Bayırdırlık Bakanı Mustafa Demir ile İmar Komisyonu Başkanı olduğu dönemde birkaç defa telefonla görüşmüştük.


Yerel gazetelerin resmi ilanlarının kesilmek istendiği günlerdi.


Kendisi İmar Komisyonu Başkanı&8217;ydı.


Kamu İhale Yasası´nda değişiklikler üzerinde çalışıyordu.


Mustafa Bey daha sonra Bakan oldu.


Arayıp tebrik etmiştim.


Cumartesi günü kongrede kısa süre de olsa karşılaştık, tokalaştık.


Sohbet ettik.


Demir, Vali Erdal Ata´dan aldığı brifing doğrultusunda kongre salonunda çok önemli sözler sarf etti.


Benim için bunların en önemlisi Mithatpaşa Tüneli.


Karadeniz Sahil Yolu üzerindeki kilometrelerde açılan tünelleri örnek verdi.


Bolu Tüneli&8217;ni örnek verdi.


"Sizin de 3 kilometrelik tüneliniz varmış" dedi.


Bildiğim kadarıyla Mithatpaşa Tüneli 3 kilometre yok ama belki Asma Tünelleriyle birlikte olabilir.


Bakan Demir; "Hizmet aşkımızdan Karadeniz´de dağları deldik. Zonguldak´ın dağlarını da deleceğiz. Tünelleri açacağız" dedi.


Yaklaşık 2 yıldır üzerine durduğumuz tünelin bir Bakan tarafından sahiplenilmesi beni mutlu etti.


Kendisine Zonguldaklılar adına teşekkür ediyorum.


Başka bir teşekkürüm de Vali Erdal Ata´ya.


Çünkü Bakan Bey´e brifing veren Vali Ata, Mithatpaşa Tüneli´nin önemini anlattı.


Dün Vali Bey ile telefonla yaptığımız görüşmede "Tünel" diyaloğunu teyit ettim.


Ata, Tünel ile ilgili etüt ve proje çalışmasına başlanacağını belirterek yapım ihalesi aşamasına gelmesi için çaba gösterildiğine dikkat çekti.


Bizler kamuoyu oluşturarak, daha fazla gündem de tutarak bu çözümün hızlanmasına katkı verebiliriz.


Bir çok meslektaşım, ağabeyim, arkadaşım zaman zaman Mithatpaşa Tüneli üzerine görüşlerini paylaştılar.


Daha fazla sahiplenebiliriz.


Süreci hızlandırabiliriz.


Bakan Bey´in belirttiği "aşk" Mithatpaşa´yı delmek için yetecek mi bilemiyorum.


Biz de gazeteciler olarak bu aşka destek verirsek mutlulukta pay sahibi olabiliriz.



- Uzun neden kaybetti, Uçar neden kazandı? -


Ak Parti İl Kongresi&8217;ni izleyenler arasındaydım.


Biz gazeteciler çekişmeli kongreleri yakından gözlemlemeyi severiz.


Cumartesi de bu günlerden biriydi.


Kongreler siyasette ihtirasların ve şansların, iyi niyetlerin ve ön yargıların vuruştuğu salonlardır.


Pişmanlıkların ve alınganlıkların hesaplandığı yerlerdir.


Hep derim. Ne yaparsanız yapın. Niyetinizin ne olduğu önemli.


Celil Uzun´un Milletvekilliği Adaylığı için istifa ederken İl Başkanlığı´nı belki de en kolay geri alabileceği isim olarak gördüğü Hamdi Uçar karşısındaki hezimetini gördük Cumartesi.


Başka bir detay da Hamdi Uçar´ın o dönem atamayla Başkan olmasına karşı çıkan Milletvekillerinin, bu defa Hamdi Uçar´ın kazanması için nasıl çalıştıkları.


Fazlı Erdoğan aleni çalıştı.


Polat Türkmen sustu.


Aslında o da bir nevi çalışmaydı.


Hitabet sanatı, etkileme konusunda çok daha başarılı olan Celil Uzun´un aslında siyaseti bilmediğini gözlemledim dün.


Konuşması sırasında Hamdi Uçar´a kıyasla çok iyi götürdüğü sahne performansını abartması hataydı.


Kafası karışık, kararsız ve son kararını değiştirmeye yakın delegelerin Celil Uzun´un kongredeki konuşmalarından etkilenmemesi mümkün değil.


Ancak bizim insanımız mütevazi insanları daha çok sever.


Celil Uzun şov yaparak işi bitirebileceğini zannetti. Bakanın da bulunduğu topluluğun oturduğu yere gitti ve parmaklarıyla Fazlı Erdoğan´ı hedef gösterdi.


Evet.


Fazlı Erdoğan, Hamdi Uçar´ı destekledi.


Celil Uzun Fazlı Erdoğan´ın yanına giderek elini kaldırabilse ve "Kazandığımda bunları bir yana bırakıp birlikte partimizin başarısı için çalışacağız" diyebilseydi artı puan alacaktı.


Ama siyaset korkak insanların işi değil.


O zaman Bakan Demir hemen kalkıp gitmeyebilirdi.


Celil Uzun baştan beri bu hataları yapıyor.


Danışmanları onu hep yanılttı.


Çünkü Uzun´da çevresindekiler gibi, kendi gibi düşünen insanlardan güzel şeyler duymak istedi. Yanıtını salondan aldı.


Celil Uzun baştan ciddi hatalar yapmasaydı dün o kongreyi çok rahat alabilirdi.


Siyasetçiler bir alem. Onları izlerken bazen çok gülüyor, bazen çok eğleniyor, bazen de onlar adına üzülüyoruz.


Dünkü kongreyi Hamdi Uçar değil, Hamdi Uçar´ın mütevaziliği kazandı.