üye ile toplanır ve sendikal faaliyet başlamıştır.
11 Kurucudan 5i baş madenci, 3ü ustabaşı, 2si şef, 1i de müfettiştir. Başkanlığa Memduh SÜER seçilir.
9 Nisan 1947de Ereğli Kömür Havzası Maden İşçileri Derneği Genel Kurulu 150 delegeyle toplanır. Yeni yasa gereği tüzük değişikliği yapılır ve Derneğin adı Ereğli Kömür Havzası Maden İşçileri Sendikası adını alır. Kongreye Türkiyenin ilk Çalışma Bakanı olan Prof. Sadi Irmak da katılır. Başkanlığa Mustafa Koçer seçilir.
Sendika Türkiyenin en büyük işyeri sendikasıdır.
15 Ekim 1947de ilk sayı İşçi Sendikası gazetesi çıkartılır.
Münavebeli işçiler ilk zamanlar sendikaya üye olmamakta diretir. Sanayi Bakanlığı ile temasa geçilerek Sümerbanktan maliyet fiyatı üzerinden basma ve kaput bezi satın alınarak aynı fiyat üzerinde işçilere satılır. Bundan sonra işçiler sendikaya üye olmaya başlarlar. Bir sene içinde üye sayısı 19 bine yükselir.
(Bkz. Resim02)
20 Kasım 1950de yapılan kongrede Mustafa Erol Başkanlığa seçilir. 1950 yılında Demokrat Partinin 7inci ayında siyasal çekişmeler Sendikaya yansır, 1954 yılında DPden milletvekili seçilecek olan Necati Diken sendika başkanlığına seçilir.
1954 yılında Necati Dikenin DPden milletvekili seçilmesinden sonra; sendikacılığını, bilgisini, şahsiyetini kimsenin tartışamadığı ve sendika kurulduğundan beri seçimle gelen tüm yönetimlerde görev alan Ömer Karahasan.başkan seçilir. Daha sonra 9 Eylül 1956 yılında Rasim Girgin Başkan seçilse bile 1957de Ömer Karahasan tekrar başkan seçilir.
1958 yılında ise Muzaffer Yılmaz başkan olur.
3 Haziran 1959da Olağan Genel Kurula siyasi müdahaleler daha delege seçimlerinde başlar. Delege listeleri Vali Muavini nezaretinde yapılır. İkinci gün konuklar dahi içeri alınmaz. Genel Kurulda iktidar yanlısı Niyazi Yıldız Başkan seçilir.
297 kişi olan Kurucu Mecliste 6 adet işçi sendikaları kontenjanı vardır. 37 kişi aday olur. Zonguldak Maden İşçileri Sendikası Başkanı olan Ömer Karahasan 1inci. sırada Kurucu Meclise seçilir. Bir sonraki 14üncü sendika genel kurulunda arkadaşı Mehmet Alp Dündara karşı 1 oyla seçimi kaybeder. Tecrübeli sendikacı Karahasan, daha sonra seçilen tüm yönetimlerle sıcak ilişkilerini sürdürür ve ölünceye kadar da Sendika Eğitim Müdürlüğü görevini yürütür.
1961 Anayasasının Kurucu Mecliste kabulü ile işçilere grev hakkı tanındı. Grev Kanunu Tasarısının (d) fıkrasına göre Zonguldak madenlerinde grev yapılamamaktadır.
Ecevitin Çalışma bakanı olmasından sonra ve kanun tasarısı mecliste ele alındıktan sonra parlamentoya sevk edilir. 22 Ocak 1962de işçi-işveren-hükümet temsilcileri toplanır.
D fıkrasını yapılan itirazı Ömer Karahasan açıklar. O zamanın Çalışma Bakanı Cahit Talas da tasarıyı destekleyince, kömür madenlerinde grev hakkı 275 sayılı yasada yer alır.
1964 yılında yapılan Genel Kurulda Osman İpekçi başkan seçilir.
