Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık öğrencileri her yıl bir ilde şehirleşme adına stratejik planlama üzerine çalışıyorlar.
Günlerce sürüyor.
Bu sene Zonguldak´ı tercih etmişler.
Dün Belediye Meclis Salonu´nda çok yönlü planların sunumunu izledik.
Farklı bakışlar. Farklı yansımalar. Geniş bir alan üzerinde bir birleriyle bağlantılı mimari tasarımlar.
Kent konseyi süresiyle birlikte kentsel değişim ve dönüşüm adına farklı çalışmalara imza atılıyor.
Alternatifler çoğalıyor.
Bunlar güzel gelişmeler.
Tek sorun bu ve benzeri projelerin kabul görmesi durumunda nasıl hayata geçirilebileceği.
Kent konseyinin birinci konusu Lavuar alanının planlanması.
Belediye Başkanı İsmail Eşref bu konuda yaşanan bıkkınlığın farkında.
Bu yönde çalışmalar yapıyor. Destek arıyor. Koruma Kurulu ile görüşüyor. Şehrin göbeğinde şehre en uygun planlama üzerine fikirler arıyor.
Zonguldak insanın mutsuz. Bunun bir çok nedenleri var. Para, pul, işsizlik, kredi kartları gibi. Ama bu şehrin insanlarının mutsuz olmasını tetikleyen başka önemli neden bence sosyal yaşam alanlarının olmaması. Yani antisosyal yaşam.
Trafiğin çözümlenememesi. Zonguldak´ın hizmetten mahrum bırakılması. Hayat pahalılığı ve kazıkçı zihniyet. İş aramak için giden evlatlar peşlerine ana babalarını da götürüyor.
Hala göç veriyoruz. Bu kabullenilmesi zor bir durum. Gitmeyi düşünenler var daha. Ömürlerini burada geçiren emekliler bile gitmek istiyor. Memur olanlar gitmek istiyor.
Neden?
O zaman yeni yaşam alanlarının hızla kazandırılması gerekiyor.
Yerel yönetimler burada yalnız bırakılmamalı. Zonguldak-Kilimli- Kozlu üçgeninde sahiller iyi değerlendirilip bir an önce sosyal yaşama kazandırılmalı.
Bu konuda Vali Erdal Ata´nın iyi niyetli çabaları var. Bürokratik ve ekonomik destek anlamında önemli katkılar sağlamaya hazır. Milletvekillerinin, işe bu tarafından da bakıp mantıklı destekler aramalarını bekliyoruz.
Zonguldak değişir mi?
Halk isterse değişir.
Ama işte sorun da bu.
Halk ne kadar istiyor. İstemlerini nasıl dile getiriyor.


Adliye&[#]8217;nin bilgisayarları

Adliye´de zaman zaman işlerin aksadığını duyuyoruz
Kullanılan yazılım ve bilgi işlem sisteminde sorunlar çıktığını duyuyoruz.
Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Özbakır´ın da mutlaka sorunlardan haberi vardır.
İnanıyorum ki kendisi de bir çözüm arayışı içindedir.
Duruşma salonlarında da kullanılan yazılım programıyla ilgili sorun tam olarak nedir bilemiyorum.
Ama bildiğim bir şey varsa o da bilgisayarların bir çoğunun demode olmuş modellerden olması.
Yani düşük kapasiteli ve yetersiz olan makineler.
Birkaç sene önce benimde vardı.
"Kontrol S´ dedikten sonra bir çay içer gelirdim.
Yani kısaca ´seleron´ bilgisayarlarla çalışılıyor.
Arada bir ´rem´ taktırılsa da fayda etmez.
Zonguldak Milletvekilleri´nden Polat Türkmen Adalet Bakanı´na bir çıtlatıverse iş aslında çözülür.
Ama söyler mi?

Mesele burada.


Ak Parti´yi kutluyorum!
Ak Parti´de günlerdir devam eden kaos yerini kongre havasına teslim etti.
Ortak listeydi, üçüncü bir isimdi derken iki listeli bir kongreye gidiliyor.
Belli olmaz.
Ak Parti´de sürpriz gelişmeler olabilir. Hata en başta yapıldı.
Genel Merkez´in tek liste konusundaki baskıları işe yaramadı.
Aslında olması gereken de buydu.
Hiç olmazsa demokratik zemin istenmeyerek de olsa sağlanmış oldu.
Parti içi küskünlükler yaşanmasından endişe ediliyordu.
Gereksiz bir endişeydi.
Ankara´dan rüzgar estiği sürece beş aday da çıksa pek değişen olmaz.
Ak Parti Genel Merkezi´ni şimdilik demokrasiye müdahaleden vazgeçtiği için kutluyorum!