Ak Parti Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan, Ereğli´de basın toplantısı düzenlemiş.


Ve demiş ki: "Kavgalı eve kız verilmez. Biz geç kaldık. Ama zararın neresinden dönersek kardır. Benim bundan sonra kimse ile kavga etmeye niyetim yok. Güzel bir başlangıç yaptık. Kimse bu birliğe fitne, nifak sokmasın. Herkes elini taşın altına koyduğunda çözülmeyecek sorun yoktur."


Bu sözlerin altına imza atıyorum.


Evet, kavganın yaşadığımız kente bir getirisi yok.


Yalnız Fazlı Erdoğan, CHP´li Belediye Başkanı Halil Posbıyık ile kavgasından söz ediyor.


Tamam.


Halil Posbıyık ile kavga etmeyecek.


Peki Celil Uzun´la olan kavga bitecek mi?


Şu anda Celil Uzun ile mahkemelikler.


Duyduğumuza göre bizi de tanık göstermişler.


Henüz bir davet almadığımız için mahkemeye gidemedik.


Fazlı Bey, Celil Uzun ile olan kavgasını bitirse de biz de bu sıcakta tanık olmaktan kurtulsak.


Barışsa, herkesle barış. Öyle değil mi?



Posbıyık, Erdoğan ile barıştı,


Erdemir yönetimiyle kapıştı


Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Erdemir Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Ulusoy ve Erdemir Genel Müdürü Oğuz Nuri Özgen´e ateş püskürüyor.


Kendisine randevu verilmediğini iddia eden Halil Posbıyık, Coşkun Ulusoy´un arayıp tebrik etmediğinden yakınıyor.


Karşılıklı bir iletişim krizi yaşanıyor.


Ortaya çıkan manzara iç açıcı değil.


Bu manzaradan keyif alanlar olabilir.


Ama iki güzide kurumun yöneticileri pekâlâ biraraya gelebilir, sorun çözülebilir.


Biz Zonguldak´ta ´eşraf´ yokluğundan yakınıyoruz. Hep bir ´Ağabey´ ararız.


Galiba Ereğli´de de ´Ağabey´ sorunu var.


Yoksa bu olay bu kadar büyümezdi.


Karşılıklı anlayış lütfen.



Şerafettin Turpçu&[#]8217;nun derdi anlaşıldı


İstanbul Sarıyer´deki SS Boğaziçi Konut Yapı Kooperatifi´nin müteahhitliğini Şerafettin Turpçu yapıyor.


Turpçu, iki hafta önce konutları gezdirmek için bir grup gazeteciyi İstanbul´a götürdü. Davetliydik, mazeretimizi bildirdik, katılmadık.


Pazar günü bu kooperatifin genel kurulu hayli tartışmalı geçmiş.


Kooperatif müteahhide paraları ödemiş.


Ama müteahhit, yani Şerafettin Turpçu hala para istiyor.


Ve diyor ki: "Daire satışlarını gerçekleştiremediğim için daireleri banka kredileriyle tamamladım. Bizim hakkımız verilirse bu ay sonunda daireleri teslim ederim. Ama üyelerin bu parayı vereceği yok, şeriatın kestiği parmak acımaz. İşi ben yapıyorum, karşılaşılan zorlukları daha önceden anlatmama rağmen kör ve sağır gibi konuşuyorsunuz. Siz zarar gördüyseniz ben de zarar gördüm. Ben bu işten anlaşıp herkesin dairesini vererek kurtulmak istiyorum. Bir yol bulmamız gerekiyor. Ben her şekilde anlaşmaya hazırım. Hakkım verilmezse benden de daireleri teslim etmemi beklemeyin."


İşin özeti bu.


Turpçu yine para istiyor.


Şemsi Denizer´in hayalleri gerçek oluyordu.


Evet. Hayaller gerçeğe dönüşecek.


Turpçu parayı alırsa!