7 Haziran seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Zonguldak Milletvekili Adayı Ali Topaloğlu, Pusula TV’de konuğumuz oldu.

Yaklaşık 2 saat süren programda çok önemli şeyler söyledi Topaloğlu…

Özellikle terörün ve HDP’nin çok tartışıldığı bir dönemde HDP’nin tutumunu eleştirel yöndeki yaklaşımı en önemlisiydi.

“HDP, kesinlikle şiddetle arasına çizgi çekmek zorunda” dedi.
“7 Haziran öncesi yeşeren barış umutları söndürülmemeliydi, söndürülmemeli” dedi.
“HDP adayı olmuş bir isim olarak HDP’ye 5 defa mektup yazdım ve teröre karşı net tavırlarını koymaya davet ettim” dedi.
Ve tüm yaşananların toplumları birbirine düşürmeyi amaçladığını, bu oyuna gelinmemesini istedi.

Bunlar ve daha fazlası.

Hepsi önemliydi.

Keşke bütün HDP’liler biraz olsun böyle bakabilseydi!

O zaman zaten sorunu çözmek kolaylaşırdı.

[*] [*] [*] [*]

Aynı zamanda Tüketici Hakları Derneği Zonguldak Şube Başkanı sıfatıyla pek çoğumuzun bihaber yaşadığı haklarımızı ve bu kentin haklarını savunmak için çalışan Topaloğlu ile diğer partileri de konuştuk kısmen.

Topaloğlu, başka partilerin iç meselelerinin kendisini ilgilendirmediğini belirterek, Zonguldak’ın kazanımlarını savunmaya devam edeceğini söyledi.

Bunun için de doğru ve çalışacak adayların önemine vurgu yaptı.

[*] [*] [*] [*]

AK Parti’nin Zonguldak’taki listesinin yanlış yapıldığını belirten Topaloğlu dedi ki:

“Burada temayül yoklaması yapıyorsun, onun sonucuna göre aday belirliyorsun. Bu demokratik bir şey değil.

Mesela, ben Hamdi Uçar’ın listede olmasını isterdim.

Dünya görüşümüz farklı, ama en azından toplumla bir ilişki kurmuş, temas kurmuş.

Yapmış-yapamamış, bir yığın insanın sorununu çözmeye çalışmış. Siyasetçilerle görüşmüş, vatandaşla görüşmüş.

Ben bile birkaç kez gittim yanına, bir işim için görüştüm.

Ben Hamdi Uçar’ın orada olmasını isterdim.

Çünkü toplumsal ilişkileri var, insani ilişkileri var.

Birileri eleştirir, birileri, ‘şöyle yaptı böyle yaptı’ der.

Dolayısıyla Hamdi Uçar’ın olmasını isterdim.”

Bu sözler, farklı yorumlara açık.

En çok da Hamdi Uçar karşıtlarını ve CHP’lileri kızdıracak cinsten.

[*] [*] [*] [*]

Devam ediyor Topaloğlu…

Diyor ki:

“İşçi açıkları, madencilik, yoksulluk, göç, Zonguldak’ta AK Parti’nin oylarını azalttı.

Siyasetçi kimliğiyle hiçbir partinin iç işlerine karışma gibi bir düşüncem yok. AK Parti, 40 bin oy kaybetti, bu çok ciddi bir oy kaybı, az değil.

Bana kalırsa, aday tercihlerinde yanlışları var.

Zonguldak’ın bir köy kente dönüşmesinde AK Parti’nin de payı vardır.

Bitmeyen yollar, gelişi güzel yapılan santraller ve bir sürü sorunlar.

Çok basit düşünün, bir tren seferleri bile konulamıyor.

İnsanlar, Muslu-Filyos yollarında ne zahmetler çekiyor?

Oraya günde 5-10 sefer koyamıyor.

Bu acizliktir.

Bunun siyasetle alakası yok, bu başka bir şey.”

[*] [*] [*] [*]

Evet, aynen böyle…

“Bu başka bir şey…”

Ve bu kent, bu başka şeyi anlamayan, anlayamayan arızalılarla dolu!

Topaloğlu’nun HDP’den adaylığını başka bir tarafa bırakın.