10 Mart 1965te Gelik işçileri kıdem, ehliyet, liyakat zamlarının tüm işçilere uygulanması için greve çıkar. Grev kısa sürede havzaya yayılır. 11 Mart gecesi grev Kozlu Bölgesine sıçrar. Bölge Müdürü, Valinin ve diğer yetkililerin kışkırtıcı tutumları havanın sertleşmesine neden olur. Askerlerin ateş açması sonucu maden işçisi Mehmet Çavdar ve Satılmış Tepe yaşamını yitirmiştir.
1965 İLK KANLI İŞÇİ OLAYLARI
Bundan 51 yıl önce, 10 Mart 1965 günü Karadon İşletmesine bağlı Gelik Bölümünde 1500 maden işçisi, 5 Milyon tutarındaki işçilere dağıtılan yevmiye zammının (liyakat zammı) uygun dağıtılmadığı gerekçesiyle gece vardiyasında ocaklara inmediler.
Liyakat zammı (buna performansa dayalı ücret zammı da denilebilir), kömür havzasında çalışan mühendislere, şef ve çavuşlara, sendika ve idari yönetime yakın işçilere dağıtılan bir paraydı.
Daha sonra ikna edilen Gelik işçileri ocağa girmişlerdi ama havzanın diğer bölgelerini de etkileyecek bir kıvılcımı da yakmış oldular.
(Bkz. Resim03)
Direniş ertesi günü gündüz vardiyasında aynı bölgede, Kilimli ve Karadon ocaklarına yayıldı. Grevci madenciler, ocaklara girmek isteyenleri ocağa sokmayarak kuyu başlarını tutmuş, trenle gelenleri trenden indirmemişlerdi.
Gelik havzasında başlayan direniş, Üzülmeze bağlı Çaydamar ocağını da etkiledi. Burada çalışan 900 kadar madenci de uzun süre ocağa inmeyerek, ocağa inmek isteyenleri engellediler.
11 Mart gecesi Kozlu kuyu başındaki madenciler de, kuyu başını tutarak ocaklara kimseyi sokmamaya başladılar. 12 Mart gündüz vardiyasında, ocağa girmek istemeyen Kozlu işçilerine Ereğliden getirilen deniz piyadeleri ile müdahale edilmeye başlandı. Çıkan çatışmalarda, Mehmet Çavdar ve Satılmış Tepe yaşamlarını yitirirken, 10 maden işçisi ve 12 er de yaralanmıştı. Satılmış Tepe ve Mehmet Çavdar, Türkiye İşçi Sınıfı mücadelesinde vurularak öldürülen ilk işçilerdi.
(Bkz. Resim04)
Cenazeler köylerine gönderilirken
13 Mart günü, Boludan gönderilen 10.000 askerle Zonguldak ve Kozlunun tüm giriş çıkışları tutulmuştu. Kentin üzerinden alçak uçuş yapan jet uçakları bildiri atıyor, radyo ve televizyonlardan Zonguldak Grevleriyle ilgili haberlere sansür uygulanıyordu. Olayların nedenleri de, her zaman olduğu gibi dış tahrik diye nitelendirilerek, demokratik kamuoyu suçlandı.
(Bkz. Resim05)
Grev ile birlikte, maden işçileri bir takım kazanımlar elde ettiler. Buna göre; Liyakat primlerinin işçilere dağıtılacak kısmı, eşit ve adil bir şekilde pay edilecekti. Guruplu işçilerin ücret durumları düzeltilmeliydi, iş amirlerinin işçilere kötü davranışları ve eziyet etmeleri engellenmeliydi. Önceden ödenen çocuk parası ve kumaş parasının tekrar verilmesi, çalışma saatlerinin yasada yer aldığı şekilde olması gerektiği kabul edilmişti.
Grev sonrası madencilerin bu istemleri kabul görerek, kötü çalışma koşulları ve emek hareketi tüm ülkede tekrar dikkate alınır oldu.
