Can Polat Pamay Spor Salonu&[#]8217;nda Ak Parti´nin kongresini izliyoruz.
Kendi imkanlarımızla bir basın masası oluşturduk.
Kongreyi daha kolay izleyelim dedik.
Ama içeride durmak mümkün değil.
Klimasız, havalandırması yetersiz, havalandırma sistemi çalışmayan, çalışsa da gürültü yaratan bir salon.
Karabük´te son dönem sportif alanlarda yapılan yatırımların yanında bizimkisi perişan.
İl Müdürlüğü´ne gelen Ahmet Sağlam´ın bu konularda çaba göstereceğine eminim.
Ancak spor kamuoyunun ilgisizliğine ne diyeceğiz.
Her şey Can Hoca´nın TBMM Başkanı Köksal Toptan´a mektup yazmasıyla çözülecek gibi de durmuyor.
Öte yandan kentin hangi tuvaletine gitseniz ya kapıları bozuk, ya muslukları, ya başka yerleri.
Sabun yok, hijyen yok.
Kişi başı 50 kuruş.
Yani tuvaletlerin hali içler acısı.
Paran yoksa ikinci defa sokmazlar.
İtiraz edersen bir de anana söverler!
Daha fazla itiraz edersen döverler kimse de sahip çıkmaz.
Temizlik imandan gelirmiş.
Üstteki camide böyle yazıyor ama altına bakan yok!
Kim denetleyecek.
Misafirlerimiz geliyor.
Çoğu İstanbul görmüş, mekan görmüş, boğazda balık yemiş insanlar.
Ama Karadeniz´in balığına bayılıyorlar.
Zamanımız darsa sahile iniyoruz.
Topu topu birkaç balıkçı zaten.
Geçen yıl rakıyı peçeteye sarılı bardakla getirdiklerinde bu durumu anlatmakta zorlanıyorduk.
Medya sever bu tür işleri.
Bizim medyacılar tutturdular; "Sizin burada mahalle baskısı var" diye.
Bu sene balık ızgaralarını yolun ortasına çıkardılar.
Kimse de ´dur´ demedi.
Kafayı dinleyelim derken, bir de bağıran balıkçı dostlarımızın ses tonlarıyla kafamız tenekeye dönüyor.
O da yetmiyor.
Misafirimiz balığı çok beğeniyor.
Anlatmakla bitiremiyor.
Sonra gözü balık pişiren kişinin uzamış, renk değiştirmiş tırnaklarına, perişan görüntüsüne, saçına-sakalına takılıyor.
Ben utanıyorum.
Daha utanacak çok şey var.
Hadi yeni bir spor salonu para demek.
Ya diğer ikisi.


Mithatpaşa Tüneli´ne medya desteği


Zonguldak medyası istediğinde bir çok sorunun çözümünde rol üstlenebilir.
Bunun için medyanın sahiplenmesi gerekir.
Başlarda ne olduğu anlaşılmaya çalışılan Mithatpaşa Tüneli sonradan medyanın sahiplendiği konulardan biri oldu.
Ve bu konuda bazı şeyler daha net tartışılmaya başlandı.
Daha fazla su yüzüne çıktı.
Son olarak Doğru Haber´den Muzaffer Akgün´ün temennilerini okuduk.
Ne güzel.
Zonguldak´ın ortak çıkarlarından biri Mithatpaşa Tüneli.
Medya bu bağlamda sorunun çözümünde etkili olabiliyor.
Daha fazla etkili olmaya ihtiyacımız var.
Önümüzdeki günlerde Mithatpaşa Tüneliyle ilgili bir çalışma programı hazırlanıyor.
Bu çalışmayı da Zonguldak Platformu yürütecek.
Platformun sözcüsü yine başka bir meslektaşımız Osman Sav, bu konuda bir çalışma içinde.
Zonguldak medyası da geçmişte önemli olaylara ve gelişmelere imza atmış.
Bu günlerde daha fazlasını yapmak yine bizlerin elinde.
Bu tünelin daha hızlı şekilde hayata geçmesi için daha fazla medya desteğine ihtiyaç var.
Sadece tünel değil.
Başka önemli sorunlar var.
Zamanla bu konularda da ortak ses verebilmeliyiz.
Çünkü siyasi mekanizma maalesef bu işlerde zayıf.
Hal böyle olunca.
Basına daha fazla iş düşüyor.
Pusula olarak toplumsal konuların çözümüne yönelik çabalarımız ve desteklerimiz devam edecek.


Evlilik haberciliği öldürür mü?


Bu yaz pek çok gazeteci dostumuz evlendi.
Yeni Adım ve Kanal Z´den Gamze Sağıroğlu.
Pusula´dan İlknur Yılmaz.
Zirve Gazetesi´nden Ayşe İslamoğlu ile Anadolu Ajansı Zonguldak bürosundan Ferdi Akıllı.
Son olarak yeni Adım Gazetesi ve Kalan Z´den Sertaç Özdemir, Ereğli´den Kurtuluş Ayyıldız dünya evine giren meslektaşlarımız.
Sertaç, Kapuz Plajı´nda düğün yapacaktı.
Ancak sağanak nedeniyle orada bulunan kapalı alana sığınmak zorunda kaldı. Ama tebessümünden bir şey kaybetmedi.
Kurtuluş´un düğününe çok istememe rağmen gidemedim.
Çünkü 40 yaşında bekarlığa veda etmiş meslektaşımızı böyle bir günde yalnız bırakmamak gerekirdi.
O da pastayı kalemle kesmiş.
´Evlilik aşkı öldürür´ derler.
Acaba evlilik haberciliği öldürür mü? Onu bilmiyorum.
Genel kanı tam tersi.
En büyük temennimiz öldürmemesi.