Genel Maden İşçileri Sendikasının (GMİS) eski yöneticisi ve Amelebirliği Yönetim Kurulu Üyesi, maden işçisi Osman Tutkun diyor ki:
Aileleri, akrabaları ve maden işçileri, bu haklı ve onurlu mücadeleye destek veriyor.
Acaba bu şehirde başka emekçi kalmadı mı?
Memleket dernekleri kapandı mı?
Odaların başkanları izne mi çıktı?
Bürokrasi beyleri neden korkuyorsunuz?
Bu şehrin sendikaları, ne zaman dik duruş göstereceksiniz?
Sayın vekiller, emek mi, ekmek mi, yoksa oydan mı korkuyorsunuz?
Yazık
Yazıklar olsun, haklı ve onurlu bir mücadeleye sahip çıkamıyorsunuz.
Oradaki mücadeleye sahip çıkanlara, destek verenlere selam olsun.
TTKya işçi alımı konusunda kaos yaşadığımız şu günlerde, Sayın Enerji Bakanımız Berat Albayrak Beye seslenmek istiyorum: 2014 yılında özelleşen ÇATES ihalesini bu emek hırsızlarından alınıp TTK verilmesini, TTK eli ile işletildiğinde; hem TTKnın kömür pazarı sorunu olmayacak, hem zarar eden bir kurum olmaktan kurtulacağız, hem dışa bağımlıktan kurtulacağız, hem de emek hırsızlarından kurtulacağız.
Sayın Vekillerim, bu konuda destek, bilgi, dosya istiyorsanız, ben ve tüm madenciler, emekçiler emrinizde
Biz elimizi taşın altına değil, gövdemizi koyduk
Hadi hep beraber Kara Elmas için birlik ve beraber olmaya
Vay
Vay
Vay
Bunları okuyunca gözlerimiz yaşardı.
Bizim şaşırdığımız, söz konusu Amelebirliği Ankara Misafirhanesinin yap-işlet-devret modeliyle Zonguldakın elinden alınmasına sessiz kalan, alkış tutan, karşı çıkanlara söven-sayan Osman Tutkuna ne olmuş böyle?
Bu çıkış bizlere, TTK Üzülmez Müessese Müdürlüğünde işçilerin üzerine kapatılan kapılardaki kilitleri kıran, kameralar önünde şov yapan Osman Tutkunu hatırlattı.
İki ayrı Osman Tutkun var.
İçlerinden biri yalan söylüyor.
İkisinden biri samimiyetsiz
İkisinden biri tribüne oynuyor.
Hangisi Osman Tutkun, anlayamadık.
Maden işçisi, kendisine Amelebirliği seçimlerinde destek veren, yetki veren maden işçisi anlayabildiyse, buyursunlar açıklasınlar.
Bu arada, Amelebirliği yönetimine Bakanlıktan bir ismin atanması gündemde.
Amelebirliği yönetimine seçilinceye kadar demediğini bırakmayan Osman Tutkun, kendisine duyulan güvene ihanet etti.
Sonra da sosyal medyadan ÇATESin taşeron işçileri üzerinden gelecek için kendisine zemin yaratmaya çalışıyor.
Ne diyordu işçi:
Bizi satanı, biz de satarız
Osman Tutkun, Amelebirliğinin misafirhanesini, bu kentin, işçinin bir değerini satıyor.
İşçi de bunun hesabını herhalde yapacaktır!
Sizi Komisyona havale ediyoruz!
ÇATESin taşeron işçileri, kadroya geçmek için eylem yaptılar.
Bereket Enerji, o işçilerin bağlı bulunduğu taşeron firma ile sözleşmesini feshetti.
İşçiler, işsiz kaldı.
Eylemlerine devam ediyorlar.
Günlerdir izliyoruz.
Birileri çözüm istiyor.
Birileri masal okuyor.
AK Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır, firma sahibi ile görüşeceğini söyledi.
Diğer yandan Tes-İş Zonguldak Şube Başkanı Ahmet Hasanefendioğlu ve GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, bir komisyondan bahsediyorlar.
Efendim, komisyon oluşturulacakmış.
Türk-İşi, milletvekillerini, onu-bunu ziyaret edecekmiş.