1968 İŞÇİ OLAYLARI
(Bkz. Resim06)
68 kuşağı dediğimiz akımın doğduğu yıllarda Zonguldakta hareketli günler yaşıyordu. 7 Şubat 1968 tarihinde toplu sözleşme görüşmelerinin uzamasını protesto için Kozlu, Dilaver Üzülmez ve Çaydamar bölgelerinde toplanan 25 bin maden işçisi, kol-kol toplanıp şehir merkezine yürümüş, şehre girerek Sendika merkezini işgal etmiş, kapıları, camları kırmıştır. Olayların uzlaşma ile önüne geçilemez duruma gelmesinden sonra, Polisin sert müdahalesi sonucu kalabalığın dağıtılması sağlanmıştır. Olaylar kısa sürede yatıştırılmış olsa da, Zonguldakta maden işçilerinin ilk koordineli ve örgütlü hareketi olarak kabul edilir.
(Bkz. Resim07)
(Bkz. Resim08)
1972 YILINDAN SONRA
Osman İpekçinin hareketli geçen 8 yıllık Başkanlığının ardından Mehmet Tezer 15 mart 1972 yılında Genel Başkanlığa seçilir. Tezer 1989 yılı Temmuz ayına kadar kesintisiz olarak Genel Başkanlığa seçilir. 4 Temmuz 1989 yılında kendi isteği ile görevden ayrılar Tezerin yerine; sendikal mücadelede maden işçisinin adını altın harflerle yazdıran, eylemleri ile maden işçisinin adını dünyaya duyuran, ülkemiz işçi sınıfının önünü açan Şemsi Denizer Genel Başkanlığa seçilir.
Şemsi Denizer Genel Başkanlığa seçilmesinin ardından sendika iç yapısında da yeniden yapılanmayı başlatır. İşçi Sendikası gazetesinin logosunun altında yazan Ana Prensiplerimiz; çalışmak, üste saygı, işe sevgidir ifadesinin yerine Ekmek-Barış-Özgürlük yazılır. Yüksek ve yoğun tempolu bir çalışma dönemi başlar. Çünkü ülkemizin sorunları, çalışanların sorunları çığ gibi büyümekte, mevcut iktidar çalışanları, emekçi halkı, sabit gelirliyi görmezden gelmektedir.
(Bkz. Resim09)
26 Ocak 1990de ilk Temsilciler Kurulu toplantısı yapılır. 24 Şubat 1990 günü 10 binlerin katıldığı ilk miting yapılır. Bu mitingle iktidara karşı ilk uyarı yapılır. 1990 madenci Grevi ve 4 Ocak 1991 Büyük Ankara yürüyüşü dünya işçi hareketi tarihinde yerini alır. Ve iktidar 1991 Genel Seçimlerini kaybeder.
1990-91 BÜYÜK ZONGULDAK GREVİ VE ANKARA YÜRÜYÜŞÜ
1990 yılı birçok kamu sektöründe toplu iş sözleşmelerinin imzalanacağı yıldır fakat sendikalar ve hükümet ücretler konusunda ciddi anlaşmazlığa düşer. (Genel Maden-İş´in önerisi: 2.5 milyon lira maaş ve 85 bin lira yevmiye; hükümetin önerisi 1.2 milyon lira maaş ve 64 bin lira yevmiye) Genel Maden-İş Genel Kurulu toplanır ve 30 Kasım´da greve başlamaya karar verir. Sendika Genel Başkanı Şemsi Denizer, 30 Kasım sabahı saat 08.00´de grev önlüğünü giyer ve grev pankartı, Zonguldak´taki Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Gelik Müessesesi önüne asılır.
(Bkz. Resim10)
Hükümetin lokavt kararı da gecikmeden 3 Aralık´ta yürürlüğe konulacaktır.
Şemsi Denizer, Genel Maden-İş Genel Başkanı sıfatıyla, 30 Kasım 1990 günü Gelikte ilk grev gömleğini giymek suretiyle Büyük Madenci Grevi´ni fiilen başlatmıştır. Onbinlerce Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) işçisinin katıldığı grev sonuç vermeyince, maden işçileri, grevin 35. gününde aileleriyle birlikte Zonguldak´tan Ankara´ya doğru yola çıkmıştır. 4-8 Ocak 1991 tarihleri arasında yaşanan bu eylem Büyük Madenci Yürüyüşü şeklinde anılır. Başlangıçta Ankara´ya otobüslerle gidilmesi planlanmış, otobüslerin Zonguldak´a girmesinin engellenmesi üzerine yürüyerek gidilmesinde karar kılınmıştır.
