Zonguldak, yıllardır, özellikle siyasette kavga ile anılır…

Sorunlar belliyken, çözümler de belliyken, bir türlü sorunlara ve çözümlere odaklanamıyoruz.

Farklı partilerin temsilcileri birbirleriyle kavga etmedikleri dönemde, aynı partinin temsilcileri birbirleriyle kavga ediyorlar.

MHP’de belediye başkanlığı ve milletvekilliği adaylığı döneminde yaşananlar…

CHP İl Kongresinde yaşananlar…

Son olarak TBMM’de AK Parti Milletvekili ile AK Partili Belediye Başkanı arasında yaşananlar…

Bunların hiç birinden Zonguldak’ın bir kazanımı yok, olamaz.

Peki, kazanan kim?

Kavganın kazananı olmaz.

Ayak oyunlarıyla mevki-makam kazanılsa da, kalp kırıldıktan sonra, kentimize katkı vermedikten sonra neye fayda?

[*] [*] [*] [*]

Kim düğmeye bastı?

Türkiye’de bir karışıklık veya devlete karşı bir hareket olduğunda, dikkat edin, sistematik hareket ediliyor.

Yaşanan bir olayın peşinden daha 24 saat geçmeden pankartlar hazırlanmış.

Sloganlar hazırlanmış, eylem yerleri planlanmış oluyor.

Taktik aynı, maşalar aynı, düğmeye basan aynı…

Ortadoğu’daki birçok ülkeyi mezhep ayrılığı üzerinden vuran güçler, Türkiye’yi de etnik ayrımı üzerinden vurmaya çalışıyor.

“Kürt meselesi” diye diye Kürtleri bile buna inandıran güçler, asker ve polisin terör örgütü PKK ile mücadelesine maydanoz olmaya çalışıyor.
Bunu da, Türkiye’deki uzantılarının, maşalarının üzerinden yapıyor.

Bilerek veya bilmeyerek Türkiye’deki uzantıların açıklamalarıyla ülkede masum birilerine yönelik durup dururken bir mücadele başlatılmış gibi, “katliam yapılıyor” havası oluşturulmaya çalışılıyor.

Son gelinen noktada bu maşaların ne kadar çoğaldığını da görme fırsatı bulduk.

PKK’ya “terör örgütü” diyemeyenlerin sesi daha çok çıkıyor.

“Bebek katili” bir örgütü bitirmeye yönelik yapılan mücadeleye “katliam yapılıyor” diyebilme hadsizliğini bile gösteriyorlar.
Ortadoğu’da hesabı olan İsrail, ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, İran vs. hepsi dönem dönem düğmeye basan, bildik açıklamalarla kafa bulandırmaya çalışanlar da bunların maşasıdır.

Bunu görmemek ya “saflık”, ya da “ihanet”tir.

[*] [*] [*] [*]

Sendikalar ne alaka?

Türkiye, terör olayını bitirip etnik ve dini farklılığı olanların rahat yaşayabileceği ortam oluşturmaya çalışıyor.

Bundan daha doğal, daha anlaşılabilir ne olabilir?

KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) Genel Sekreteri Davut Balıkçı geliyor, Zonguldak’ta güya çaktırmadan devlete “katliam yapıyor” diyor, bağlı olduğu KESK Genel Kurulu da açık açık devlete “katil” suçlaması yapıyor.

İyi de bu sendikalara ne oluyor?

İşçinin, memurun hakkını savunması gerekirken, terör örgütünün savunuculuğunu yapma sevdası nereden çıktı?
“Hırsız Cumhurbaşkanı” demekle bir kişiye hakaret etmiş olursun, dava açılır, kazanılır, kazanılmaz…
Ama, “katiller dışarı” diyerek, devletin terör örgütüne yönelik yaptığı operasyonları başka bir yöne çekemezsin.
Çekersen, niyetin de bozuktur, kişiliğin de…
Sendika, sendikalığını; silahlı kuvvetlerimiz de görevini yapsın.
Kimse olayı saptırmasın.
GÜNÜN SÖZÜ:

“Partimizde kavga istemiyoruz…”

AK Parti İl Başkanı Zeki Tosun


SÖZÜN ÖZÜ:

“Kalabalıklar daima tehlikelidir. İçlerinde mutlaka ruhlarını ucuza satan alçaklar bulunur…”

Victor Hugo