Son günlerde ortalık toz duman&[#]8230;

Eskilerin deyimiyle: &[#]8220;At izi it izine karışmış.&[#]8221;

Gündem habire değişiyor.

Halkın kafası da karmakarışık oldu herhalde.

İsterseniz biraz sadeleştirelim;

BOP&[#]8217;un eşbaşkanı, bizim mağrur padişahımız, Ortadoğu&[#]8217;da kendisine verilen görevleri yapmak uğruna, Türkiye&[#]8217;yi bütün komşuları ile kavgalı hale getirdi.

Kürt sorunu üzerine benzin dökülmüşçesine parladı. Akıl almaz ölçüde kan dökülüyor. (Haftaya bu konuyu işleyeceğiz)

AKP, çeşitli konularda iddialı projeler sunmaya başladı.

AKP, gösterişli bir kongre yaptı. Yansıma ve tartışmaları sürüyor.

Güz yağmurlarını beklerken, zam yağmurları başladı.

Bu gündem maddelerinin hepsi de çok önemli. Her biri için sayfalar dolusu yazı yazılır.

Ama ben sizinle bu hafta zamlar konusunda biraz &[#]8220;mavra&[#]8221; yapmak istiyorum. &[#]8220;Mavra&[#]8221;, &[#]8220;ciddi olmayan, eğlenceli, adamı sıkmayan, biraz gırgır tadında konuşma&[#]8221; demek.

&[#]8220;Zam gibi yaşamsal öneme sahip bir konuda niye mavra yapıyorsun?&[#]8221; diyebilirsiniz.

Ben biliyorum ki, siz, yani benim sevgili halkım ciddiyeti sevmezsiniz. Hele ki, düşünmeyi asla!

TV&[#]8217;de bilgi kazandıracak konular yerine, en çok spor, magazin ve dizi izleriz. Hele ki, yanında çerez, çay, kola, bira varsa, en mutu insan biz oluruz. Yalan mı?

25-30 sene sosyal güvenlik kurumlarına prim öderiz. &[#]8220;Hastalık, doğum, iş kazası-meslek hastalıkları ve yaşlılık dallarından birinde ihtiyacımız olduğunda karşılasınlar&[#]8221; diye. Emekli oluruz, maaşımızdan ilaç parası, muayene parası, çalıştığımızda SGK destekleme haracı keserler. Komik maaşlar öderler. Gıkımız çıkmaz. Yalan mı?

Bu ülkede sendikasızlaştırma sürerken, çalışanlarımız aynı iş kolunda üç-beş sendika kurup parçalanmayı, güçsüz olmayı kendileri becerir. Doğru değil mi?

Tüketici Hakları, Çevre Koruma, Kadın Hakları vb sivil toplum kuruluşları üye bulamazken, dört büyük spor kulübünün taraftarlar derneklerini, her ilde, her ilçede açanlar biz değil miyiz?

Yani bu ülkede köpekleri salmışlar, taşları bağlamışlar!

Hasılı zamlara karşı direnecek örgütlü gücün yoksa, bu konuda ancak &[#]8220;mavra&[#]8221; yapılır.

Kimse de kusuruma bakmasın!

[*] [*] [*] [*]

Geçmişte benim yazılarımı takip edenler, fıkra düşkünlüğümü bilirler.

Hemen her yazımda konuyla bağlantılı bir fıkra anlatırdım.

Sonraları bazı kalem erlerinin yerli-yersiz habire fıkra yazıp köşelerini doldurduklarını görünce, fıkra yazmaktan vazgeçtim.

Ama bu hafta size bir fıkra anlatacağım.

Amaç &[#]8220;mavra&[#]8221; yapmak.

Kimse öküzün altında buzağı aramasın.

Ciddi şeyler anlatıp canınızı niye sıkayım?

Zaten mağrur padişahımız da, bu konuda &[#]8220;mavra&[#]8221; yapıyor.

Nasıl mı?

Diyor ki: &[#]8220;Açığı kapamak için zam yapıyoruz.&[#]8221;

Ne yapsın, açığı köylü Mehmet, İşçi Hasan, Memur Recep, Bakkal Hüseyin verdi. Padişahın günahı ne?

Diyor ki: &[#]8220;Doğal gaza zam gelince, elektrik de zamlanacak elbette&[#]8230;&[#]8221;

Ne yapsın, yerel kaynaklar -kömür, su, rüzgar- dururken, elektriği ithal doğal gazla üreten santralleri o kurmadı ki. Mutlaka bu vatanı sevmeyen birileri yapmıştır. Padişahın günahı ne?

Neyse, konu ciddileşmeden fıkramızı anlatalım.

[*] [*] [*] [*]

Memleketin birinde Kral, hazineyi tüketmiş. Vergi almadığı konu da kalmamış. Yani Kral, çaresiz kalmış. Veziri, vükelası da bir çözüm bulamıyorlarmış.

Bir gün Kral, balkondan bakarken, yakından geçen nehrin üzerindeki köprüye takılmış gözü.

Aynı anda da beyninde bir şimşek çakmış. Hemen vezirini çağırmış, &[#]8220;Yarından tezi yok, şu köprünün başına bir kulübe dikeceksin. Her geçenden beş akçe alınacak. İtiraz edeni bana getireceksin&[#]8221; demiş.

On beş günlük uygulamada itiraz olmayınca, yine veziri çağırtmış, &[#]8220;Köprünün karşı ucuna da bir kulübe koyun, girerken beş, çıkarken de beş akçe alınsın. İtiraz edeni bana getirin&[#]8221; demiş.

On beş gün itiraz olmayınca, Kral, yine veziri çağırmış, &[#]8220;Köprünün ortasına da bir kulübe koyun. Bir de güçlü adam olsun. Girerken beş akçe, ortada da, önce bizim güçlü adamın kulübesinde ağırlama(!) ücreti olarak beş akçe, köprüden çıkarken de beş akçe alınsın, itiraz edeni bana getirin&[#]8221; diye emir vermiş.

İki gün sonra köprünün ortasında bir feryat, &[#]8220;Böyle adaletsizlik olur mu? Bu haksızlık! Devlet nerede!&[#]8221; diye bir adam yırtınıyor.

Hemen kapıp Kralın karşısında dikmişler. Kral, adamı şöyle bir süzüp gürlemiş:

&[#]8220;Behey gafil! Ne diye bağırırsın, derdin nedir?&[#]8221;

Adam: &[#]8220;Sevgili Kralım, yapılan büyük haksızlık.&[#]8221;

Kral: &[#]8220;Nedir?&[#]8221;

Adam: &[#]8220;Valla Kralım, girerken beş, ortada ağırlama ve beş, çıkarken beş akçe veriyoruz. Bir itirazımız yok. Vatan sağ olsun yeter.&[#]8221;

Kral: &[#]8220;Niye bağırıyorsun o zaman be adam!&[#]8221;

Adam: &[#]8220;Kralım, bir kulübe ve bir adam koymuşusunuz. Ağırlama (!) işi ağır gidiyor. Çok bekliyoruz.&[#]8221;

Kral: &[#]8220;Eeee&[#]8230;&[#]8221;

Adam: &[#]8220;Yani diyorum ki, üç-beş kulübe koyup, üç-beş de kuvvetli adam koyun da, bu haksızlık bitsin!&[#]8221;

[*] [*] [*] [*]

Bu tavanın tüm balıklarına esenlikler dilerim.