(Bkz. Resim11)
Erzaklarını yanına alan, soğuk hava ve zorlu kış şartları altında gün boyu yürüyen işçiler ve aileleri, ilk gece Zonguldak merkeze 22 kilometre uzaklıktaki Devrek, Karamanlarda konaklamış, yöre halkının misafirperverliği ve desteğiyle karşılanmıştır. İkinci gün (5 Ocak 1991) 1 kilometre uzunluğundaki Dorukhan Tüneli´nden de geçilerek Bolu il sınırına ulaşılmıştır. Denizer, o gün Başbakan ve İçişleri Bakanı ile Bolu´da bir görüşme yaptı. İşçiler, ikinci geceyi Bolu, Mengen´de geçirdiler. Burada da esnafın ve halkın desteğiyle karşılaşıldı. Üçüncü gün (6 Ocak 1991) yeniden yürüyüşe geçen işçiler, asker, çevik kuvvet ve polis tarafından kurulan barikatla karşılaştı. Denizer´in dönemin Başbakanı Yıldırım Akbulut ile yaptığı görüşmeler sonucunda, işçiler yürüyüşe son vermek zorunda kaldılar.
(Bkz. Resim12)
Yürüyüşün ardından hareketin öne çıkan önderi Şemsi Denizer konusunda, karşıt iki görüş öne çıktı denilebilir. Bir taraf, Denizer´e, Polonya işçi önderi Lech Walesa´yı hatırlatarak, "Yerli Walesa" derken, diğer taraf genel başkanlığı sırasında sendikaya alınan Jaguar marka makam aracını hatırlatarak "Jaguar Şemsi" demektedir. İkinci grup, Büyük Madenci Yürüyüşü´nün Denizer´in tavizleri nedeniyle kazanımla sonuçlanamadığını ve Ankara´ya yürünemediğini söylerken; ilk görüş yürüyüşün tarihe geçtiğini ve Ankara´dan gelebilecek bir işçi desteğinin yoksunluğu nedeniyle son barikatın aşılamadığını belirtmektedir.
(Bkz. Resim13)
(Bkz. Resim14)
Denizer, Aralık 1992de Türk-İş Genel Sekreterliğine seçilir ve 6 Ağustos 1999 tarihine kadar bu görevini sürdürür. Zonguldak Genel Maden-İş Sendikası´nın 6. Genel Kurul toplantısı için Zonguldak´ta bulunduğu bir sırada,. toplantının ilk gün çalışmalarına katıldıktan sonra Deniz Kulübü´nde yemek veren Denizer, saat 23.50 sıralarında kendisinin kullandığı makam otomobiliyle Bahçelievler semti Elmas Sokak´taki evinin önüne vurulmuştur.
(Bkz. Resim15)
6 Ağustos 1999 günü Denizerin vurulması ile bir hafta ertelenen Genel Kurulda 14 Ağustos 1999 günü Çetin Altun Genel Başkanlığa seçilir. Altun, 1-5 Aralık 1999 tarihinde yapılan Türk-İş Genel Kurulunda da Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreterliğine seçilir.
(Bkz. Resim16)
2-3 Ağustos 2003 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurulda yeniden Genel Başkanlığa seçilen Altun, aynı yıl yapılan Türk-İş Olağan Genel Kurulu´nda da yeniden Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreterliğine seçildi. Altun bu görevi Aralık 2007 tarihine kadar sürdürdü.
Genel Maden İşçileri Sendikasının 1999 ve 2003 Genel Kurullarında seçilen Yönetim Kurulu şöyle: Genel Başkan Çetin Altun, Genel Başkan Yardımcıları Rahmi Yaman ve Dursun Oğuz, Genel Sekreter Mustafa Dağlıoğlu, Genel Mali Sekreter İrfan Akyiğit, Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Ramis Muslu ve Genel Eğitim Sekreteri Ramazan Denizer.
