Ak Parti İl Kongresi için dün aslında karar günüydü.


Altı İlçe Başkanı, iki Belediye Başkanı Ankara´ya çağırılmıştı.


TBMM Başkanı Köksal Toptan´ın Zonguldak Milletvekili sıfatıyla katıldığı toplantıda diğer iki milletvekili Fazlı Erdoğan ve Polat Türkmen de hazır bulundu.


Elbette Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek oradaydı.


Toplantıdan çıkan karar şu: "Son kararı Başbakan verecek."


Bir Vali, bir Emniyet Müdürü tek kelimeyle görevden alınıyor, göreve atanıyor.


Ama bir İl Başkanı için haftalardır müzakere yapılıyor.


Bu İl Başkanlığı müessesesi bu kadar önemliydi de bizim mi haberimiz yoktu?


Milletvekili olmak, İl Başkanlığı&[#]8217;ndan daha kolay oldu.


Yazık.


Bu süreç Ak Parti´ye ciddi biçimde zarar vermiştir.


Haftalar geçiyor.


Ama gelinen nokta, başlangıç noktasıyla aynı.


Çünkü İlçe Başkanları&[#]8217;nın dördü "Hamdi Uçar" diyor.


İki İlçe Başkanı ise net bir şekilde "Celil Uzun" diyemiyor.


Lafı eveleyip geveliyorlar.


Olan Zonguldak´a oluyor.


Ben merak ediyorum:


İlçe Başkanları bir ayda iki-üç kez İl Kongresi nedeniyle Ankara´ya gittiler.


Acaba ilçelerindeki sorunlar için bir ayda üç kere Ankara´ya gitmişler miydi?


Yazık bu kente.


Bir İl Başkanı&[#]8217;nı bile belirleyemiyor.



Bugün 1 Temmuz!


Tarihi niye hatırlatıyoruz ki!


Zaten gazetenin üzerinde var.


Ama öyle değil.


Önceki Valimiz Yavuz Erkmen, dört yıl boyunca her Mayıs ayında bizi havaalanından uçurdu.


Yeni Valimiz Erdal Ata ise bir değişiklik yaparak bu tarihi Haziran olarak belirledi.


Dün Haziran ayının son günüydü.


Ve biz yine havaalanından uçamadık.


Çünkü havaalanından çok daha önemli gündemlerimiz vardı.


Başta TBMM Başkanımız Köksal Toptan olmak üzere iktidar milletvekillerimiz, Ak Parti İl Başkan Adayı&[#]8217;nı belirlemeye çalışıyorlardı.


Havaalanından uçak uçmazsa, İl Başkanı Hamdi Uçar ne olacak?


Gerçekten yazık oluyor bu kente.



Gazeteci bir numara küçük ayakkabı gibi midir?


Hürriyet´te Ayşe Arman´ın yazısını okuyunca çok şaşırmıştım.


"Gazeteci bir numara küçük ayakkabı gibidir, arkadan vurur" sözünü ilk kez akademisyen yazar Nuran Yıldız´dan duymuş gazeteci Ayşe Arman.


Oysa bu söz bizim meslekte yıllardır kullanılır.


Ayşe Arman gibi deneyimli bir gazeteci bu sözü nasıl bilmez?


Neyse dün Demokrat Gazetesi´nde üstat Sina Çıladır konuya değindi.


Dedi ki: "Kamu yararı söz konusu ise gazeteci arkadan da vurur, önden de."


Bizim meslekte, bir numara küçük ayakkabı olamayanların yeri yoktur.


Eğer bu tip haberler yapılmıyorsa o gazeteci bu bilgileri habere değil, ranta dönüştürüyordur.


İlahi Ayşe Arman.


Bize neler hatırlatıyorsun!