FRANSIZ MAHALLESİ…

Zonguldak’ta kömürün bulunmasıyla başlayan süreçte yabancı sermayenin etkilerini görmüş bulunmaktayız. İlk kömür rıhtımı inşası için gelen Fransızlar (1890), Fransız-Ereğli şirketini kurup kömür üretimini ele geçirmişlerdir. Yayla’dan Fenere kadar olan mahalle 1896’dan sonra Fransızlarca kurulur. Eski Zonguldak’ta bu bölgenin adı Fransız mahallesidir. O zamanlar bu bölgede Fener mahallesi diye bir isimlendirme yoktur, Fransız mahallesi diye tabir edilen bölge Yayla mahallesidir. Bu bölgeye izinsiz kimse alınmaz, bölgeyi çoğunluğu Arap kökenli olan zenci Fransızlar korur, elektrik olmayan o yıllarda demir direklere asılı yağlı fenerlerin yanmasından, bakımından ve güvenliğinden bu görevliler sorumludur. Bugün yayla mahallesi müdürlük durağı olan bölgede Fransız hastanesi vardı, hastane çevresinde hiçbir yapılaşma yoktu o dönemde hastanede hemşireler değil, rahibe hemşireler görev yaparlardı. Ekte Fransız Hastanesinin olduğu bir fotoğraf paylaşılmıştır. Zonguldak limanı eski kömür yükleme ve rıhtımı inşası sırasında bölgeye en yakın yer bu bölge olduğu için, yöneticilerin ve çalışanların bu bölgeyi yerleşim seçmeleri kaçınılmaz olmuştur. Büyüme devam etmiş ve bununla paralel olarak ihtiyaca dönük yapılaşmada zamanla büyümüştür. Fransiz mahallesi sınırları içinde günümüzde Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası’nın bulunduğu bina henüz yapılmadan kısa bir süre önce yıkılan iç içe geçmiş ‘’Teneke mahallesi’’ olarak bildiğimiz EKİ lojmanlarının da, liman inşası sırasında kullanılan, hizmet atlarına ait barınak olduğunuda biliyoruz.


LİMAN ARKASI VE ATIK TESİSİ…

Zonguldak limanı ve bağlantı yollarının inşaatı yapılırken, Üzülmez ocağının ve 1 ve 2 nolu lavuar’ın atıkları için çözüm, Liman arkasından karadenize dökülmesi planlanmış, proje kapsamında liman rıhtımının bittiği noktadan fener mahallesi istikametine doğru, liman arkası diye isimlendirdiğimiz bölgeye 2 adet tünel açılmış ve yine, Fener mahallesi kır kahvesi diye adlandırılan, liman arkasının kayalıklarının tepe noktasında fener semtine denk gelen alana vinç binası inşa edilmiştir. Bu tesislerin harabeleri, tamamen yok olmuş olsa bile yerleri belirginliğini korumaktadır. Liman arkasında 1900’lü yıllarda, Kömür veya atık için gelen trenlerin hem makas değiştirmeleri, hemde atık rampasından yukarıya doğru vinçle çekilip çaka edilmesini sağlanmasında kullanılan bu tesisler 1960’lı yıllara kadar çalışmışlardır. 1956’da bitirilen yeni Zonguldak limanın kuzey mendireği arkasında oluşan kumsallık alan da, dökülen atıkların deniz akıntılarının taşımasıyla oluşmuştur, denize atık dökülmesinin sonlandırılmasından sonra bu kumsal kaybolmuştur.



YENİ DENİZ FENERİ İHTİYACI VE İNŞAATI…

Fenerler, denizciler için umudun ve kavuşmanın simgesidir. İlkel şartlarla yapılan denizcilikte, kaptanlar için bir mutluluktur deniz fenerleri, hoş geldin mesajını önce deniz fenerleri verir, kaptanlara ve yolcularına.

Bir köy görünümünde olan Zonguldak´ta ilk fener bugünkü TTK kreşinin altında, liman arkası tünelinin ise üstünde bir yerde bulunuyordu. İlkel ve yetersizdi görüş mesafesi hem teknik yetersizlik hemde mevkisi bakımından ihtiyacı karşılamaz durumdaydı. Elektrik olmayan o yıllarda, deniz fenerleri bugünün standartlarına göre mum ışığı denilebilecek lambalarla çalışırlardı. Mekanizmaları ise saat sistemleri gibiydi ve maksimum 2 saatte bir kurulmaları gerekiyordu. 19. yüzyılda Fresnel, ışığı odaklayıp paralel ışınlar haline getirebilen ve böylece tamamen yatay olarak yansıtabilen bir lens geliştirerek; deniz fenerlerini oldukça geliştirdi. Yüzyılın sonlarına doğru ise deniz fenerlerinin neredeyse tamamı Fresnel lensini kullanmaya başlamıştı. Artık yeni aşama en büyük ve etkileyici olan lensi yapmaktı. Zonguldak deniz feneri 1908’de II. Meşrutiyet´in ilanı olan aynı yılda bugünkü yerine inşa edildi.


