&[#]8220;Zonguldaklı olmak nedir?&[#]8221; sorusu ortaya atıldığında, çeşitli yanıtlar verilebilir kuşkusuz. Zonguldak merkezde veya ilçelerinden birinde doğmak mı? Zonguldak veya ilçelerinden birinde yaşamak mı? &[#]8220;Ben Zonguldaklıyım&[#]8221; diye nutuk atmak mı? Ekmek ve iş derdiyle yıllar önce buraya gelip yerleşenleri ve bu toprağa gömülenleri Zonguldaklı saymamak mı? Zonguldak toprağına emek, kan, can katanları görmezden gelmek mi? Zonguldak&[#]8217;ın yetiştirdiği değerleri itelemeye, ötelemeye kalkmak mı?

Geçmiş dönemlerde de olduğu gibi, her yerel ve genel seçim döneminde, hatta siyasi parti ve sendika kongrelerinde sular önce bulandırılır. Kafalara ayrımcılık tohumları şırınga edilmeye başlanır. &[#]8220;Şu Kıvırcık&[#]8217;tır, bu Laz&[#]8217;dır. Şu yerlidir, bu yabancıdır. Şu Laz&[#]8217;dır, bu Kıvırcık&[#]8217;tır, o Kürt&[#]8217;tür&[#]8221; gibi Nazi subaylarını aratmayacak kertede bir ayrımcılık söylemi başlatılır insanlar arasında.

Ama doğal yaşam içinde kazın ayağı hiç de bu kafaların düşündüğü gibi değildir.

- Maden ocağında herhangi bir kaza, göçük, grizu olayında Azrail aniden gelip: &[#]8220;Sen Tonyalısın dur! Sen Devreklisin, kaç kurtul!&[#]8221; diyor mu? Yani Hak divanında nüfus kağıdı geçmiyor.

- Kömür ocaklarında bin bir meşakkatle kömür üretiliyor. Amirler, &[#]8220;Sen Çaycumalısın, çok prim; sen Sürmenelisin, az prim&[#]8221; mi diyorlar? Yoksa ne kadar kömür üretildiyse, ona göre mi? Yani kazancınız emek değerinize göre saptanmış oluyor.

- Bazen hasta olur insanlar, şu hastanede yan yana yataklarda yatar. Hatta hastalar birbirine yardımcı olur, bir bardak su verir, birbirini sırtlayarak tuvalete getirir. Hiç o zaman akla: &[#]8220;Sen nerelisin, ben nereliyim?&[#]8221; sorusu takılır mı? Yani insani yardımlaşma ve dayanışmada nüfus kağıdına ihtiyaç duyulmuyor.

- Genellikle aileler birbirine kız verip-almış, düğün-dernek yapmış, hısım-akraba olmuş. Şimdi eve gidip biri gelinini, öbürü damadını, &[#]8220;Sen yerlisin-yabancısın!&[#]8221; diye kovalayacak mı? Yani doğal yaşamımızda bu tür insanlık dışı fitnelerin yerinin olmadığı ortadadır.

- Hangi esnaf, işyeri sahibi, işletmeci, müşterisine karşı etnik ayrım yapabilir? Yani &[#]8220;Sen Kürtsün, gelme bu dükkana&[#]8221; veya &[#]8220;Sen Lazsın, girme bu kahveye&[#]8221; demiştir, diyebilir? Hangi büyük işletme sahibi işçileri arasında etnik ayrım yapabilir. Onun esas derdi üretimdir. Emek sömürgenlerinin etnik ayrımcılık yaptığı nerede görülmüştür?

- Hangi paranın -TL, Dolar, Avro- üzerinde etnik ayrımı belirten; din, iman, mezhep farklılığı gösteren bir işaret vardır? &[#]8220;Paranın dini, imanı yoktur&[#]8221; sözü bu nedenle söylenmiş olabilir mi?

- Ekmek ve iş derdiyle yurtdışına, aynı gerekçeyle yurt içinde çeşitli illere giden, hatta oralarda yerleşen, dernekleşen hemşehrilerimize aynı muamele yapılsa, nasıl karşılarsınız?

- Şu Zonguldak dağlarında; Türkiye&[#]8217;nin çeşitli illerinden gelerek, burada eceliyle ölen, maden ocaklarındaki kazalarda can veren veya terör şehidi olarak bu topraklarda yan yana yatan, farklı etnik kökenden, inançtan gelen binlerce insanın mezarları var.

&[#]8220;Zonguldak toprağını aziz ve mübarek kılan&[#]8221; bu mezarları, buralardan kaldırmaya kimin gücü yetebilir? Yani öbür dünyaya nüfus kağıdı ile değil, kefen ile gidiliyor.

[*] [*] [*]

Politik desteklerle bir yerlere gelmek isteyenler, makam-mevki beklentisi içinde olanlar, bir yerlere(!) yamanmak, yaslanmak, oralardan çıkar sağlamak amacı güdenler; ayrıca yaşadığımız kent için sözü ve projesi olmayanlar; aynı bölgede birlikte yaşamlarını sürdüren, sosyal ve toplumsal yardımlaşma ve dayanışma içinde olan insanların kafalarını karıştırmaya, bulandırmaya kalkarlar. Fitne-fesat tohumları ekmeğe çalışırlar.

Hemşehrilik (hemşerilik); aynı yörenin (ilin-bölgenin) kültürüyle büyüyen ve yaşayan insanlar arasındaki dayanışma ve yardımlaşma duygusudur, örgütlendiğinde olgusudur. Bence kimi durumlarda yararlıdır. Bu amaçla geçmişte göç alan ilimizde olduğu gibi, göç verdiğimiz şehirlerde, hatta yurtdışında kurulmuş derneklerimiz vardır. Bunların üyelerine ve hemşehrilerine moral vermek, yardımlaşma ve dayanışma ile birlik ve dirlik içinde olduklarını göstermek, yöresel kültürlerini yaşatmak, sergilemek ve gurbette olduklarını hissettirmemek amacıyla yaptıkları çeşitli etkinlikleri yazılı ve görsel medyadan da izliyoruz.

