Hayatın olağan akışı ve karmaşık temposu içinde bazı önemli şeyler kayboluyor.

Üzerinde konuşulmadan kaynıyor.

Eğer birileri de konuyu özel olarak ele alıp üzerine gitmezse, zaten boşa gidiyor zaman…

Bu kentin zamanı boşa harcandı, yıllardır…

Pek çok konuda böyle oldu.

Geçmişten, dünden şikayet ediyoruz, ama bugünü yine değerlendiremiyoruz.

[*] [*] [*] [*]

Zonguldak Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Gökçebey Fidanlık Müdürlüğü’nde “21-27 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Haftası” dolayısıyla tören düzenlendi.

O törende aslında çok önemli bir şey söylendi.

Ama o söylem, ne yazık ki, manşetlere çıkmadı.

Önemli haber olarak bile görülmedi.

Konuyu burada ele alalım istedim.

Belki birilerine küpe olur.

[*] [*] [*] [*]

Dedi ki Vali Ali Kaban:

“Gökçebey’deki fidanlığımızda hem denetleme, hem yerinde görme, hem de temsili olarak ağaç dikimi gerçekleştirdik.

Bölge Müdürü başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Özellikle fındık konusunda Batı Karadeniz’de yapılması gereken çalışmayı yapmak adına Zonguldak’ımızı fındığın da merkezi haline getirmenin yollarını arıyoruz.

Bu sene gayretle 60 bin fidan dikildi.

Tüpe alındı, aşı faaliyeti gerçekleştirdi.

Önümüzdeki yıl sonbahardan itibaren 200 bin fidan dikilmesi düşünülüyor.

Fındık, sadece Doğu Karadeniz’de değil, Batı Karadeniz’de de bir anlamda endüstriyel olarak değeri olan bir ürünümüz.

Bu ürünün daha kaliteli hale getirilmesi, özellikle yaşlanan fındıkların hızlı bir şekilde dönüşümünün sağlanması büyük bir önem arz ediyor.

Dünyada yüzde 70 civarında fındık üretiminde hâkimiyetimiz var.

Bunun da bir parçası olarak burada başlattığımız faaliyeti yerinde görmüş olduk.

Ormanlarımıza emek verenlerin bu gününü kutlayarak, teşekkür ediyorum.”

[*] [*] [*] [*]

Acaba bu kentte söz ve yetki sahibi olan kaç kişi bu işin takipçisi olacak?

Sayın Vali bir şey diyor.

Lütfen tekrar okuyun!

[*] [*] [*] [*]

Vali Bey, Ordu Valiliği döneminde fındık konusunda insanları yüreklendirdi.

Ordu da zaten fındık oluyordu belki, ama bu işler daha sistemli yapılmaya başlandı.

Üreticinin gözünü açtırdı.

Ve bugün Ordu’ya gittiğinizde, o dönem Vali Kaban’ın çabalarını anlatırlar size…

Buradan yola çıkarak, “Zonguldak’ta fındık mı olur?” mantığı ile yaklaşacaklar olacaktır.

Ne yazık ki, bize bazı şeyleri anlatmaya çalışan az sayıda bürokrat geliyor bu kente…

Onların ne demeye çalıştıklarını biraz olsun anlayabilseydik, zaten böyle olmazdık.

Mesela, Çaycuma eski Kaymakamı ve şimdiki Ağrı Valisi Musa Işın gibi...

[*] [*] [*] [*]

Vali Bey’in ortaya koyduğu bu rakamların ardından acaba kimler heyet olarak giderek bu rakamın 200 binden 400 bine çıkarılmasını isteyecek?

Kimler proje geliştirecek?

Tahmin ediyorum ki, yok denecek kadar az olacaktır.

Buradan biz bir çağrıda bulunalım.

Sayın Kaban, gelin bu rakamı 200 binden 400 bine çıkaralım.

Kamuoyunu da hep birlikte aydınlatalım.

Tembelliğe ve hazırcılığa alıştırılmış bu kentin insanı, toprağımızın zenginliklerinin farkına varsın!

[*] [*] [*] [*]

Bir de şu 69 Ambarları, çekekler, teleferik ve buna benzer şeyler var.

Onları da yarın kaleme alacağız.

