Köyler göçtü oyununu ilk defa Karadeniz Ereğli&[#]8217;ye bağlı köylerden birinde Ramazan bayramında seyretmiştim. Oyun da çok hoşuma gitmişti. Aradan geçen zamanda kaynaklarda oyun hakkında fazla bilgi bulamamıştım. Bu oyunun vermek istediği mesaj konusunda düşünürken oyunun geçmişte bir tarihsel olaya gönderme yapabileceği aklıma geldi. 2013 yılında araştırma yaparken, Ahmet Talat Onay&[#]8217;ın yazdığı ve Cemal Kurnaz&[#]8217;ın sadeleştirdiği, H yayınlarından 2009 yılında İstanbul&[#]8217;da basılmış &[#]8220;Açıklamalı Divan Şiiri Sözlüğü-Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar ve İzahı&[#]8221; adlı kitabın 295. sayfasında &[#]8220;Köy Göçtü&[#]8221; oyunu karşıma çıktı. Adı geçen eserde bu oyun şöyle anlatılır:

Erkek oyunudur. Esir almaca cinsinden bir oyun diye tarif edilir. Oyuna girecek kaç kişiyse birbirini eş tutarlar. Çifterce meydana çıkarlar. Her çıkanın biri mesela A, diğeri B olur. A&[#]8217;lar paranın tura, B&[#]8217;ler yazı tarafını almak üzere havaya bir para atılır. Tura gelmiş ise B&[#]8217;ler bir geniş daire teşkil etmek şartıyla uzun fasılalarla rükû halinde eğilirler. A&[#]8217;lar bunların sırtına binip birbirlerine top atarlar. Top yere düşünce derhal B takımı &[#]8220;Köy göçtü, biz de göçelim&[#]8221; diye bağırarak ayağa kalkarlar. Düşen kalkan bir kızılca kıyamet kopar. Bu defa A&[#]8217;lar yatar. B&[#]8217;ler onların üstüne oturup oynarlar; oyun böylece devam eder. Açık hava ise de küçük mikyasta bir kadro ile sarayların odalarında da oynanırmış.

Lakin Karadeniz Ereğli bölgesinde oynanan &[#]8220;Köyler Göçtü&[#]8221; oyunu bu oyundan biraz farklıcadır. Karadeniz Ereğli&[#]8217;nin Sücüllü köyünden İletişim Fakültesi mezunu gazeteci Hüseyin Aksakal&[#]8217;ın tarafıma gönderdiği oyunun anlatımı ise şöyledir:

&[#]8220;Kaynak Kişi: Niyazi Çınar (Yaş 70) Aktif Oyuncu Ballıca Köyü Halkından

GENEL BİLGİLER

Ereğli&[#]8217;nin belli bölgelerinde oynanan &[#]8220;Köyler Göçtü&[#]8221; oyunu, oynandığı ortamda bulunan herkesin aktif veya pasif şekilde katıldığı bir oyundur. Genellikle iki veya daha fazla köyün insanlarının bir araya gelebildiği, Düğünler, Bayramlar, Karakucak Müsabakaları gibi zamanlarda, köy meydanları, harman düzlükleri ve benzeri düz bir alanda oynanır.

Oyunun en önemli ayırıcı özelliği, sadece yetişkinlerin oynadığı bir oyun olmasıdır. Oyuna aktif olarak katılanlar genelde 20 ila 35 yaş aralığında kişilerdir. Ancak oyun oynanırken pasif katılımcı pozisyonunda olan seyircilerde, sözü edilen yaş sınırına bağımlı değildir.

Aktif katılımcılar, en az 10 kişiden oluşur. Bir Turacı, bir ebe ve kalanlar da oyunculardan ibarettir. Aktif katılımcıların sayısının 40&[#]8217;ın üstüne çıktığı oyunlar dahi görülmüştür. Oyun eğlence etkisi devam ettiği sürece devam eder. Ancak iki saatin üstüne çıktığı nadiren görülmüştür.