[*] [*] [*]

Ad ve unvanları, yaptığı işler ne olursa olsun, bu tür dedikodu üretenler, ne yazıktır ki, çirkin politikalara kapı aralıyorlar. Suret-i Hak&[#]8217;tan görünerek, saman altından su yürüttüklerini sanıyorlar! Gözlerinin görmek istemediği ise; bilerek ya da bilmezden gelerek Zonguldak&[#]8217;ın yetiştirdiği değerleri itelemeye, ötelemeye çalışıyorlar. Bunları basından da üzüntüyle izliyoruz.

Hem de Koca Ragıp Paşa&[#]8217;nın, &[#]8220;Miyân-ı güft ü gûda bed-meniş ifham eder kubhun / Şecaat arzederken merd-i kıbtî sirkatin söyler&[#]8221;, bugünkü Türkçe ile, &[#]8220;Kötü huylular dedikodu yaparak kendi çirkinliklerini ortaya koyarlar / Mert Çingene kahramanlığını anlatırken bile nasıl iyi hırsızlık yaptığını anlatır&[#]8221; beytini haklı çıkarır gibi&[#]8230;

[*] [*] [*]

Geçmişte Zonguldak merkezinde faaliyet gösteren derneklerle bir dönem Zonguldak ve sorunları üzerine toplantılar düzenlemiş, Zonguldak sorunlarını anlatmayı amaçlamıştık. Hazırlanan raporda &[#]8220;Zonguldaklı olmak&[#]8221; konusuna da kendimizce açıklık getirmeye çalışmıştık. &[#]8220;Zonguldaklılık&[#]8221; bölümünü işlerken, kelime kelime değil, ama şu anlama gelen bir görüş ortaya koymuştuk:

&[#]8220;Zonguldak&[#]8217;ta doğmuş olmak, nüfus kağıdına göre kişinin sadece doğum yerini belirler. Zonguldaklı olmak; Zonguldak&[#]8217;ın bugünü ve geleceği için düşünce, duygu, görüş yaratmak; projeler oluşturmak-hazırlamak, doğasını, kültürünü korumak, doğup büyüdüğü kenti her yönüyle tanımak ve tanıtmak; yardımlaşma ve dayanışma kültürünü geliştirmek, bu duygu ve düşünceleri toplumda yaygınlaştırmak; siyasal, toplumsal, kültürel, sanatsal alanlarda kenti temsil etmeye çalışmak, kent için emek ve ürün vermek, Zonguldak için yararlı düşüncelerin herkesime ulaşması için çaba göstermek...&[#]8221;

Yirmi yıla yakın bir zaman geçmiş aradan. Bu düşüncelere bugün de katıldığımı söyleyebilirim.

[*] [*] [*]

&[#]8220;Zonguldak Metropoliten Alana Göç Nedenleri&[#]8221;nin araştırıldığı TBA 1996 tarihli kaynakta, başta Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgeleri olmak üzere Anadolu&[#]8217;nun çeşitli yörelerinden TTK&[#]8217;da işçi olarak çalışmak için gönüllü gelenlerin; &[#]8220;Kozlu&[#]8217;da yüzde 45,45, Zonguldak&[#]8217;ta yüzde 44,34, Kilimli&[#]8217;de yüzde 48,15, Çatalağzı&[#]8217;nda yüzde 14,29 oranını bulduğu, toplam Zonguldak metropoliten alan içinde ise, bu oranın yüzde 43,83&[#]8217;e ulaştığı; yöreye TTK dışında bir işle ilgili nedenlerle gelenlerin ise, metropoliten alan içerisindeki oranının yüzde 30,25 kadar olduğu&[#]8221; belirtilir. Doğan Katırcıoğlu &[#]8220;Yeraltında Sesler Var&[#]8221; adlı kitabında ise, &[#]8220;1960&[#]8217;lı yıllarda Zonguldak&[#]8217;ta 30&[#]8217;dan fazla ilden insanın bulunduğu&[#]8221;nu yazmaktadır.

Yukarıdaki bilgiler ışığında; Zonguldak-Kozlu-Kilimli-Çatalağzı Metropoliten Alanı&[#]8217;na, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu başta olmak üzere çeşitli illerden gelen insanların, metropoliten alan nüfusuna oranı yüzde 43,83&[#]8217;tür. Yarıya yakın bir orandır bu... Yani neredeyse her iki kişiden biri Zonguldak&[#]8217;a dışarıdan gelmiş olmaktadır. Kuruluşundan itibaren Zonguldak&[#]8217;ın demografik yapısı böyle oluşmuştur.

Öyleyse yapılacak iş; birbirimizi sevgiyle, saygıyla, dostça, kardeşçe kucaklamak ve bu düşünceyi toplum içinde geliştirmeye katkı ve destek vermektir. İnsanlar arasındaki doğal hemşehrilik duygularını kaşıyarak, köpürterek ayrımcılık tohumları ekmek yerine; onları dost ve kardeşçe birleştiren çağdaş insanlık değerlerinin öne çıkarılmasını sağlayabilmeliyiz. Çünkü birlikte yaşadığımız bu kentte; ekonomik, siyasal, toplumsal, yönetimsel, sağlık ve sosyal, eğitimsel, kültürel, kentsel, her türlü yaşam sorunumuz ortaktır. Çözümü de bizlerin güç birliğinden, ortak aklından geçmektedir.