"Hükümet&8217;e ve ekonomik krize kızan manav, meyve ve sebzeleri 5 dakikalığına 1 TL´ye indirdi.
Vatandaşlar manava akın etti.
Borçlarını ödeyemediğini söyleyen manav, böyle tepki verdiğini ifade etti.
Bazı vatandaşlar 25-30 kasa meyve sebze almak istedi.
Manavın önünde kısa süreli izdiham oluştu"



Haber özetle böyle.
Esnaf pireye kızıp yorgan yaktı.
Borcu var. Ödeyemiyor.
Elindeki malı yok pahasına satacak.
Zararı kime? Kendisine.
Anlamak mümkün değil.
Evden kaçanlar.
Diyar diyar göç edenler.
Kendini asanlar.
İntihar edenler.
Bunları da anlamak mümkün değil.



Yıllarca çalış çabala.
Bir kriz gelsin başına.
Alıp götürsün herşeyini.
Yıllardır verdiğin mücadeleni.
Emeğini.
Alın terini.
Huzurunu.
Saadetini.
Kerizlesin.
Sen avuçlarını yala.
İşsiz kal.
Aşsız kal.
Eve boynu bükük gir.
´Bir şeyler isterler´ diye korktuğundan çocuklarını kucağına alma.
Kapın çalınmasın.
Kal bakalım hayatta tek başına.
Kış mevsiminde ısınmak için sarıldığın yorgan kaç ton oluyor?
Nasıl eziliyorsun altında?
İşte anlarsın manavı.
Son çırpınışı.
Günü kurtarmayı, hatta o anı kurtarmayı hesaplamak böyle bir şey işte.
Beş dakikasını kurtardı.
Sonrası Allah kerim.


Kriz insanları nasıl kerizliyor?
Yoldan çıkartıyor.
Bir ömür hayata tutunmak için mücadele veren insanları kendine düşman ediyor.
Dünyaya geldiğine pişman ediyor.
Sanki herkes isteyerek geldi bu dünyaya!
İki insanın bir an mutlu olmak için verdiği yatak mücadelesinin sonucu bu.
Bazen finalinde iyiler kazanıyor.
Bazen kötüler.
Ama ölenler hep insanlar.
Yıllardır tutunduğu hayat dalını kendi eliyle kesmek.
Boynuna ip takıp asmak.
Kafana sıkmak.
Böyle bir şey işte.
Tuzu kuru olan herkese ithaf olunur.



"İnsan öyle bir varlık ki;
Bir uçurumun kenarında.
Yarım ayak basabilecek yer bulsun.
Mücadele verir.
Orada bir ömür yaşar."
Budala böyle diyor.
Biz de diyoruz ki;
Dünyada alınan tek nefes de bir ömürdür.
Bir asır yeryüzünde gezmek de bir ömürdür.
Nerde durduğunuz.
Ne kadar gücünüz olduğu.
Nasıl durduğunuz önemli.
Uçurumlarım kenarlarında yürüyenler, ovadakiler kadar emniyette değildir.


Devrek yolu&8230;


Zonguldak sınırlarından çıkınca her yer yol.
Ova.
Dağ.
Bayır.
Ama hiç Zonguldak´a benzemiyor.
Halbuki yerleşim birimleri birbirine benzer.
Yakın yerlerin şiveleri, ağızları aynıdır.
Zonguldak hariç.
Çıkıp Düzce´ye doğru gidin.
Bakın yollarına.
Dağlarına.
Ovalarına.
Dağın başındaki şelaleye yol yapmışlar.
Bizim Gazipaşa´da öyle pürüzsüz yol yok.
Dublesi. Patikası.
Hatta keçi yolları bile bakımlı.
Bir de Zonguldak´a bakalım.
Daha dün Devrek´ten bir okurumuz aradı: "Tüneli yazıyorsunuz. Devrek´teki duble yol ne olacak?" diye sordu.
Cevap veremedim.
Soruyorum;
Ereğli yolu niye yarım kaldı?
Devrek yolu ne olacak?
"Bu benim görevim.
İşimi de adam gibi yaparım.
Milletin vaktini de çalmam" diyen bir babayiğit varsa çıksın açıklasın. Yazmak için bekliyoruz.