Bugün Zonguldak için, Zonguldaklılar için ölüp-geberdiğini söyleyen nicelerini yaptıklarıyla, yapmaya çalıştıklarıyla ve mücadelesiyle cebinden çıkartır!

Özür dilemeli…

AK Parti İl Başkanı Zeki Tosun ile MHP İl Başkanı Hamdi Ayan'ın siyasi polemiği tartışmaya dönüştü...

Tartışmaya neden olan ise, 30 Mart tarihinde yapılan yerel seçimlerde MHP’den Ormanlı Belediye Başkanlığı’nı kazanan Bayram Başol ile 4 Meclis üyesinin istifa kararı alarak AK Parti'ye geçeceği yönündeki haberler oldu...

Hamdi Ayan, Zeki Tosun'a, MHP'den ayrılmayı düşünenleri isimleri kast ederek, "Pusula Gazetesi yazmış, gerek yok böyle bir şey yapmanıza, alın hepsi sizin olsun. Bizim şerefsizlerle işimiz olmaz" dedi. AK Parti İl Başkanı Tosun ise, “Bizim bir şey yaptığımız yok, benle alakası da yok” diye yanıt verdi. Bu sözlerin ardından AK Parti ve MHP'li grup ayrıldı.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ayan’ın ağzından şok cümleler duyduk.

“Bu kadar ahlaksızlık ve şerefsizliğe açıkçası ben de tahammül edemiyorum.

Kim, ne yapmak istiyorsa, ne hali varsa görsün.

Bayram Başoğlu’nun bacakları münasip bir yerlerine girsin, sıkıntı yok.

MHP’li belediye başkanının bir iki söylemle kafası karışıyorsa, hala da ‘ben görevimin başındayım’ diyorsa gerek yok, cehennemin dibine kadar yolu var.”

Bu kadar ağır ifadelere gerek yok.

Ayan, sonrasında bu sözlerden dolayı ne kadar pişman olsa da, bu sözler bir tarafa tarihe not olarak düştü.

Belki davasını satabilecek, ülküsünden dönebilecek diğer isimlere mesaj olur.

Ayan, bu üslubundan ötürü özür dilemeli.

İşgal… İşgal… İşgal…

Bu kentte belediye başkanı var mı?

Yok…

Kesinlikle yok.

İsteyen, istediği kaldırıma, yol kenarına tezgah açıyor.

Ve kimse bir şey diyemiyor.

Koltuğu işgal eden, “Hazreti Muharrem Hocamız” geçtiğimiz haftalarda kordo boyuna inmiş, şov yapmıştı.

“Kaldırın…”

“Kim izin verdi sana?”

“Görmeyeceğim” diyordu.
Zaten inandırıcı değildi.

Kendisini takan da yok.

Olmaz da…

Olamaz da…

Ve bunca işgalden zarar gören, haksız rekabetten zarar gören esnaf nerede?

Onlar da korkuyor.

Çünkü güvenebilecekleri bir başkan yok.

At izi, it izine karışmış!

Aynen de öyle.

Adam vergi veriyor, 8-10 bin lira kira veriyor, 30 metre ilerisinde tezgah açan, araçta satış yapan ruhsatsız, vergisiz çalışan sözde seyyara ses çıkaramıyor.

Akdemir de bu kentte başkanlık yaptığını zannediyor.

Cukkalar iyi.

Tatiller o biçin.

“İtibar” dersen zaten var.
Bir de oy verip şikayet edenler var.
Hele bazı sıkı CHP’liler.
Bizim telaffuz edemediğimiz iltifatları sıralayan CHP’liler…
“Bizi rezil ediyor” diyen parti yöneticileri…
Etmeyin.

Ne şikayet ediyorsunuz?

Niye şikayet ediyorsunuz.

Akdemir’in Atatürkçü olması yeter!

Biz başka pencereden bakalım.

Çoğunluk, bu işgallerden ve diğer durumlardan memnun ise bize ne?

Bundan sonra bu soruları, “Hasbi Başkan”a yazacağız!

Öyle değil mi Ertuğrul Başkan?

Bak seni de kandırdı Akdemir!

Yoksa bilmediğimiz başka bir şey mi var?