Zonguldak’ta en ufak gelişmeye “müjde” olarak bakar olduk.

Milletvekillerimiz veya bürokratların söyledikleri en küçük gelişmeyi “müjde” olarak veriyoruz.

Söylemler gerçekleşmeyince de, siyasetçiden ziyade medya suçlanıyor.

Hatta siyasetçinin veya bürokratların iştahla “müjde” olarak verdiği açıklamaları bazen de gözümüzden kaçırıyoruz.

Bunlardan biri de, Zonguldak-Ereğli arasındaki sıcak asfalt ihalesinin 25 Mart 2016 Cuma günü gerçekleşecek olması…

“Yolculuk yapıp da, Zonguldak’ın yollarından şikayet etmeyeni duymadım” desem yeridir.
Hele Ereğli güzergahından gelen misafirlerimize, o şoku atlatasıya kadar 2-3 günümüz geçiyor.

Bir gelen, bir daha gelmemek için çaba gösteriyor.

1972 yılında yapılan ilk ihalenin ardından 44 sene geçmiş, şimdi sona gelinmiş gibi...

Daha doğrusu, sonun başlangıcına…

Zira Zonguldak’ta iş bitmeden bitmemiştir.

Sıcak asfalt konusunda Karayolları 15’inci Bölge Müdürlüğü özellikle 3 aksın üzerinde duruyor.

Zonguldak-Ereğli, Bakacakkadı-Bartın ve Bakacakkadı-Zonguldak arası…

Milletvekili Sayın Hüseyin Özbakır’ın da defalarca dile getirdiği yol sorununda somut adımların görülmesi ve umutların tazelenmesi için buraların yapılması da çok önemli.

Ereğli-Zonguldak arasındaki yolun ihalesinin yapılmasının da önemi ortada…

Ama hepsinden önemlisi, sıkıntı yaşanmadan, sürecin geçilip sıcak asfalta vatandaşın kavuşması…

[*] [*] [*] [*]

Yine aynı tehlike…

Zonguldak-Ereğli karayolu ihalesi öncesi yine aynı endişeleri taşıyoruz.

İhale sonrası firmaların itirazı veya ihaleyi kazanan firmanın işi yapamayıp iflası…

Bu iki konuda Türkiye genelinde de işlerin aksadığı söyleniyor.

Sanırım, Zonguldak kadar olan yoktur…

Buna kanuni ve kalıcı çözüm bulunması gerekirken, yine oyalanıyoruz.

Ne diyelim; inşallah bu sorunlar yaşanmaz.

İnşallah; müteahhit faciaları yaşanmadan asfaltımıza kavuşuruz.

[*] [*] [*] [*]

Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal!

Hep söylüyoruz; Zonguldak’ta doğrular “yanlış”, yanlışlar “doğru” olarak kabul edilmiş.

İşte örnek;

Karakum’daki çekeklerin kaldırılması gerektiğini, orada çekekleri olan kişiler dahil herkes biliyor.

Valisi, Belediye Başkanı, Emniyet Müdürü, vatandaşı…

Ama herkes biliyor, kabul ediyor.

Bunu yazmak ise, medyaya kalıyor.

Yazıyorsun da ne oluyor?

Kamilcan Atar isimli okuyucumuzun gönderdiği yorumda olduğu gibi muameleyle karşılaşıyorsun.

Oturduğu yerden, tanımadan, soruşturmadan yazmış…

“Karakum’dan sende payını alacaksın galiba Osmancığım, hiç ağzından düşürmüyorsun maşallah…”

Sağ olsun, bizi ne yerine koymuş!

Büyük bir grup “Niye yazmıyorsunuz?”, “Godoman, zengin oldukları için yazamıyorsunuz” deyip “sus payı aldık” muamelesi yaparken, Kamilcan Atar gibi zihniyetliler de, “Niye yazıyorsun? Para alacaksın” muamelesi yapıyor.

Bizim içimiz rahat, eyvallah da, bu nasıl bir zihniyet, anlamaya çalışıyorum.

Bıyık, sakal muhabbeti…

Hangisini yapalım sayın okuyucular?

GÜNÜN SÖZÜ:

“Karakum’dan sende payını alacaksın galiba Osmancığım, hiç ağzından düşürmüyorsun maşallah…”

Okuyucumuz Kamilcan Atar

SÖZÜN ÖZÜ

“Bilmediğini bilmek en iyisidir. Bilmeyip de bildiğini sanmak tehlikeli bir hastalıktır…”

Lao Tzu