"Umur" sözcüğü Arapça "Emr" sözcüğünden gelmekte ve işler, görevler anlamında kullanılmaktadır. "Umursamak" sözcüğü de "Umur" sözcüğünden gelip önem verip, üstünde durma, aldırış etme anlamlarındayken; "Umursuzluk, umursamazlık" sözcükleri ise umursamama, aldırmama, önem vermeme, işten saymama anlamlarındadır. Güzel şehrimiz Zonguldak Umurhan Beyliği'nin hemen sınırında olan bir şehirdir.

Meydan Larousseau'un 12. cildinin 421. sayfasında XIV. Yüzyılda Umurhan Beyliği'nin kurucusu olarak Umur Bey gösterilmektedir. Beylik Kastamonu ile Sakarya ırmağı arasında kurulmuştur. Merkezi ise Akyazı ve Göynük olduğu sanılmaktadır. Bu iki şehir XIV. yüzyıl başlarında Osmanlılar tarafından alınmış ve geri kalan toprakları da 1333'de Candaroğlu Süleyman Bey tarafından alınarak beyliğe son verildiği yazılmaktadır.

Donald Edgar Pitcher'in 2013 yılında Yapı Kredi Yayınları arasında yayınlanan Osmanlı İmparatorluğu'nun Tarihsel Coğrafyası adlı kitabın 7. haritasında Taraklı'dan Kastamonu'ya kadar olan bölge Umur Han Beyliği olarak gösterilmektedir. Bölgede Mudurnu, Bolu, Gerede, Göynük gibi şehirler yer alırken; 6. harita da Devrek'in 1197 yılında Anadolu Selçuklularının eline geçtiği kaydı görülmektedir. Ereğli ve Amasra şehirleri ise henüz Anadolu Selçuklularının elinde görülmemektedir.

T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından 1947'de yayınlanan Türkiye'de Meskun Yerler adlı kitabın ikinci cildinin 1090. sayfasında Umur sözcüğü ile başlayan köyler genellikle Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Edirne, Kocaeli, Tekirdağ, Kırklareli, Bolu, Kastamonu ve Aydın illerinde yer almaktadır. Ancak Umur Han Beyliği'nin dağılması ile birlikte buradaki boyların Trakya'ya da muhaceret ettikleri veya yerleştirildikleri düşünülebilir.

Umur Han Beyliği ile ilgili bilgilerin eksikliği gerçekten araştırılmaya değer bir konudur. Gerede.web.tr uzantılı sitede de Umur Han Beyliği yerine Gerede Beyliği ifadesi kullanılmış ve hayli ilginç açıklamalarda bulunulmuştur. " Tarık Mümtaz Yaman, bu dönemde Safranbolu - Gerede havalisinde Umur Bey' in bağımsız bir beylik kurduğunu belirtmektedir. Umur Bey adı, ya da buna benzer bir ad Bizans kaynaklarında da geçmekte olup, beyin adı ve beyliğin egemenlik alanı kaynaklarda tartışmalıdır. İsmail Hami Danişmend' e göre Umur Han Beyliği "Sakarya Nehriyle Candaroğlu Beyliği arasında bulunan arazide" hüküm sürmüştür.
Öte yandan 1332 yılında Gerede'yi ziyaret eden Arap gezgini İbn Batuta'dan Gerede'de bağımsız bir beyliğin yaşamakta olduğunu ve beyin "Şah bey" adıyla anıldığını öğrenmekteyiz. Aynı beylikten söz eden bir başka Arap yazarı, El-Ömeri, bu beyliği "Şahin İli" olarak adlandırmaktadır. Bu durumda "Şah bey" kelimesinin bir özel ad değil, beye verilen unvan olduğu ortaya çıkmaktadır".

Umur Han Beyliği ile ilgili yapılan umursuzluk davranışları aynen Zonguldak için de geçerlidir. Zonguldak şehri kendisiyle ilgilenecek, kendisinin umurunu taşıyacak insanlara muhtaçtır. Umur Han Bey, tebaasının sorumluluğunu üstlenmiş biri olarak görülen tarihi bir şahsiyettir. Zonguldak ile ilgili ödev, görev, sorumluluk ve yükümlülük almaktan kaçınan yöneticiler umursuzluklarıyla adı geçen kente katkı yapamazlar. Cumhuriyet ile beraber il olan Zonguldak, maalesef üçe bölünerek umursuzluklardan nasibini çoktan almıştır. Şehri yönetenler, şehri büyütmek, genişletmek, geliştirmek ve dönüştürmek yerine siyasi heveslerine kurban olarak böl, parçala ve yönet ilkesini tercih etmişlerdir.

Şehrin umurunu üstlenecek ve onu dünya şehri yapacak, halkın ümitsizliğini ümide dönüştürerek yöneticilik kimliğine sahip insanlar neler yapmaz ki! Umur Han Bey'e kurduğu beyliği bile layık görmeyenler, Zonguldak'ı mı kalkındıracaklardır.