Çaycuma Belediye Başkanı Sayın Bülent Kantarcı’nın, Bakanlar Kurulu’nun Filyos Serbest Bölgesi’nin acele kamulaştırma talebine açtığı dava malumunuz…

Bu davadan vazgeçme çağrıları da malumunuz…

Bu çağrılara Sayın Kantarcı’nın alaycı ve gündem saptırma taktikleriyle yaklaştığı da malumunuz…

Son olarak kendi arazisini kurtarma, gündemi değiştirme, taraftar toplama adına ortaya attığı “Üniversite kurulsun” çağrısına biz de, “Bülent Ecevit Üniversitesi’ne bağışla” çağrısında bulunmuştuk.

Kantarcı’nın “üniversite kurulsun” önerisine temkinli destek geliyor…

Destekle birlikte mazeret belirtebilmesi için tarzına uyacak malzeme de geliyor…

Okuyucularımız Tarık Vural, Semih Kaya ve Fatih Keskin, olaya değişik açıdan bakıp, öneri ve endişeleri de ortaya koymuşlar…

Tarık Vural: “Harika bir öneri… Sayın Başkanımız; Filyos Projesi’ne ara eleman ihtiyacının sağlanması amaçlı Meslek Yüksekokulu yapılması şartıyla Bülent Ecevit Üniversitesi’ne arazisini hibe edebilir.”
Semih Kaya: “Sayın Kantarcı'nın bahse konu arsasında şimdi ÇAYBEL kiracı ve ÇAYBEL’in at çiftliği var. Şimdi koskoca ÇAYBEL şirketimizin 3-5 atı tahliye edilip üniversiteye verilir mi, yapılır mı öyle şey, o atlar kış günü arsasız, yersiz-yurtsuz mu kalacak?”
Fatih Keskin: “Zeki Yurtbay, Gıda Mühendisliği Bölümü açtı da noldu? Özer sözünü tuttu mu? Hayır… O yüzden bu köşe yazısını haklı bulmak yerine gülmeyi tercih ediyorum.”
Sayın Tarık Vural’ın Filyos Projesi için ara eleman yetiştirmek amacıyla Meslek Yüksekokulu açılması önerisi dört dörtlük bir fikir… Bir taşla iki kuş misali… Meslek erbabı yetişecek, Filyos Projesi’nde gerçekleşecek fabrikalar için alt yapı sağlamlaşacak… Sayın Kantarcı’ya da; hem öğrenciler, hem aileler, hem üniversite, hem de fabrika sahipleri bol bol dua edecek… Adı bile “Bülent Kantarcı Meslek Yüksekokulu” olur, bol bol yad edilir.

Okuyucumuz Semih Kaya da, hicivli yazısında arsasını vermek istemeyen Sayın Kantarcı’ya malzeme vermiş… Sayın Kantarcı, şimdi 10 binlerce kişinin geleceği için atları mazeret yapar… Atlar, kış günü üşür!

Bu atları koruyarak, çok rahat çözebiliriz…

Okuyucumuz Fatih Keskin’in, Kantarcı’nın üniversite hayallerine çözüm üreten yazımıza “Özer sözünü tuttu mu?” mazeretiyle yaklaşıp hak vermek yerine gülmeyi tercih etmesine gelince…

Bırakalım Sayın Kantarcı, büyüklüğünü göstersin, sözünü tutsun, kendini değil de, kentini düşündüğünü ortaya koysun…

Hele bir arsasını, hayalini kurduğu üniversiteye bağışlasın, gerisi halledilir…

Halledilmezse de, bu Kantarcı’nın iyi niyeti ortaya çıkar. Gerisi teferruat olur…

[*] [*] [*] [*]

Katil PKK!

Diyarbakır’daki silahlı saldırı olayında Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesi gündeme otururken, yine 2 polisimizin şehit edilmesi arada kaynatılıyor…

Olay olur olmaz, TBMM’de açılan Tahir Elçi fotoğrafları olayı “Devlet yaptı”ya getirme taktikleri olarak karşımıza çıkarken, bazı Baro Başkanları, gazeteciler ve elbette siyasetçilerin açıklamaları, bu algı operasyonuna katkı sağlıyor.

Emniyeti, istihbaratıyla her yönde en net bilgi alabilen Cumhurbaşkanı, Başbakan net şekilde “PKK öldürdü” demeyip, “Her yönüyle araştırılacak ve bulunacak” derken, olayı, “Devlet yaptı”ya getirmek isteyen zihniyetin niyeti ortadadır.

Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu, şehit polis memurları Ahmet Çiftaslan ve Cengiz Erdur’un şehit olduğunu hatırlatıp, Tahir Elçi’nin de ölmesinden üzüntü duyduğunu açıkça beyan ederken, özellikle belli bir kesim, sadece Baro Başkanının ölmesini inatla ön palana çıkartıyor.

Katil; vatandaşını korumaya çalışanlar olmaz, olamaz.

Katil; vatandaşın canını, malını korurken polisi, askeri, vatandaşı öldürenlerdir.

Katil “PKK”dır…

Bunu görmek istemeyenler de suç ortağıdır.

GÜNÜN SÖZÜ:

“Fetullah Gülen’e soracağımız konuları yanına gittiğimizde o bize açardı, keramet zannederdik. Meğer telefonlarımızı dinliyormuş…”

Latif Erdoğan

SÖZÜN ÖZÜ:

“Kişinin sözü amelinden çok olursa, aklı noksandır…”

Abdullah el Ensari (R.A.)