ZONGULDAK DENİZ FENERİ…


1908´de inşa edilen Zonguldak feneride diğer fenerlerle aynı kaderi paylaşarak 1985 yılından itibaren elektrikle çalışmaya başlamıştır. Denizden yüksekliği 53m olan fenerin ışığı 20 deniz milini aydınlatarak Karadeniz´den geçiş yapan gemilere klavuzluk etmeye devam ediyor.
1908’den beri umuda ışık saçan Zonguldak deniz fenerini ilk çalıştıran iki kızkardeşmiş; bakımı, temizliği ve kesintisiz çalışması onların sorumluluğu altında kalmış, 1940’lı yılların sonunda el değiştirmiş ve bayrağı ‘Mehmet Nafiz Ersöz’ teslim almış, 2010’da yapılan satış ihalesine kadar da torunu ‘Semih Algır’ tarafından işletilmiştir. Deniz feneri emektarları teknolojinin ve vefazıslığın kurbanı olmuşlardır. Tamamiyle otomatikleşen sistemler ve cihazlar sayesinde uydudan kontrol edilen sistemlerle çalışan fenerler denizcilere, umut ve kavuşmanın sevincini yaşatırken, bakıcılarınada ayrılığın ve vefasızlığın hüznünü yaşatmışlardır.



ZONGULDAK DENİZ FENERİ’NİN TEKNİK ÖZELLİKLERİ…

1908 yılında inşa edilmiş olan Zonguldak feneri Karadeniz sahili, Zonguldak ilinin denizden yüksekliği 53 metre olan bir burunda yer alıyor. 1985 yılından bu yana elektrikle çalışan fenerin 9 metre yükseklikteki kulesinden çıkan 500 Watt´lık ışığı 20 deniz mili uzaklıktan görülebiliyor.
Fener binası tek katlı, yığma kargir bir yapıdır. Çatısı kırma çatı şeklinde ve Marsilya kiremitle kaplıdır. T formlu yapıya, tek giriş ön cepheden sağlanmaktadır. Girişin sağ tarafında, tuvalet ve banyo olarak kullanılan bölüm ve hol yer almaktadır. Binanın iç kısmına uzanan ince uzun koridor bulunmakta olup, tüm odalar ve mutfak bu koridora açılmaktadır. Koridorun bitiş noktasında söz konusu binaya bitişik olarak konumlanmış olan fener kulesine uzanan dönel merdiven yer almaktadır. Kuleye çıkış bu beton merdivenle sağlanmaktadır. Yine bu beton merdiven boşluğunda fener ışığını yakmaya yarayan bir mekanizma (sarkaç) bulunmaktadır. Fener Kulesi’nin en üst kısmına dönel merdivenle ulaştıktan sonra Zonguldak fenerinin 1908 yılında inşa edilmiş olduğu, denizden yüksekliği 53 metre olan bir burunda yer aldığı, 1985 yılından bu yana elektrikle çalışan fenerin kulesinin 9 metre yüksekliği olduğu, kuleden çıkan 500 Watt’lık ışığın 20 deniz mili uzaklıktan görülebildiği yapılan araştırmalar sonucu tespit edilmiştir.
Fener günümüzde 107 yaşında olup 2012´de tarihi deniz feneri restorana dönüştürülerek halka ve turizme açılmıştır...


DENİZ FENERİYLE GELEN MODERNLEŞME…


Deniz fenerinin bu bölgeye yapılmasından sonra bölgenin adı ‘Fener Mahallesi’ olarak isim almıştır. 1950 öncesinde Deniz Kulübü’nün bulunduğu koya, İsmail ağanın koyu denirmiş. İsmail ağa koyu (Deniz Kulübü) ile şehir stadı arasındaki arazı Maden Müdürlüğü planlarında İsmail ağa tarlası ve İsmail ağa evleri olarak görülür. EKİ 1940’dan sonra Fransız Mahallesi yakınındaki lojmanların yapımı ile başlar Fener Mahallesini oluşturmaya. 1945 - 46’da EKİ Yönetimi İsmail ağa’dan satın alır. A tipi, Deniz Kulübü, Tenis Kortu yapılır. Sonra da diğer EKİ lojmanları 1950 sonrasında Fener Mahallesi günümüze dek gelişmesini sürdürmüştür. …
İsmail ağa. 1900 yılından önce Zonguldak’a göç etmiş, ıssız ve ormanlık olan bu alana yerleşen eski Zonguldak yerlisinden bir aile ferdidir.


Ulaştırma Bakanlığı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü verilerine göre Ocak 1908 tarihinde hizmete başlayan Zonguldak’ın simgesi deniz feneri 2010 yılında yapılan ihaleyle kiralanmıştı. Restorana dönüştürülerek yeni çehresi ile halka açılan ve Zonguldak’a gelenlerin mutlak uğrak yeri haline geldi. Zonguldak’ın en önemli sembollerinden olmasına karşın Ulaştırma Bakanlığı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü idaresinde olduğu için görevlilerin dışında kimsenin girişine izin verilmeyen ve halka açılmayan fenere artık isteyen herkes gidip dokunabilip dibinde çay içip fotoğraf çektirebilmektedir..

Zonguldak Nostalji
Zonguldaknostalji.com