ARAÇLAR

Oyunda kullanılan en önemli araç, oyun kuralları içinde aktif oyuncuların cezalandırılması için kullanılan &[#]8220;Tura&[#]8221; dır. Tura, küçük bir torba, büyükçe bir mendilin ucuna içine, cezalandırılan kişide kalıcı bir yaralanma veya sakatlığa yol açmayacak şekilde bez, kağıt parçaları doldurulup, bir urganla bağlanmasıyla elde edilen, futbol topundan küçük bir nesnedir. İstenilen ağırlığın elde edilmesi için çaputların ortasına küçük bir taş konulduğu da olur. Bağlanan ipin uzunluğu, kullananın ceza amacıyla vurmasına izin verdiği gibi, uzaktan atarak da kullanabilmesi için uzun tutulur.

İkinci araç ise ebenin belirlenmesi için kullanılan küçük bir nesnedir. Bu nesne bir mendil, bir taş, bir dal parçası olabilir. Çoğunlukla bu iş için bir mendil veya benzeri bir kumaş parçası kullanılır.

TURACI

Tura denilen içi çaputla dolu torba veya mendili kullanarak ebeyi cezalandıran kişidir. Turacı oyundaki en özellikli kişidir. Kondisyonu yüksek, espri yeteneği fazla kişiler arasından seçilir. Oyun kurulduğunda çoğu zaman Turacının kim olduğu en baştan bellidir. Turacı görevini yapabilecek yetenekte birisi yoksa oyun kurulmaz. Turacı oyun başladıktan sonra değişmez.

EBE

Ebe, Turacı&[#]8217;nın oyun düzeni alındıktan sonra aktif oyuncular arasından seçtiği kişidir. Turacı ebeyi seçerken, oyun kapsamında üretilecek esprilerin seyirci üstündeki etkiyi göz önünde bulundurur.

OYUNCULAR

Aktif oyuncular, oyuna katılmaya gönüllü herkesin katılımıyla oluşur. Oyunculardan birinin ebe olarak seçilmesi durumunda kimi zaman uzun süre koşması gerekebildiğinden gücü kuvveti ve kondisyonuna güvenenler oyuna katılır.

SEYİRCİLER

Seyirciler oyunun pasif katılımcılarıdır. Ebe, Turacının önünden kaçarken seyircilerin arasına girerek onları da oyuna katabilir. Köy meydanlarında oynanan oyunlarda, ebenin çevredeki evlere girdiği, o evlerdekileri de oyuna çektiği görülmüştür. Böyle bir durum yaşandığında evlerdekiler ebe evlerine girmesin diye ebenin üstüne su, kül, toprak gibi nesneler atarak eğlence etkisini arttırır.

NASIL OYNANIR?

Oyuncular ikili gruplar oluşturur. Bu ikili gruplar oyunun oynandığı alanda daire şeklinde dizilir. Dairenin büyüklüğü, katılımcıların sayısı ve meydanın izin verdiği ölçüde büyük olabilir. Örneğin otuz kişi katılıyorsa, on beş grup oluşturulur.

İkili grupların üyelerinden birisi yere çömelir, diğeri de yere çömelen arkadaşının arkasını görmesi mümkün olmayacak şekilde arkasında ayakta durur. Turacı söz konusu dairenin dışında, elinde turayla bir yönde dönmeye başlar. Dönerken esprili hareketler ve sözler ederek seyircileri güldürmeye çalışır.

Turacı, çömelen oyunculardan birinin arkasına, ebeyi belirlemek için kullanılacak nesneyi fark ettirmeden bırakır ve turuna devam eder. Çömelen kişi nesnenin arkasında olduğunu fark edebilirse (mendil diyelim) mendili eline alarak ebe olmaktan kurtulur. Turacı da turunu tamamladığında mendili alarak turuna devam eder ve mendili başka birinin arkasına bırakır. Ebe mendilin arkasında olduğunu fark etmezse, Turacı turunu tamamladığında &[#]8220;Köyler Göçtü&[#]8221; diye bağırarak elindeki turayla hem ebeye, hem de ebenin takım arkadaşına vurur. Ebe bu durumda kalkarak dairenin etrafında koşmaya başlar.

