Gümeli Balı artık tescilli.


Türk Patent Enstitüsü tarafından Marka Tescil Belgesi verilen Gümeli Balı için tanıtım toplantısı düzenlendi.


Toplantıya katılan CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Bacaklı Yayla´nın turizme açılması gerektiğini söylemiş.


Yıllardır yazıyoruz.


Şelaleler.


Alabalık.


Anıt ağaç.


Yaylalar.


Dinlenmek için ideal&[#]8230;



[*] [*] [*]



Gümeli ile Akköy arasından bir dere geçiyor.


Onlar daha çok define bulunan karşı yamaçta.


Biz şehre yakın diğer yamaçta.


Topraklar verimli.


Mısır, buğday, çavdar, yulaf&[#]8230;


Elma, armut, kiraz, erik, dut, üzüm, incir, ayva, kiren, döngel, vişne&[#]8230;


Fındık, ceviz&[#]8230;


Çilek, domates, salatalık, fasulye, mancar, kabak, gündoğdu&[#]8230;


Ve daha ne ekerseniz oluyor topraklarında..


Keçi, koyun, inek, dana, manda, at, katır, eşek, zağar besler insanları&[#]8230;


Dağlarında ayı, kurt, çakal, domuz, geyik, dağ keçisi, tilki, sansar gezer.


Hatta bir de Karakavuz var.


Ayrılmaz üçlü.



[*] [*] [*]



Çok pehlivanlar yetiştirmişler.


Son zamanlarına rastladım.


Kucaklarına alıp sevmeye başladıklarında kulaklarıyla oynardım.


Bizimkilerden faklıydı çünkü&[#]8230;


Televizyon görüp &[#]8216;Yıldız Geçidi&[#]8217;ni izleseydim &[#]8220;Spartag&[#]8221; derdim onlara.


Bırakın televizyonu, elektriğin bile adını duymamıştım.


Şimdilerde anlıyorum.


Kırıktı kulakları.


Ceplerinden ya şeker çıkardı, ya bisküvi.


Bizim zamanımızda çocuklara bozuk para verilmezdi.


Çünkü harcayacak yer yoktu.


Paranın değeri de yoktu.


Tek bir lokum.


Dünyalara bedeldi.



[*] [*] [*]



Gümeli Balı diye tescil edilen kestane balından yerlerdi.


Kekik yiyen keçilerin etinden şiş kebap yaparlardı.


Gübre görmemiş buğdayın samanından yiyen ineklerin sütünü içer, yoğurdunu, kaymağını yerlerdi.


Mancar çorbası, ayran, mısır ekmeği, tereyağı ile beslenirlerdi.


"Sabahın şerri akşamın hayrından iyidir" deyip kuşluk vakti kalkar, akşam karanlığında yatarlardı.


Çocuklar çobanlık yapar.


Kadınlar tarla-takın ve ev işlerine bakar.


Erkekler ise daha ağır olan orman işlerinde çalışırlardı.


Ava gider, güreş de tutarlardı.



[*] [*] [*]



Çevrede güreş varsa iş hak getire. Kim tutar babayiğitleri.


Antrenman yok.


Boğazlarına düşkünlerdi.


Taşı sıksalar suyunu çıkarırlardı.



[*] [*] [*]



Karadağlı Yusuf, Karaman oğlu Yusuf, Karavaz, Ceno Nazım ve Kemal&[#]8230;


Başa güreşenler.


Çevre köylerde namları halen yaşar.


Güreşe tek gitmezlermiş.


Onların gittiği yerde başpehlivan baştan belliymiş.


Bir de Hüseyin Pehlivan...


Sırtı yer görmemiş. Efsane olmuş! Yatarken bile sağ tarafına yatarmış!


İddiaya girmiş.


Sondan bir önceki güreşinde sıralamada kendinden sonraki üç pehlivanla aynı anda güreş tutup hepsini bir yana savurmuş.


Sonra&[#]8230;


Merak etmişler; &[#]8220;Bu güç nereden geliyor?&[#]8221;


Onu tek davet etmişler.


Yedirmişler, içirmişler sonra da konuşturmuşlar.


Hikaye şu:


Her güreş tutacağı gece abdest alır, yatarmış. Sabah kalktığında cebinde üç minik çakıltaşı gelirmiş. Üç taş, üç manda kuvvetinde. Onun için karşısında kimse tutunamazmış.


Konuşmuş.


Sabah güreş tutmuş.


Karşısında sıradan bir pehlivan. Hüseyin pehlivanı yerden yere vurmuş. Hüseyin pehlivanın tılsımı bozulmuş. Sonrada bacaklarına bir ağrı girmiş. Doktor doktor dolaşmış, çare bulamamış.


Ondan geriye de bu tılsım hikâyesi kalmış.



[*] [*] [*]



Dağköy Er Meydanı Cumartesi günü şenlendi&[#]8230;


Pehlivanları görünce bizimkiler geldi aklıma.


Ne kendileri vardı, ne namları gelmiş buralara.


Çırakları bile yok.


Dağköy bu yüzden farklı.


Tesis yapanları, etkinlik yapanları desteklemeli.


Onların yanında durmalı.


Ata sporumuz böyle yaşamalı&[#]8230;