Kaldığımız yerden devam edelim.

Birinci bölümü okumayanların, önce dünkü yazımı okumalarını öneririm.

[*] [*] [*]

AKP ve benzeri Siyasal İslamcıların, Osmanlı sevdası ve öykünmelerine gelince; onlarınki biraz mantıklı gibi gözüküyorsa da, akıldışı olmaktan farksız&[#]8230;

Evet, Yavuz&[#]8217;dan sonraki Osmanlı padişahları, aynı zamanda halifedir. Yani İslam dünyasının lideridir. &[#]8220;Ümmet, Biat, Emir-ül Mümin&[#]8221; yapılanmasını savunan bu kesimin Osmanlı sevdası biraz değil, epeyce anlaşılabilir. Ama bu Emir-ül Müminlere de bir bakalım:

Başta AKP olmak üzere Siyasal İslamcılar, Osmanlı padişahlarını &[#]8220;Halife&[#]8221; oldukları için kutsallaştırırlar. Oysa ki, tarihin sayfaları başka şeyler de söylüyor:

Yavuz Sultan Selim, kardeşlerini öldürdü.

Kanuni çocuklarını öldürdü.

3&[#]8217;üncü Mehmet, hem oğlunu öldürdü, hem de 19 kardeşini katletti.

Bu zevat, Atatürk&[#]8217;ü içki içmekle eleştirir.

Osmanlı&[#]8217;da padişahlardan çoğu içki de içerlerdi.

Son Halife olarak bilinen Abdülaziz Efendi hatıralarında, Osmanlı&[#]8217;yı yıkanın dedelerinin içkiye olan düşkünlüklerinden kaynaklandığını yazmaktadır.

1&[#]8217;inci Bayezid, 2&[#]8217;nci Bayezid, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, 2&[#]8217;nci Selim, 3&[#]8217;üncü Mehmet, 3&[#]8217;üncü Murat, 4&[#]8217;üncü Murat, 3&[#]8217;üncü Ahmet, 2&[#]8217;nci Mahmut, 2&[#]8217;nci Abdülhamit, içki içerlerdi.

Halife içki içer mi?
&[#]8220;Halife&[#]8221; denilen kişi; masumları, öz kardeşlerini öldürebilir mi?

Neyse; bunları da bir tarafa bırakalım&[#]8230;

[*] [*] [*]

Kimse Osmanlıyı hafife alamaz.

Üç anakarada toprağı olan, dünya düzeninde söz hakkı olan, kültür-sanat, mimari konularda kendine has ekoller yaratmış ve altı yüzyıl yaşamış ve yadsınamaz biçimde geçmişimiz olan Osmanlı elbette çok önemlidir.

Ama köprülerin altından çok sular geçti.

Osmanlı, &[#]8220;cihan şümul&[#]8221;, yani dünyaya hükmeden bir devletti.

Daha sonra dünya, daha doğrusu batı, feodalizmden sömürgeciliğe, merkantilizme giderek, kapitalizm evrelerini yaratarak, yaşayarak bugünkü konuma geldi.

Osmanlı bu süreci anlayamadı. Feodalizmde çakılı kaldı. Batı ticaret yaparak, üreterek gelişirken, sermaye birikimi sağlarken; Osmanlı, savaş, ganimet, haraç politikasında ısrar etti.

Bu olanaklar bitince; üretim ve ticaret de yetersiz kalınca, borç almaktan başka çare kalmadı.

Olağanüstü borçlanma ve buna bağlı ekonomik ve siyasi tavizler Osmanlının sonu oldu.

Ondan sonra da dünya düzenini, yani &[#]8220;Nizam-ı Alem&[#]8221;i batı, daha doğrusu emperyalist ülkeler Almanya, İngiltere, Fransa ve ABD kurdu.

Bugün İslam dünyasında hangi devlet, siyasi hareket, parti, kurum, lider varsa - T.C. ve M. Kemal dışında- kazıyın; altından emperyalist ülkeler ve uluslararası sermaye çıkar.

Ortadoğu´nun tüm ülkelerinin cetvelle çizilmiş sınırları ve yöneticileri, batının ürünüdür.

İslamcı olduğunu iddia eden tüm örgütler, emperyalist sermaye tarafından finanse edilmiştir.

Örneğin tüm dünya Müslümanlarını birleştirme amacı ile kurulan &[#]8220;Rabitat-ül Alem-ül İslam&[#]8221; adlı örgütün finans kaynağı, bir ABD petrol şirketi olan ARAMCO&[#]8217;dur.

Bugün ABD&[#]8217;de misafir edilen Fetulllah Gülen, Erzurum&[#]8217;da basit bir vaiz iken bile ABD tarafından kurdurulan ve yine ABD tarafından finanse edilen &[#]8220;Komünizmle Mücadele Derneği&[#]8221;nin başındaydı.

Bu ülkede bir zamanlar imamların maaşı bile Rabıta vasıtası ile ABD tarafından ödenmedi mi?

Komando kamplarının finansmanını ve eğitim veren eski Nazi subaylarını kim temin etti?

Kısacası, bugün &[#]8220;milliyetçi&[#]8221; ve &[#]8220;muhafazakâr&[#]8221; denilen kişi ve kurumlar, varlıklarını Osmanlıyı çökerten-yıkan batılı emperyalistlerin parasına, yönlendirmesine, desteğine borçlu iken; Osmanlı sevdaları ne kadar inandırıcı ve akla uygundur?

[*] [*] [*]

Elbette dünya düzeninde söz sahibi olabilecek kadar güçlü bir devlete özlem duymak suç değil, aksine ortak özlemdir. Ama samimi olarak Nizam-ı Alem&[#]8217;de, yani dünya düzeninde söz sahibi olmak istiyorsanız, yapılacak şey açıktır.

Hani en çok devlet kuran millet olarak övünürüz değil mi?

Ama o kadar devleti yaşatamayıp yıktığımızı hiç düşünmeyiz.

Bu nedenle, önce elimizde bin bir emekle var ettiğimiz bir devlet varken; hayali, yeni bir devlet kurmaktan, aramaktan vazgeçmek; sonra bu ülkeyi, iç barışını, demokrasisini, insan haklarını, özgürlüğünü, bağımsızlığını ileri noktalara taşımış; üreten, bilimde ilerleyen, sanat ve edebiyatta dünyaya katkı veren, vergi almada ve gelir dağılımında adaletli bir model uygulayan bir cennete çevirelim.

İşte o zaman uluslararası arenada racon kesen bir ülke olabiliriz.

Buna amenna!

Yoksa yeni Osmanlıcılık ham hayali içinde olanları kimse dinlemez, ciddiye de almaz.

Ama bu da zor, değil mi?

[*] [*] [*]

Dedik ya&[#]8230;

Bu ülkede o kadar akıldışı şey var ki.

Mübarek topraklar adeta akıldışılık tarlası, hem de en verimlisi.

[*] [*] [*]

Bu tavanın tüm balıklarına esenlikler dilerim&[#]8230;