Bazen şu kente Belediye Başkanı olmayı gerçekten çok istiyorum


Bu kente Belediye Başkanı olmak istiyorum çünkü insanların yaşamaktan daha fazla keyif aldığı bir kentleşmeyi bizimkilerden daha iyi sağlayabileceğime inandığım için.


Bazen bunu düşünmekten bile nefret ediyorum.


Çünkü bu kentte neyi ne kadar iyi niyetle yaparsan yap insanlarının haddinden fazla bencil, komplo teorileriyle beslenmeye alışkın olduğunu bildiğim için.


Daha önceki yıllarda da yazmıştım.


Hem önceki Başkan Sayın Secaattin Gonca´dan, hem şimdiki Başkan Sayın İsmail Eşref´ten daha iyi şeyler yapacağıma inanıyorum.


Herkesin farklı bir meziyeti vardır.


Ancak totalde bu iş benim işim değil.


Ama bizimkiler kadar bariz hatalar yapmazdım herhalde.


Mesela.


Gonca´nın yerinde olsam lavuar alanı bu kadar boş yere zaman kaybetmez, Eşref´in yerinde olsam 12 katlı ucube binayı oraya dikmezdim.


Gonca´nın yerinde olsam caddeyi tamamen kapatır öyle asfalt yapar, Eşref´in yerinde olsam tasarruf edeceğim diye baraja su gönderen tulumbaları kapatmazdım.


Gonca´nın yerinde olsam Otobüs İşletmecisi Sayın Adil Bahadır istedi diye Şehirlerarası Otobüs Terminali&[#]8217;ni taşımaktan vazgeçmez, Eşref´in yerinde Belediyenin kasasında para yok diye ´terminali kaldırmayacağız´ demezdim.


Örnekler çok.


Ancak bir sonraki dönem için birilerinin şimdiden çıkıp kendisini anlatması gerekiyor.


Ki seçerken bu kadar zorlanmasın insanlar.


Fikir ve düşünceler, kişilerin oluşturacağı etki parti şablonunun dışına çıkabilsin.


Eşref döneminde bazı rüyaların gerçek olmasını çok arzu ediyorum.


Beş sene sonra aynı Zonguldak ile karşılaşmak istemiyorum.


Kimse istemiyor.


Adem misali.


Yeşilliklerde olmasa ayıplarımız iyice ortaya çıkacak.


Aday falan değilim.


Nabız falan da yoklamıyorum.


Ben böyle mutluyum.


Benimkisi sadece fantezi.



- Hayata dair bir şeyler! -


Hayata dair söylenecek her zaman çok şey vardır.


İnsanın yaşam kalitesini neye göre değerlendirebiliriz?


Paraya göre mi?


İtibara göre mi?


Yaptığı işlere göre mi?


Çıkar hesapları insanları her zaman yanlış yönlere itebilir.


İtmelidir de!


Yoksa bir fark kalmaz.


İnsan parasız yaşayamaz.


Doğru.


Paran kadar sözün geçer.


Doğru


Gücün kadar sözün geçer.


Doğru.


Ancak paradan da önemli şeylerin hala var olduğunu asla unutmamak gerekir.


Gündelik hayatta her insanın söylediği ile yaptığı arasında tezatlıkları oluşur zaman zaman.


Sistemle çatışırsınız.


İnsanlarla çatışırsınız.


Tabiri caiz ise bazen dize gelir, bazen dize getirisiniz.


Bazen ön yargılısınızdır çatışırsınız.


Bazen çok iyi niyetlisinizdir ama çatışmak zorunda bırakılırsınız.


Her zaman her yerde karşımıza gelebilecek benzer durumlarda kendinizden beklenmeyen davranışlarda bulunabilirsiniz.


İnsanlar hatalar yaparlar.


Yanlış kararlar alırlar.


Kasıtlı da olabilirler.


Her şey iyi ya da kötü mutlaka geri dönecektir.


Bir insanın gelişmişliğinin, etkili olmasının ölçüsü çok para kazanması mıdır?


Çok büyük güçlere kavuşmuş olması mıdır?


Çok bilgili ve donanımlı olması mıdır?


Sadistçe bir bencilliğe kapılmış olması mıdır?


Çok hayırsever olması mıdır?


Daha çok sayabiliriz.


Hiç biri tek başına bir şey değildir.


´Önce insan´ olmayı başaramadığımız sürece ne yaparsanız yapın hızınızı kontrol edemez mutlaka bir gün toslarsınız.


İşinizi çok iyi yapmak için, ihtiraslı olmak, bencil olmak, dereyi geçtim gözüyle bakmak çağın hastalıklarından biridir.


Bu illete yakalananların sonlarını görüyoruz.


Herkes her an yakalanabilir.


Bunları neden anlattım.


Herkes üzerine bir şey alsın diye.