Ölme eşeğim, ölme
Kusura bakmasınlar, ama bu ne demek biliyor musunuz?
Neyin komisyonu?
Randevulaşın, 2 gün sonrasına
Toplansın, belediye başkanları ve sendikacılar
Dayansınlar, ÇATESin kapısına
Çıksınlar yönetime
Uzlaşı içinde bir kahve sohbetiyle bitirsinler işi
Kimse, kendi beceriksizliğini komisyonlara havale etmesin.
Ayıptır.
İnsanın biraz yüzü kızarır!
Bu öyle atla-deve değil ki
Çözülemeyecek bir mesele zaten değil.
Galiba en iyisi bu beceriksizleri Allaha değil, komisyona havale etmek!
AK Partide gerilim
Zonguldak siyasetinde çıta ve temsil gücü, ne yazık ki, düşmeye devam ediyor.
Bu bazen bile bile, bazen de mecburen yaşanıyor.
Sorunların tartışılmasına ve çözümünde, ne yazık ki, istenilen yere bir türlü gelemiyoruz.
Eksik olanlar da eksilmeye devam ediyor.
MHP ve CHPde yaşanan manzarayı paylaşmıştım.
AK Parti için de birkaç şey söylemek gerekiyor.
En fazla göze çarpan etken, şüphesiz pek çok açıklaması ve ticareti ile eleştiri alan bir isim olsa da eski İl Başkanı Hamdi Uçarın eksikliği
Sonrasında yerine seçilen Zeki Tosuna kimsenin söyleyebileceği bir şey olamaz.
Ama siyaset ve temsil, başka bir dil ve duruş gerektiriyor.
Zeki Tosun, partililerin Zeki abisi olduğu için belki fazla bir ses çıkmıyor, ancak Hamdi Uçarın eksiliği fazlasıyla hissediliyor.
Bir diğer detay ise, il ve ilçe arasındaki gerilim.
Merkez İlçe Başkanı Metin Karaduman, daha aktif bir performans sergiliyor.
Ancak İl bundan rahatsız.
Karaduman ve arkadaşları, aslında çok daha fazla çaba göstermeye hazır, ancak orada da İl ile karşı karşıya gelmeme adına alttan alıyorlar.
Halk diyor ki
Gazipaşaya çıktığınızda iki dost meclisine katılıp bir bardak çay içmeye vakit bulduğunuzda kente, olaylara, sorunlara, insana, insan yaşamına verilen değere, beceriksizliklere dair çok şey dinliyoruz
Halk konuşuyor.
Halk haklı.
Halk az bile konuşuyor.
Kaldırımın renginin neden siyah olduğundan tutun da 10 yıldır yapılamayan hastaneyi, 20 yılda ancak tamamlanabilen spor salonunu, yapılamayan stadyumu, belediyenin rezil çukurlarını, iktidarın yapmadığı, yapamadığı yolları, ekonomik sorunları ve daha pek çok şeyi konuşuyor.
Milletin canı burnunda.
Bakmayın bu kadar sabırlı görünmesine.
Ama kötü olan şu
Herkes yalnız düşünüyor.
Bu kadar derdi olan insanların binde biri bir araya gelerek güç oluştursa, aslında kentte çok şeyi değiştirebilir.
Ama bu kentteki insanların en büyük eksikleri önderleri, güvenebilecekleri bir sivil otoriteleri olmaması
Halkın anlattıklarını zaten aylardır yazıyoruz.
Yıllardır yazıyoruz.
Demek ki, yazmak yeterli değil.
Toplanacaksınız 300-500 kişi, dayanacaksınız kapıya
Kapatacaksınız yolları
Gazipaşa Caddesini
Zonguldak-Ankara yolunu
Zonguldak-Ereğli yolunu
Halkın iradesini, halkın taleplerini dikkate almayan, halkı oyalayan, kenti kandıran, kentin yıllarını çalan kim varsa dayanacaksınız kapıya.
Görün bakalım, bunca adam o kadar rahat olabiliyor mu?
Eyyyy sivil inisiyatifler
Uyanın, sabah oldu.
Zonguldak için zaten çok geç oldu!