1873 tarihli Edirne vilayeti salnamesinde adları geçen yerleşim birimlerinden pek çoğu bugün kayıp köyler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu köylerin ahalisi nereye gitmiştir? Rusya&[#]8217;nın ilerleyişi karşısında Müslüman ahali Ortodoks olan kitleden zarar görmeye başlamış ve yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda bırakılmışlardır. Zonguldak bölgesindeki pek çok köyün adı, Bulgaristan&[#]8217;daki İslimye sancağı ve kazalarında harabe olan yer adlarıyla örtüşmektedir.

Mehmet Hacısalihoğlu&[#]8217;nun Doğu Rumeli&[#]8217;de Kayıp Köyler adlı İstanbul 2008&[#]8217;de Bağlam yayınlarından çıkmış olan kitabının 167. ile 223. sayfaları arasında karşılaştırmalı yer isimleri listesi yer almaktadır. Bu listeye baktığımızda Zonguldak ilindeki pek çok yer adının 1873 tarihlerinde Bulgaristan&[#]8217;da da var olduğu görülebilir. Alfabetik bir sıra dâhilinde bu yer adlarından bazılarını aşağıda görebiliriz:

Abdioğlu, Ağaçlar, Ahlatlıyı Sagir (Küçük Ahlatlı), Ahlı (Ahıllı), Ahmetce (Ahmatlı), Çobanlar, Ayvacık, Akpınar, Akdere, Akyazılı, Aladağlı, Alankayrak, Aliobası (Amasra&[#]8217;da), Araphoca, Çanakçı, Şeyhler, Aşıklar, Yanıkbalabanlı, Atlı, Ohadlar, Atlıoğlu, Ilıca, Bakacak, Balabanlı, Balpınar, Barganlı, Baş, Bayramalan, Bekirceli, Beleceşli, Belviran, Beştepe, Beyazköy, Hamzaviran, Bıyıklı, Kısıklar Kayrak Mahallesi, Boğazdere, Boyalar, Emirli, Barak, Çömlek, Buhalı, Boyacılar, Bozacı, Bozağaç, Sarmaşık, Karaağaç, Burgucu, Buruncuk, Konak, Çayırlı, Çamdere, Çanakçı, Çargan (Çırgan), Çatallı, Çavdarlık, Çelebi, Çeltikçi, Çengel, Kaymaklı, Çerkeşli, İçmevakıf, Karatepe, Yeniköy, Çubuklu, Çiftlik Mahallesi, Cinhoca, Cinhalil, Cinali, Kasımbaba, Çatallı, Çötre, Cuma, Cumalı, Danagöz, Davutlu, Dedeviran, Değirmendere, Deliköy, Dellal, Demirciler, Timurtaş, Deniz, Denizoba, Dereköy, Dereçiftliği, Dereivakıf, Değirmenköy, Hasbeyli, Dokuzhöyük, Küçükelmalı, Kırıkçalı, Hacıbalabanlı, Kızılcık, Toy, Dülgerli, Eğriarmut,Elmadere, Emir, Emirköy, Emirli, Yenice, Yeniköy, Yenimahalle, Erkeç, Erdoğanlı, Eşekçi, Eşekli, Esirli, Gönenli, Eskipaslı, Evliyalı, Evrenli, Fındıklı, Tatar, Gürgen, Gedikler, Göktepe, Gerdelli, Gerdeme, Germiyanlı, Gülmüş, Göcenler (Ayı yavruları), Suculli (Sücüllü), Kocabük, Terzioba, Orman, Burgucu, Örencik, Dikence, Sinancıklar, Gübel, Kurfallı, Güğümlü, Hainli, Köleler, Hacılar, Helvacı, Karga, Haramidere, Kırharman, Hidayetler, Hızırfakih, Hocaahmet, İkizce, Ilıca, Yenicebalkan, İncik, Iraklı, Esirli, İskenderli, İsmailfakih, Yusuflu, Kazı, Tavşantepe, Yanıkdere, Yoğurtçu, Kabasakal, Kayalı, Kayabaşı, Kayburnu, Kaynarca, Terkebolu, Müderris, Misivri, Tekyemahallesi, Kamçımahalle, Taşlık, Karaaliler, Garipçe, Karacalar, Karaviran, Karahisarlı, Karakaçanyayla, Kulağuzlu, Karakaya, Karakör, Karakürt, Karakurt, Karamanca, Karanlıkdere, Karatepe, Karatopraklar, Kasımlar, Kasımbaba, Kasaplı, Kışla ve Kışlaköy (Ereğli&[#]8217;de), Kavlaklı, Kayabaşı, Kaymaklı, Kazallık, Kızılpelit, Kazıalan, Keleş, Kemhalık, Köpekli, Kiremitlik, Köseler, Kışladere, Kışlak, Kispetli, Kızılağaç, Lala, Kuyumcu, Kömürcü, Köprüköy, Korucu, Korucular, Kovanlık, Küçükali, Kurthoca, Kurudere, Mansurlu, Manyaslı, Ömerce, Alibey, Muharrembey, Muhacircedit, Muhsinağa, Nalbantlar, Ören, Yayalar, Ortamahalle, Palazlar, Alçakdere, Pirece, Gökçeviran, Sandıkçı, Recepmahalle, Salihler, Suvatlar, Sandıkçı, Dursunlu, Sırakaya, Sarımusa, Sarıhoca, Yörükler, Sazlı, Seferköy, Sapaca, Doğanca, Sungurlar, Dikenlik, Taşlık, Terzili, Topçumahalle, Kavlaklı, Torlakmahalle, Kaymaklı, Keleş, Velibeşe, Aladağlı, Bıyıklı, Yayalar, Yorulmuş, Kulaklı.

