Konrad Adenaur Vakfı ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 11. kez Yerel Gazetecilik Ödülü için yarışma başlattı.

Seçici Kurul Pusula Dergisi'ni Jüri Özel Ödülü'ne layık gördü.

Seçici Kurul'da kimler vardı?

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Orhan Erinç.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sayın Celal Toprak.

Milliyet Gazetesi Yazarı ve Gazeteciler Cemiyeti'nin önceki Başkanı Sayın Nail Güreli.

Konrad Adenauer Stiftung Türkiye Temsilcisi Yardımcısı Sayın Dirk Tröndle.

İhlas Haber Ajansı Yurt Haberleri Müdürü Sayın Ömer Kılıç.

Yozgat Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Sayın Osman Hakan Kiracı.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Hukuk Danışmanı Avukat Sayın Fikret İlkiz.

Gazeteci Sayın Tümer Argın.

İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sayın Jale Sarmaşık.

Özetle; Türk Basını'nın en önemli isimleri...

Onlar tarafından ödüle layık görüldüğümüz için onur duyduk.

Niye?

"Anadolu'da yerel basının sınırlı olanakları içinde istikrarlı yayını ve dergide ilin sosyal ve kültürel yaşamını kapsamlı biçimde yansıtması nedeniyle Pusula Dergisi Özel Ödüle layık görüldü."

Mutluyuz.

Ayrıca; Fotoğraf dalında Önder Gazetesi'nden Derya Cebesoy'un birincilik ödülü alması da bizi sevindirdi.

Bir törende iki ödülün Zonguldak'a gelmesi tanıtım açısından önemli.

Derece elbette önemli.

Ancak Zonguldak'ın adının geçmesi daha da önemli.

Pusula Dergisi'nin bugünlere gelmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Pusula'da bir şekilde emeği olan herkes şunu bilmeli:

9 Nisan 2009 Perşembe akşamı İstanbul'da düzenlenen ödül töreninde Zonguldak adının geçmesinde hepinizin emeği oldu.

Aynı yorum Önder Gazetesi için de geçerlidir.

Sizi tebrik ediyorum.

Kentin tanıtımında artık sizin de emeğiniz var.

Yeterli mi? Değil. Ama, bir yerden başlamak iyidir.

Karalayanlara...

Söze Mevlana'dan başlıyorlar.

"Lafa bakarım, laf mı diye. Söylene bakarım adam mı?..."

Mevlana'nın başka hangi sözünü biliyorlar, bir fikrim yok.

Bunlar hikaye.

Kendileri de, söyledikleri de.

Bugün işe vaktinde geldimse.

Mesaimi boşa harcamadımsa.

Musluğu boşa akıtmadımsa.

Sofrada israf etmedimse.

Kimsenin hakkını yemedimse.

Zamanımı boşa harcamadımsa.

Önce kendimi, sonra ailemi, sonra işyerimi, sonra Zonguldak'ı ve Türkiye'yi düşünüp adam gibi bir gün yaşadımsa.

Kimseye bakmam.

Adam mı?

Değil mi?

Yarın yanıma bir arkadaş daha bulmaya bakarım.

Biz çoğaldıkça, onlar azalacaktır.

Karalamak isteyenlere gelince.

Bu sütunlarda lüzumsuz adamlara ayıracak çok fazla boş alanımız yok.

Okurun hakkından çalarak minnacık bir cevap.

Gazeteci ile mazeteci arasında ne fark var?

Biri yazı yazar, biri mazı.

Biri haber yazar, biri maber.

Biri yorum yapar, diğeri morum.

Biri yazar, diğeri m'azar'.

Son söz: Ödülü önce halk verdi. Okuyarak, destekleyerek, bugünlere getirerek.

Sonra da duayenler.

Biz işimizi doğru yapmaya gayret edeceğiz.

"Güzellik, bakan kimsenin gözündedir"

Büyük ödül...

Çok kıymetli bir köpek evden kaçmış. Sahibi, yerel gazeteye bir ilan gönderip, bulana 1000 dolar ödül vaat etmiş. Fakat gönderdiği ilan gazetede çıkmamış. Öfkelenen adam doğruca gazete yönetimine gitmiş. "İlan Servisi Şefi'yle görüşmek istiyorum" demiş.

Sekreter, "dışarıda" diye cevap vermiş. "Ya yardımcısı?"

"O da yok."

"O halde Yazı İşleri Müdürü'yle konuşayım."

"O da dışarıda"

"Peki, ya gazetenin sahibi?"

"O da burada değil."

"İnanılır gibi değil! Nerede bu adamlar?"

"Köpeğinizi aramaya gittiler, efendim."