Biz kapatalım istiyoruz.



Olayı soğutalım istiyoruz.



Dostlarımızı, büyüklerimizi dinliyoruz.



Yazar Erol Sarıal’ın çağrısına uyuyoruz.



Ama bu arkadaşlar durmuyor.



Biri “tetikçi”, diğeri “ölü sevici” diyor.



Demokrasi Platformu Sözcüsü Erdoğan Kaymakçı’yı hedef gösterdiğimizi düşünen beyler… Sözünü ettiğiniz haberde KESK Dönem Sözcüsü Zuhal Özçep Engiz’in de adı vardı.



Neden sadece Erdoğan Kaymakçı’yı savunuyorsunuz?



Zuhal Özçep Engiz’i neden savunmuyorsunuz?



Okuduğunuz bildiri elimizde…



Hiçbir satırında terör örgütüne tepki yok.



Yaptınız bir hata, yediniz bir halt, uzatmayın konuyu…



Çıkıp kamuoyundan özür dileyeceğiniz yerde, hala bize çemkiriyorsunuz.



Yok efendim, Erdoğan Kaymakçı’nın ailesi varmış, çoluk-çocuğu varmış, öğrencisi varmış.



“Demokrasi, özgürlük, eşitlik” diye açıklamalarınıza yer veriyoruz.


Ama siz, bizim bu iyi niyetimizden yüz bulup haddinizi aşıyorsunuz.


Biz de ağaç kovuğundan çıkmadık.


Bizim de ailemiz, çocuk-çocuğumuz var.


Yok öyle yağma…


“Barış” istemekten başka suçu olmayan insanlarmış…


“PKK silah bırakmalı” diyemeyenlerin, “Eller tetikten çekilsin” demesini iyi niyetle yorumlayamayız biz.


Bırakın bu işleri…


Bir daha aynı içerikte açıklama yaparsanız, yine aynı şekilde eleştireceğiz.





Şist… Hırsız var…





Kilimli Alacaağzı’ndaki şist döküm sahasındaki hırsızlığa göz yumuluyor.


“Devletin malı deniz…” mantığı bu kadar yazıya rağmen sürüyor.


Alacaağzı’ndan kömürü kimin çaldığı belli…


Hangi araçlarla taşındığı belli…



İşin içinde kimin olduğu belli…



Paravan şirket belli…



Döküldüğü yer belli…



Oradan alan belli…



Nereye sattığı belli…



Ama her ne hikmetse, kimse olaya müdahale etmiyor.



TTK, malına sahip çıkmalı…



TTK Teftiş Kurulu, Pusula’da çalışan bir muhabirden daha mı donanımsız?



Bizim muhabirlerimiz gitti, olay yerinde iş makinelerini, kamyonları görüntüledi.



TTK Teftiş Kurulu’ndan görevlendirilen kişiler aynı cesareti neden gösteremiyor?



Yoksa… Yoksa… Yoksa…





Gereksiz açıklama…





Halkın Sesi Gazetesi’ndeki köşesinde Mustafa Özdemir, şöyle yazmış:



“Gürkan Gülay ile Çınaraltı Restoran’a olan ortaklığımı, ‘Gürkan Gülay’ın Davut Acar’a borcu karşılığı ortak oldular’ şeklinde açıklayan Pusula’nın iddiası doğru olmadığı gibi Gülay’ın ne o tarihte, ne de şimdi Davut Acar’a borcu yoktur.



Pusula, anladığım kadarıyla talep ettikleri reklamı vermeyen Gürkan Gülay’ı da bu işe çekerek, intikam almak istiyor.”



Mustafa…



Gürkan Gülay ile Davut Acar arasında bir para ilişkisi yok da, seni oraya öylesine ortak aldılarsa, başına gelecek var.



Az bekle…



Gürkan Gülay’dan reklam istediğimiz iddiasına gelince…



Pusula, Gürkan Gülay’dan hiçbir zaman reklam talebinde bulunmamıştır.



Gürkan Gülay, seçim dönemlerinde aday olduğunda bize gelir, reklam vermek için pazarlık yapar.



Bilgin olsun