Ocak 1878&[#]8217;den itibaren bölgenin Rus ordularının eline geçmesiyle göçmenler İstanbul, Marmara ve Karadeniz kıyılarından Anadolu&[#]8217;ya geçmeye başlar. Bu dönemde yaklaşık 500.000 Türk&[#]8217;ün ya katledilerek ya açık ya da hastalık nedeniyle öldüğü, 1.000.000&[#]8217;dan fazlasının da göç etmek zorunda olduğu tahmin edilmektedir. Dolayısıyla Doğu Rumeli&[#]8217;de Kayıp Köyler kitabından derlenen ve Zonguldak bölgesinde yaşayan halk için hiç de yabancı olmayan köy adları bir kültürün başka bir yere taşınarak nasıl canlı kaldığının da bir örneği olarak karşımıza çıkmaktadır.

Aynı kitabın 78. sayfasında bu bölgede (İslimye) 1826 ile 1834 yılları arasında 15.658 tüfek namlusu imal edilip İstanbul&[#]8217;a gönderildiği de yazılı olduğu gibi bu tüfek namlularının Burgaz iskelesine nakledilip Burgaz&[#]8217;dan deniz yoluyla İstanbul&[#]8217;a ulaştırılmasından söz edilmektedir. Kitapta İslimye sancağı ve kazalarının adları yanında 1290 tarihli (1873) Edirne salnamesinde hane sayıları ve erkek nüfus sayısı da verilmektedir. Bu bölge aynı zamanda önemli bir tarım ve hayvancılık merkezidir. Geniş otlakları, büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği için elverişlidir. Ürünler genellikle İstanbul&[#]8217;un ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir. Cumhuriyet öncesinde Zonguldak bölgesi de bir tarım ve hayvancılık merkezi olarak görülebilir. Kitapta adı geçen köylerden pek çoğu Zonguldak bölgesi köyleri olarak da karşımıza çıkar. Dolayısıyla İstiklal Harbi&[#]8217;nden sonra bu köyler beklentilerini Cumhuriyet idaresine bağlamışlar ve Doğu Trakya ile olan ilişkilerini sürdürmemişlerdir. Ancak Bulgaristan&[#]8217;da bugün adı geçen yerleri bilen de kalmamış gibidir.

Yukarıda adları geçen köylerin ahalisinden pek çoğu coğrafi olarak da uygun olan Batı Karadeniz bölgesine gelip yerleşerek hayatlarını idame ettirmişlerdir. Ancak son zamanlarda eğitim yoluyla bu köylerin ahalisi geldikleri Trakya ve Balkanlar&[#]8217;ı unutarak okullarda öğretilen bilgilere bağlı yetiştiklerinden kendilerini Orta Asya&[#]8217;dan geldiklerine inanmaktadırlar. Oysa Trakya ve Balkanlar&[#]8217;dan önce onların ataları Anadolu&[#]8217;dan Trakya&[#]8217;ya veya Kırım üzerinden Balkanlar&[#]8217;a ve Trakya&[#]8217;ya yerleşen ve yerleşmiş olan Türklerdir.

Rumeli&[#]8217;den göçlerle ilgili olarak sadece Balkan Savaşı&[#]8217;ndaki durumu M. Zekai Konrapa Bolu Tarihi adlı Bolu Vilayet Matbaası&[#]8217;ndan 1964 yılında basılmış kitabının 689. Sayfasında 1913 yılına ait olarak şu şekilde bir bilgi vermektedir: &[#]8220;İstanbul Rumeli muhacirleri ile doldu. Sefalet son dereceyi buldu. Harbe devam etmek mümkün değildi&[#]8221;. Buradan anlaşıldığı kadarıyla, Balkan Savaşı yenilgileri Türklerin Balkanlar&[#]8217;dan kovulması için emperyalist ve sömürgeci devletler tarafından çıkarılmıştır, biçiminde bir yargıda bulunmakta da bir sakınca yoktur. Çünkü yukarıda adı geçen yer adları bir zamanlar vergisini ödeyen, askerlik yapan, devletine bağlı olan insanların yaşadığı yerleri gösterirken bugün oralarda o insanlardan kalan çok az kalıntı vardır. Onların torunları başka yerlerde başka isimlerle başka amaçlar uğrunda yaşam mücadelesine devam etmektedirler. Üstelik batıdan doğuya Osmanlı devletine sığınan bu insanlara aynı bölgeye sonradan gelenler yakıştırma lakaplar vererek onları aşağılayıcı davranışlar da sergilemektedirler.