Zonguldak´ta son dönemlerde siyasetin kalitesi giderek düşüyor.


Genel görüş böyle.


Bu yüzden eski siyasilerin kemik yapısı ile bugünkülerin kemik yapısı sık sık kıyaslanır oldu.


Geçtiğimiz günlerde medyada yaşanan bozulmaları ve kötü örnekleri yazmıştım.


Nedenleri ve gerekçelerini kısaca anlatmıştım.


Neden gazeteci yetişmiyor, neden makine taşıyan bu kadar muhabir varken nitelikli ve ses getiren haberlerin sayısı çok az?


Bu sorunun muhatabı elbette bizleriz!


Siyasette de benzer durumun olması içler acısı manzaralar yaratıyor.


Siyasette giderek seviye düşüyor.


Çünkü artık siyaset yapmak için çok fazla bir şeye gerek yok.


Konuşarak siyaset yapılabileceği şeklinde genel görüş genç siyasetçileri de hatalara itiyor.


Ağabeyler böyle yapınca, çömez ve sonradan görme siyasetçiler ne yapsın.


Oysa her işte olduğu gibi siyasette de önemli olanın üretmek olduğundan bihaber bizim siyasetçiler.


Üreterek rekabet etmiyorlar.


Söyleyerek rekabet ediyorlar.


Adamcılık, kayırmacılık, ve korumacılık anlayışıyla siyasete tutunmaya çalışanları gördükçe gerçekten üzülüyorum.


Kemal Kılıçdaroğlu örneğine bakalım.


Çıktı belgeli konuştu.


Laf olsun diye söylemediğini herkes gördü. Başbakan´ın en yakınındaki adamlardanbir kaçını nasıl alaşağı ettiğini hep birlikte gördük.


Zonguldak çok önemli siyasetçiler yetiştirmiş.


Güçlü ve lafı bütün siyasetçiler yetiştirmiş.


Mesleki büyüklerimiz bu isimler konusunda daha detaylı ve net bilgiler verebilirler.


Örnekleriyle iktidar-muhalefet partili milletvekillerinin nasıl birlikte mücadele edebildiklerini anlatabilirler.


Örnek çok.


Ama bugünlere bakıldığında ne o olgunluğu görebiliyoruz, ne o saygınlığı.


Bir birini karalamak, eleştirmek ve medyada daha fazla yer almak üzerine kurulu bir düzene dönüşmüş siyaset.


En güzel propaganda hizmetle olur.


Yetmez o hizmeti doğru ve abartısız anlatmakla olur.


Parti teşkilatları bu konuda çok zayıf.


Bir çok partili ve yönetici partilerinin anayasalarından habersiz.


Sonra tesadüfler bu insanları bir yerlere taşıyabiliyor.


Daha yetkili konumlara çıkarabiliyor.


Çünkü siyaset yapma gerekçelerimiz çok çeşitli.


İş bağlantıları, çocuklara iş bulmak gibi çok etken var.


Mesela son dönem göze batan tek genç siyasetçi yok.


Ak Parti´nin eski İl Gençlik Kolları Başkanı Yahya Ali Ertem müfrezenin son gazisi.


Yani zaman ve sabır bilse, ticaretinde az öz gitse başına bu haller gelmeyebilirdi.


Partilerin erkek ve kadın olmak üzere genç, eğitimli, bilgilenmeye açık, insan ilişkilerinde doğru ve kararlı siyasetçi adaylarına ihtiyacı var.


Yoksa bu yozlaşma devam ederse Zonguldak´ın hepten vah haline.



Mete Arif Tokmak´ın eniştesi!


Mete Arif Tokmak basın analizi üzerine nokta atışlarıyla dikkat çekiyor.


Doğru Haber Gazetesi´nin dünkü sayısında ki yazısını gözden kaçıranlar için paylaşmak istedim.


Yazı başlığı ´Enişten niye öptü´


Mete Arif Tokmak´ın eniştesini aslında tüm basın çalışanları tanır.


Tokmak´ın eniştesi aynı zamanda tüm basın çalışanlarının da eniştesidir.


İşte o yazı:


"Basın Bayramı kutlandı.


Kutlandık, kutsanmadık ama Cuma günü protokol konuşmaları bizim şerefimize yapıldı.


Basının öneminin altı çizildi, üstü üşümesin diye örtüldü, sıcaktan bunalıp terleyen basın battaniyeyi bir kenara attı!


Basın özgürlüğünün değeri anlatıldı, şekeri ölçüldü, tansiyonu alındı, omuzlar ovuldu, eller yıkandı, sofraya oturuldu&[#]8230;


Basın sektörünün emekçileri övüldü, dövenler kınandı, döviz ve pankartlar toplandı, Kent Konseyi toplandı, Kozlu Dağköy´de yapılan Geleneksel 6. Yağlı Güreş Karşılaşması&[#]8217;nı 67 TV naklen verdi, genç sunucu arkadaş yenilip de güreşe doymayan pehlivanlara "üzüntü var mı" diye sordu&[#]8230; "Var n´olacak" diyen çıkmadı!


Karaelmas Gazeteciler Derneği (KGD) AKP(Adalet ve Kalkınma Partisi), CHP´yi (Cumhuriyet Halk Partisi) ağırladı.


Jestler yapıldı, çeşitli konularda dokundurmalar işin tuzu biberiydi.


Siyaset böyle bir şeydi, ne demiş üstat Erol Evgin "İşte öyle bir şey"&[#]8230;


Basında Sansürün Kaldırılışı&[#]8217;nın 101. yıldönümünde özellikle yerel basın da ayakta durma mücadelesi veriyor.


Basın Bayramı&[#]8217;nı İstanbul basını başka kutluyor, yerel basın maaşını alınca bayram yapıyor!


Gizli gizli kolbastı oynuyor, görenler habere koşuyor sanıyor!"