Sevgili seçmen.


Yarın 29 Mart.


Zonguldak Merkez, ilçeler ve beldeler.


Son bir ayda hemen hemen herkesi dinlediniz.


Kiminiz gazetelerden, kiminiz TV´lerden adayları takip ettiniz.


İnternet anketlerine katıldınız, desteklediğiniz aday için organize destekleme işlerine girdiniz.


Kiminiz gece gündüz çalıştı, kiminiz hiç umursamadı.


Partizanca tutumları körükleyip, yerel yönetimci ile ideolojiyi birbirine harman ettiniz de oldu.



Kiminiz ´banane´ dedi, kiminiz ´size ne´.


Her kafadan bir ses çıkardınız bazen.


Kimine açık taraf oldunuz, kimine tavır koydunuz.


Arada herkesi memnun etme anlayışını da eksik etmediniz.


Adaylar çeşit çeşit idi.


Kimisi kurt politikacı, kimisi komedi yıldızı!


Kimisi 5 yıldan sonra hatırladı sizi, kimisi tehdit etti hür vicdanınızı.


Herkesi olmasa da çoğunu dinlediniz.


İçinizdeki ön yargıları değiştirmek için savaştı çoğu.


Önyargılarınız ideolojik yaklaşımlarınızla kol kola girdi.


Bazılarınız da bireysel çıkarlarınızı düşündünüz.


Sakın yalan söylemeyin.


Bunu çok yaptınız.


"Kim gelirse benim işimi yapar" düşüncesinden kurtulamayıp projeleri hiç tınlamadığınız da oldu.



Siyasette kalite düştükçe adayların kalitesi de düştü.


Kafanızı daha fazla karıştırdılar.


Küçük beyinleriyle büyük laf edenler de vardı, büyük düşünüp derdini anlatamayanlarda.


Projesi olup satamayanlar da olsun, projesiz çıkıp atıp tutanlarda.


Her telden çaldık son bir ay boyunca.


Yarın sandığa gidiyoruz.


Her pişmanlığınız da ´kırılsaydı´ dediğiniz ellerinizle.


Dikkat edin!


Yine elinizi kırma ihtiyacı hissedebilirsiniz.



Vizyon, misyon, güç, güven, dürüstlük ve çalışkanlık.


Bunlar çok önemli şeyler.


Bunları arayan kaç kişi acaba?


Bir çoğunuz için bunların bir çoğu palavra.


Siz adayların bu yönlerini çok analiz etmeden muhtemelen işinizi yapana oy vereceksiniz, işinizi yapmayana ´höt´ diyeceksiniz.



Belediye çalışanı maaşını, esnaf Belediye´den alacağını düşünecek.


Kentin geleceğini acaba hanginiz düşünecek.


Mutlaka iyiler var.


Bir de kötülerin iyisini seçeceğiz diye uğraşacaksınız.


Sizi kararsızlığa, yandaşlığa iten etkenlerden biri de sanırım bu.


Bireysel çıkarlarımız bir yana.


Bireysel çıkarları değil de toplumsal çıkarlar, kentsel çıkarları ne kadar önemseyeceğiz acaba?


Bu şartlarda sağlıklı kararlar vermeniz çok zor.


Ne zaman ki bireysel çıkar beklentilerinizi bir tarafa bırakırsanız işte o zaman daha sağlıklı karar vereceksiniz.


Sandığa gidin ve adaylara verdiğiniz tüm sözleri unutun.


Sadece vicdanınızı dinleyin.



Yeni bir dönem


30 mart´tan itibaren yeni bir dönem başlıyor.


Seçim karmaşası içinde zaman zaman tıkandığımız günler oldu.


Asıl iş şimdi başlıyor.


30 mart sabahı kimin neden kaybettiğini anlatacağız.


Sürprizler olacak.


Yeni dönemde yerel yönetimlerin görev ve sorumlulukları konusunda daha duyarlı olacağız.


Hesap sormak için seçmen gibi beş yıl beklemeyeceğiz.


Seçmen adına her gün hesap soracağız.


İsteyen olumlu tarafından alır istemeyen ne tarafından alırsa alır.



Tünel


Mithatpaşa Tüneli´ni unutmadık.


Bu konuda en somut beyanda bulunan isim Sayın Secaattin Gonca oldu.


Fotoğrafıyla birlikte seçim beyannamesine koydu.


Sayın İsmail Eşref, yap işlet devret modeliyle yapılabileceğini söyledi.


Sayın Selahattin Gülay, tüneli iktidarın yapması gerektiğini söyledi.


Kim kazanırsa kazansın.


Yan çizen yanar!