Soma&[#]8217;da 300&[#]8217;den fazla şehidin acısıyla yazı yazmak çok zor. Öncelikle bu şehitlerin ruhlarına yüce Mevla&[#]8217;dan rahmet, mekânlarının cennet olmasını ve geride kalanları da sabırlı kılmasını dilerim.

Yazının başlığında geçen &[#]8220;Yalancı Tarafsızlık&[#]8221; deyimi ikiyüzlü olmayı ifade eder. Ancak bunun yerine siyasi literatürde çifte standart uygulaması deyimi kullanılmaktadır. Milli Mücadele Dönemi&[#]8217;nde ülkemizi işgal edenler, Türk vatanında Türklerden daha çok hak sahibiymiş gibi davranarak olmayan iddialar ortaya atmışlardır.

Milli Mücadele&[#]8217;de Karadeniz (1919-1922) başlıklı Rahmi Doğanay tarafından yazılıp 2001 yılında Atatürk Araştırma Merkezi&[#]8217;nce basılmış kitabın 310. sayfasında İngiltere&[#]8217;nin Türkiye politikasıyla ilgili görüşlere değinilmektedir. Bu görüşler özellikle Türkiye üzerinde İngiliz niyetlerini gizlemeye yöneliktir. Örneğin adı geçen kitapta &[#]8220;1921 başlarında Yunan donanması Karadeniz&[#]8217;de Türk gemi ve kıyılarına abluka uygulayıp limanları ve şehirleri bombardıman ederken, Batı Anadolu&[#]8217;dan da İngiliz destekli Yunan ordusu Ankara&[#]8217;yı hedef alarak ilerleyip Polatlı&[#]8217;ya kadar gelmişti&[#]8221;. Görüldüğü gibi İngilizler, hem Ankara&[#]8217;yı barışa istedikleri gibi razı olmaya zorlamakta hem de Yunanlıları desteklemektedirler. Bu İngiliz siyaseti yalancı tarafsızlık gösterisinden başka bir şey değildir.

İşgal altında bulunmayan tek deniz kıyısı Karadeniz kıyılarıdır. Bu kıyıları da Yunanlılar ablukaya aldıklarından Anadolu&[#]8217;ya Karadeniz yoluyla yapılan taşımacılık engellenecektir. Bu durum Karadeniz&[#]8217;in Milli Mücadele&[#]8217;de ne kadar önemli olduğunu da göstermektedir. Türk güçlerine yapılacak silah, cephane ve diğer araç gereç yardımı, ya İstanbul&[#]8217;daki depolardan kaçırılacak ya da Rusya gibi yabancı ülkelerden satın alınacaktı. Ancak bunlar karayoluyla taşınamazdı. Tek bir yol vardı: O da Karadeniz yolu. Bu yolu da İtilaf Devletleri ablukaya almıştı. Bu ablukayı Kuvayı Milliyeciler çok çeşitli yöntemlerle kırmışlar, yabancı bandıralı gemileri kullanmışlar, düşman gemilerinin gidiş gelişlerini takip ederek aradaki boşlukları çok iyi değerlendirmişlerdir. Ancak ilk başlarda Osmanlı deniz yolları idaresi Anadolu&[#]8217;ya silah, cephane ve insan kaçırma işine karıştığından İtilaf Devletleri hemen işe el koymuşlardı.

Düşman gemileri Karadeniz&[#]8217;de üs kuramadıkları için sürekli kalamıyor, aralarında da anlaşmazlıklar bulunuyordu. İstanbul&[#]8217;daki milliyetçi subaylar, istihbarı bilgiler topluyor, Kuvayı Milliyecilerle haberleşebiliyorlardı. İtalyan ve Fransız gemileri alacakları parayı düşünüyor ve Türk gemilerine ve Türkler için çalışacaklarını belirtiyorlardı. Hatta Amerikalı ve İngiliz şirketleri temsilcisi, İstanbul&[#]8217;dan kaçırılacak her çeşit malzemenin tonunu 37 İngiliz lirası karşılığında taşıyabileceğini belirtiyor, sorumluluğu şirkete yüklüyor ve komisyoncu da %5 komisyon isteyebiliyorlardı. İngiliz şirketleri kendi hükümetlerine karşı ikiyüzlü davranabiliyorlardı. Hatta Zonguldak tüccarları Fransız Karnilof, Mecda Vesta vapurlarını kiralayarak önemli ölçüde eşya ve malzeme taşınmasına katkıda bulunmuşladır.

İtalyan şirketleri ise, İstanbul hükümetinin satılığa çıkardığı sahra toplarını hurda fiyatına satın alarak Loit Triestino Kumpanyası&[#]8217;na ait bir vapurla İnebolu&[#]8217;ya gönderebiliyordu. Şirketlerin politikalarıyla hükümetlerin politikaları uymadığında şirketler rahatlıkla hükümetlerine ikiyüzlü davranışlar sergileyebilirler. Hatta Anadolu&[#]8217;daki Hristiyanların korkunç baskı altında olduğu şeklinde haberler de yalancı tarafsızlığın açık bir göstergesidir. Savaşın galibi devletler, acımasız bir yaklaşım ve yağmacı bir zihniyetle Osmanlı ülkesinde cirit atarken kendi kamuoylarında merhametli davrandıklarına dair propaganda yapabilmişlerdir.

Ermenileri silahlandırırken &[#]8220;Türkleri öldürüyoruz&[#]8221; diyerek dini siyasi görüşlerine alet etmekten kaçınmamışlardır. Bu durum yalancı bir tarafsızlık göstergesi olup sömürgecilikte dini faktörleri araç olarak kabul eden bir zihniyetin de varlığını göstermektedir. Türkleri vatansız bırakma ve cezalandırma düşüncesi Milli Mücadele ile ortadan kaldırılmıştır. Zonguldaklı tüccarlara teşekkürlerimizi sunarken Zonguldaklı Rumlarla dayanışmaya giren Fransızların da yalancı tarafsızlık gösterdiklerini bilmek gerekir. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı hepimize kutlu olsun.