5-6 Mayıs 2007 tarihinde yapılan 8. Olağan Genel Kurulda Ramazan Denizer Genel Başkanlığa seçilir. Yönetim Kurulu şu isimlerden oluşur. Genel Başkan Ramazan Denizer, Genel Başkan Yardımcıları Rahmi Yaman ve Dursun Oğuz, Genel Sekreter Mustafa Dağlıoğlu, Genel Mali Sekreter Muharrem Sarıçam, Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Ramis Muslu ve Genel Eğitim Sekreteri Eyüp Alabaş.
Sendika 29 Kasım 2008 tarihinde ise Olağanüstü Genel Kurula gider. Genel Kurulda Ramis Muslu, Genel Başkanlığa seçilir. Yönetim Kurulu şöyle oluşur; Genel Başkan Ramis Muslu, Genel Başkan Yardımcıları İsmet Demirhan ve Dursun Oğuz, Genel Sekreter Taci Alkaya, Genel Mali Sekreter Muharrem Sarıçam, Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Osman Tutkun ve Genel Eğitim Sekreteri Eyüp Alabaş.
Sendikanın 9. Olağan Genel Kurulunu ise 9-10 Nisan 2011 tarihlerinde yapıldı. Genel Kurulda Eyüp Alabaş, Genel Başkanlığa seçildi. Üye sayısının 2010 yılında yapılan Mali Genel Kurulla 5e düşürüldüğü Sendikanın Yönetim Kurulu şöyle oluştu; Genel Başkan Eyüp Alabaş, Genel Başkan Yardımcısı Satılmış Uludağ, Genel Sekreter Behzat Cinkılıç, Genel Mali Sekreter Muharrem Sarıçam, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Osman Tutkun.
(Bkz. Resim17)
Sendikanın 10. Olağan Genel Kurulu, 4-5 Nisan 2015 tarihlerinde yapıldı. Genel Kurulda Ahmet Demirci Genel Başkanlığa seçildi. Yönetim Kurulu şu şekilde oluştu: Genel Başkan: Ahmet Demirci, Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Hakkı Arslan, Genel Mali Sekreter Adnan Tıska, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Satılmış Uludağ.
SENDİKA BAŞKANLARI VE DÖNEMLERİ
Memduh SÜER
Mustafa KOÇER
Mustafa EROL
Necati DİKEN
Rasim GİRGİN
Ömer KARAHASAN
Niyazi YILDIZ
Muzaffer YILMAZ
Mehmet ALP DÜNDAR
Osman İPEKÇİ
..
Mehmet TEZER
(1972-1989)
Şemsi DENİZER
.(1989-1999)
Çetin ALTUN
.(1999-2007)
Ramazan DENİZER
..(2007-2008)
Ramis MUSLU
.(2008-2011)
Eyüp ALABAŞ
.(2011-2015)
Ahmet DEMİRCİ
.(2015-
)
Tarihinde 48 bin işçi üyesi olan sendika şimdi 8 bin 5 yüz gibi bir üye sayısına sahip ve her geçen gün kan kaybediyor. Bu işten Zonguldak ekonomisi ve halkı zararlı çıksa bile, STKlar ve sendikalar çok rahat görünüyor. Devlet ise Zonguldakı çoktan gözden çıkarmış gibi, maden şehitlerinin hakkını ne verse ödeyemeyecek olan devlet ve yönetenler, bu politikasından vazgeçmediği sürece gelişen tarihi süreçte bu vebal altında anılacaklardır. Şu gerçeği de hatırlatmak gerekir ki, bu şehirde hak arayışı için işçi yürümüyor, şehir yürüyor.
Yardımcı kaynaklar
Zonguldak Nostalji
zonguldaknostalji.com
GMIS (Genel Maden İşçileri Sendikası)
Milliyet Gazetesi
Erol Çatma