Geçen haftaki yazımda, Türk solunun gerçekleşmesini beklediği bir rüyası olmadığından, moral ve motivasyonunun da kalmadığı saptamasında bulunmuş, ama gelecek için ümitlerimi de anlatmıştım.

Aşağıdaki şiiri 1972 yılında yazmışım. Yani 19 yaşında&[#]8230;

Yüreğinde duygu ve sevgi penceresi açık olan herkes gibi, ben de şiir tadında bir şeyler yazdım. Ama bana göre ne gerçek bir şiir yazabildim, ne de şair olabildim.

Size bu şiiri edebi bir eser olarak sunmuyorum, 1972 yılında 12 Mart sürerken, 19 yaşındaki bir gencin içinde taşıdığı sosyalizme inanç ve heyecanını ifade ettiği için aktarıyorum&[#]8230;

Islak Umutlar

Buz gibi her damlası,

Sanki kalbe işleyen yağmurun altında,

Bir adam ilerliyor,

Islak kaldırımda bata çıka.

Ve bir çıkın koltuğunda,

Çoluk çocuğun nasibi,

Ve ıpıslak olmuş şapkası,

Ipıslak elbisesi.

[*][*][*]

Bu ıslak şapkanın altında,

Umutsuzlukla ıslanmış umutlar.

Boş cüzdanın ardında,

Mutlu yaşam hayalleri kuran,

Kimi altı, kimi, sekizlik çocuklar.

Bilmezler ki, nereden gelir değirmenin suyu.

Babanın cüzdanına gem vuranları,

Onu kandıranları, soyanları,

Refah masallarıyla avutanları,

Üstüne vatan, millet! Nutukları atanları.

Kim bilir kaç parçaya ayırır bunlar,

Babadaki o güzelim uykuyu.

[*][*][*]

Ve ıslak şapka altındaki ıslak umutlar,

Uyku parçalarıyla savaşarak,

Nasıl bir mücadele yaparlar,

Kaç kez can verirler,

Bozuk düzenin çarklarında&[#]8230;

[*][*][*]

İnsanlığını yitirdi yitirecek bireyler,

Toplumun vurdumduymaz sağırlığında...

Bozuk düzenin çarkları dönüyor ve eziyor,

O bireyler ağlasa da, çırpınsa da,

Faydasız nafile eylemler,

Olarak kalacak,

Ta ki, bireyler bir olana dek,

Tutsaklığın birleştirici harcında&[#]8230;

[*][*][*]

Islak umutlu adam bunları düşünüyor,

Islak, ıssız kaldırımda,

Düşünüyor ve yürüyor,

Ezilmişliğinin yalnızlığında,

Yürüyor dostları bulmaya,

Yeni yol arkadaşları aramaya&[#]8230;

7 Ekim 1972 &[#]8211; İstanbul

Şiir biraz daha uzun, ama fikir verme yönüyle bu kadarı yeterli.

O zamanlarda 19 yaşında, teorik birikimi yetersiz, sıradan bir solcu genç böyle ahkam kesebiliyordu.

Üstelik sıkıyönetim koşullarında şiirlerini ve siyasal yazılarını pelür kağıtla daktilo ile çoğaltıp dağıtabiliyordu.

Ona bunları yaptıran, ülkede esen sol rüzgardı. Sol umuttu. Toplum solu sahipleniyordu. Solun bütün sorunların çözümü için projesi, iddiası vardı.

Dilerim sol, bu rüzgarı tekrar yakalar.

Bu ülkenin de yararına olur.

Çünkü &[#]8220;demokrasi kuşu&[#]8221; tek kanatla uçamaz.

Yere çakılır.

Bu da &[#]8220;diktatörlük&[#]8221; demektir.

Zulmün, yoksulluğun, baskının artması demektir.

İsterseniz sola ironik bir seslenişte bulunalım;

Ey sol, titre ve kendine dön!

Bu tavanın tüm balıklarına esenlikler diler, geçmiş bayramlarını kutlarım&[#]8230;