Bu kentin aslında neyi kaçırdığını, neleri yakaladığını yarın konuşacağız…

Başsavcının duyarlılığı…

Zonguldak Cumhuriyet Başsavcısı Necip Topuz, evi ile adliye arasında mekik dokuyan bir yargı mensubu olmanın ötesinde, kente, olaylara duyarlı bir isim.

Bu hassasiyeti, yaptığı konuşmalarda görüyoruz.

Ancak görevi gereği elbette bazı şeyleri söylemesi mümkün değil.

Dün yapılan anlamlı bir törende söyledikleri ayrıca önem taşıyor.

Eski hükümlüler için düzenlenen meslek edindirme kurslarından biri de “İş Makinası Operatörlüğü Kursu”ydu…

Törene, Başsavcı Topuz ile birlikte, Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Gönül Demirsu, Adalet Bakanlığı Zonguldak Denetimli Serbestlik Müdürü Ersen Göktaş, Fatih Halk Eğitim Merkezi Müdürü Zülfikar Uçar, TTK yetkilileri ve kursiyerler katıldı.

Sayın Topuz konuşmasında şunları söylüyor:

“Biz cumhuriyet savcıları, genelde bozulan kamu düzenini düzenlemek için görev yaparız.

Bu suçun işlenmesi anından başlar ve suç için ön görülen cezanın belirlenmesine kadar devam eder.

Ancak modern ceza adalet sistemlerinin hedefinde işlenmiş olan suç eylemine ceza vermek yer alır.

Sonuç alınması hedeflenmez.

Suç işleyenlerin topluma kazandırılması ceza ve adalet sisteminin temel hedeflerinden birisidir.

‘Bir iş, bir hayat; bir hayat, bir aile; bir aile de, bir toplum’ diyerek bu çalışmaya karar verdik.
Bu arkadaşlarımızın kurs ile bir meslek edinmelerini ve bununla birlikte iş sahibi olmalarını sağlamak istiyoruz.

Bunu da başaracağımıza inanıyoruz.

Özellikle bu eğitime destek olan bütün kurumlarımıza ve yetkili arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.”

Sayın Başsavcı, bu çabanız ve yaklaşımınız için aslında biz teşekkür ediyoruz.

Bazen bunlar bile büyük umut oluyor.

Sosyal facia…

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca sosyal medyada "bombalı saldırı" olacağı yönünde asılsız paylaşımlarda bulunan bazı kullanıcılar hakkında soruşturma başlatıldı…

"Terör örgütü PKK/KCK'nın son zamanlarda gerçekleştirdiği bombalı saldırılarla ilgili, toplumda kaos ve yılgınlık oluşturmak üzere sosyal medya üzerinden bu algıyı pekiştirmek, kuvvetlendirmek ve yaygınlaştırmak için asılsız paylaşımlarda bulunulması ve haberler üretilmesi" üzerine başlatılan soruşturma, Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosunca yürütülecek.
Sosyal medya ve sosyal medya hukuku üzerine farklı tartışmalar var.

Sonuç olarak, medya nerede olursa olsun sınırsız özgürlük mümkün değil.

O zaman başka bir dünyada yaşamanız gerekiyor.

Yasaklara ve özgürlükler önündeki engellere hep birlikte karşı koyalım, ama bu özgürlük işini sulandırmanın da anlamı yok.

Öyle şeylerle karşı karşıya kalıyoruz ki, kimi sosyal medya delikanlılarının sokakta yüzünüze bakacak yüzü yok.

Ama sosyal medyadan sallıyor.

O an ne hissediyorsa, onu yazan, paylaşan bir toplum…

Toplum ne kadar kirliyse, sosyal medya onun belki yüz katı.

Buna siyasi kutupların algı yarışı da eklenince, ortaya çirkin bir manzara çıkıyor.

Sosyal medya kullanıcılarının çok büyük bölümünün, ne yazık ki, gördüklerinin doğruluğunu sorgulamadan, sadece siyasi öfke ve kinden dolayı paylaştığını görüyoruz.

Ne yazık ki, bu kesimin içinde her eğitim kademesinden insan var.

Yazık…

Sosyal medya “sosyal facia”ya dönüşmüş durumda.