Yapmanın, başarmanın birinci yolunun istemek, o da yetmezse çok istemekten geçtiğini bilen ancak uygulamada zayıf kalan Zonguldak aslında neler yapabilir?


Bu soruyu herkesin kendisine sorup birkaç dakika düşünmesi gerekir.


Mutlaka yanıtlanması gereken bir soru?


Ya da şöyle bir soru ile ilk soruyu daha net pekiştirebiliriz.


&[#]8220;Ben hep istiyorum. Eleştiriyorum. Kızıyorum. Yeri geliyor ağzımı bozuyorum. Bireysel ya da örgütsel olarak ben kentim için ne yapıyorum?&[#]8221;


Bu soruya herkesin samimi cevap vermesi gerekir.


Öyle olaylara tanık oluyoruz ki kentte.


Sağlıklı bir insan olarak aklımız almıyor.


Mantığımız kabul etmiyor.


Zonguldak gerçekten bir şeyleri değiştirmek, daha yaşanılabilir bir kente kavuşmak istiyorsa bu isteklerini daha çarpıcı bir şekilde izah etmeli.


Ediyor mu?


Hayır:


Zonguldak susmayı tercih ediyor.


Zonguldak sadece kızıyor.


Kızmadan önce kendisine sormuyor, politika yapmıyor, birlikte hareket edemiyor.


Küçümsüyor.


Kendinden başka pek çok kişiyi küçümsüyor.


Seçtiği siyasetçiyi ve yönetenleri küçümsüyor.


Zonguldaklı siyasetçilerin yanına şahsi işleri için gidiyor.


Zonguldak adına hep birlikte neler yapılabileceğinden bihaber.


Kıskanç ve iki yüzlü davranıyor.


Zonguldaklıların isterlerse neler yaptırabileceğini aslında herkes biliyor.


Ancak önce ağlamayı tercih ediyoruz.


Tercihlerindeki iki yüzlülük dışa vuruyor kimi zaman.


Bu nedenle her zaman bir muğlak tablo çıkmış ortaya.


Güvenmediği siyasetçilere kendisi yol vermiş.


Zonguldaklı isterse Zonguldak Antalya-Zonguldak Trabzon tarifeli uçuşları başlattırabilir.


Zonguldaklı isterse Mithatpaşa Tüneli´ni 2011 yılı sonuna kadar yaptırabilir.


Zonguldaklı isterse harabe haldeki Lavuar alanını bir yıl içinde kent meydanı ve kent müzesi olarak dizayn ettirebilir.


Konuşan çok.


Şikayet eden çok.


Ancak yaptıracak irade yok.


Bu bir genelleme.


Fotoğraf bunu gösteriyor.


Büyük çoğunluk kendisini bu genellemenin dışında tutacaktır.


İşte en tehlikelisi de odur!



Baykal´ın, ´Toptan´ ısrarı


TBMM Başkanı Köksal Toptan´ın yeniden meclis Başkanlığı´na seçilip seçilmemesi konusunda Zonguldak acaba ne düşünüyor?


Bir çok kişinin "Olsa da olur, olmasa da olur" şeklinde görüşü dikkat çekici.


CHP Lideri Deniz Baykal´ın Toptan´a olan desteği önemli bir mesaj.


Her tarafından algılayabiliriz.


Direk yoruma açık bir tavır.


Yaptığı destek mi yoksa, Toptan´ın yeniden Meclis Başkanı yapılmak istenmemesi üzerinden politika yapıp Ak Parti´ye muhalefet mi?


CHP işine bakar.


Ak Parti Zonguldak´ta, Toptan´ın seçim bölgesinde seçim kaybetti.


Zonguldaklılar Toptan´dan beklediklerini bulamadılar.


Ancak her halükarda Toptan´ın Meclis Başkanı olması gerekir.


Bakansız, müsteşarsız kalan Zonguldak´ın elinde avucunda bir Meclis Başkanı kalmıştı.


Sanırım o da gitmek üzere.



Hamdi Uçar basına neden çattı?


Ak Parti´nin kongre sonrası yapılan kaynaşma yemeğinde Ak Parti İl Başkanı Hamdi Uçar basına sataşmış.


O basın veya bu basın.


Orası hiç önemli değil.


Önemli olan Uçar´ın bunları nasıl söyleyebildiği.


Yapılan hizmetlerin basın tarafından görmezden gelindiğini belirten Uçar, örnek olarak ta TTK´ya toplam beş bin işçinin alınmasını göstermiş.


Acılık dere üzerinin yapımını göstermiş.


Yani bütün iş bitmiş Hamdi Bey partiyi bir yemekle birleştirmiş, iş basına çatmaya kalmış.


Hamdi Bey galiba Celil Uzun ile basını karıştırıyor!


O zaman gazeteciler Süleyman Demirelvari bir yanıt verebilir.


Siz anlattınız da biz mi yazmadık?