Turacı ebeyi kovalarken, &[#]8220;Babanın sözünü niye dinlemedin&[#]8221;, &[#]8220;Niye anana bakmıyorsun&[#]8221;, &[#]8220;Sarı öküze yemini niye vermedin&[#]8221;, &[#]8220;Geçen yıl bayramda dedenin hatırını sormadın&[#]8221; gibi gerçek veya gerçekdışı ifadelerle takaza eder. Seyirciler de bu türden esprilerin çeşitlilik kazanmasına tezahüratlarıyla katkıda bulunur.

Ebe, kovalanırken beklenmedik bir anda oyuncu takımlarından birine sarılır. Bu durumda Turacı &[#]8220;Köyler Göçtü&[#]8221; diye bağırarak ebe, çömelen kişi ve ayaktakini Tura ile cezalandırmaya devam eder. Ebe, çömelen ve ayakta duran kişi toparlanmaya çalışır. Eğer ebe ayakta veya çömelik pozisyonda yer alabilirse, açıkta kalan kişi yeni ebe olarak oyuna devam eder. Turacının &[#]8220;Tersine göçtü&[#]8221; diye bağırması halinde ise ebe ve Turacının koşu yönü tersine döner.

Ebe koşarken seyircilerin arasına dalarak bir iki kişiye de sarılabilir. Bu durumda turacı ebeyi cezalandırdığı gibi, seyirciyi de cezalandırır. Köy meydanlarında oynanan oyunlarda ebenin peşindeki Turacıyla birlikte etraftaki evlere çıktığı ve evlerdeki izleyicilerin de Turacının darbelerinden nasibini aldığı biliniyor. Yukarıda da belirtildiği gibi, ebe evine çıkarken, ev sahibi gelmesin diye kül, su gibi şeyler atarak eve gelmesini önlemeye çalışır. Tüm seyirciler, Turacının esprili takılmalarına katkı verir. Ebe her halükarda turadan payını alacak seyirciyi sarılmak suretiyle seçer. Bu kişinin kimi zaman ebenin hatırının geçtiği kadınlar arasından da olabildiği görülmüştür.

Oyunun ne zaman, hangi sürede bittiğine dair bir kural yok. Ya seyirci ve oyunculardan birisinin teklifi, ya da Turacının yorulmasıyla oyun sona erer.

Bayramlarda oyunun ardından başka köylerden gelenler varsa evlere yemeğe davet edilir.&[#]8221;

Hüseyin Aksakal&[#]8217;ın verdiği bilgiler oyunun seyretttiğim oyun olduğunu bana hatırlattı. Ancak bu oyun içinde turacının oyuncuyu kovalarken söylediği sözler çok ilginçtir. Bölgeye gelen insanlar yerlerinden yurtlarından edilen kişiler geçmişlerini oyunlaştırarak simgeleştirip oyuna dönüştürmüşlerdir. Bu oyun bölgede XVIII. yüzyıldan itibaren bir iskân politikasının uygulandığını simgelemektedir. Ebe olan kişi meşruluğunu taşıdığı tura ile açıkça göstermektedir. Tura ona bir meşruluk kazandırmaktadır. Diğer köylüler onun sözünü dinlemekle mükelleftirler. Turacı sayesinde oyun oynayanlar karınlarını da evlerden yiyecek içecek toplayarak doyurmaktadırlar. Oyuncular hem oyun oynamış hem de karınlarını doyurduklarından oyunun bayram günleri oynanması da anlamlıdır. Oyun sayesinde sosyal sorunlara da çözüm üretilmektedir.