Yazının başlığı şaşırtıcı olabilir. Niçin olmasın? Zonguldak&8217;ın nüfusu Vikipedia&8217;ya göre henüz 2009´ itibariyle 112.369´e olarak görülmektedir. Işıl ışıl sokakları, geniş caddeleri, sağlam alt ve üst yapısı olan, büyük alışveriş merkezleri, olimpik statları, dünyanın en lüks otelleri, tatil adaları, dünyanın en ileri teknolojik ürünlerinin üretildiği fabrikalar, her mahallede okul kampüsleri (yüzme havuzlu, spor salonlu, tiyatro ve gösteri merkezli, 24 saat açık kütüphane ve laboratuarı olan), Türkiye&8217;nin ve Dünya&8217;nın sanat, ticaret ve bilim merkezi vb. olan bir şehir neden olmasın? Böyle bir şehir göç veren bir şehir olmaktan çıkıp göç alan, beyin göçünün geldiği, işsizliğin olmadığı bir şehir olacaktır.


Megakent olarak Zonguldak&8217;ın ilçeleri, bu şehirdeki gelişmeye paralel olarak gelişecekler, bölgede yaşayanlar refah ve mutluluğun ne olduğunun tadına varacaklardır. İnsan olmanın şerefini tatmaktan daha güzel ne vardır? Uzun Mehmet&8217;in kömürü buluşundan bu yana bölge insanı adına karaelmas denilerek kömür madenlerinde işçi olarak hayatını kazanmaya zorlanmıştır. Son dönemlerde ise kömür işletmeleri işçi alımını durdurduğunda şehir ölü bir şehre dönüşmeye başlamıştır.


Bölgenin coğrafi durumu Zonguldak&8217;ın megakent olma niteliğine çok yatkındır. Karadeniz&8217;in doğusunda Gürcistan ve Rusya, kuzeyinde Ukrayna, Batısında Romanya ve Bulgaristan bulunmaktadır. Zonguldaklı olanlar Karadeniz haritasına baktıklarında nasıl bir coğrafyada yaşadıklarını görebilirler. Karadeniz bir iç deniz olarak bu bölgedeki insanlarla rahatlıkla ilişki kurabilirler. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Zonguldaklı olanların megakent olma tutkuları harekete geçirildiğinde Karadeniz civarındaki bütün ülkelerle kültürel, ekonomik, siyasi, teknolojik, turistik, askeri vb. bağlarla bağlı bir Zonguldak ortaya çıkabilir. Yeter ki bu tutkular heves olarak anlaşılmasın.


Zonguldak halkını ucuz işçi rezervi olarak görme anlayışı ve onun kendini ön plana çıkarma hevesinin tahriki bölgeyi geri bırakma yaklaşımının ta kendisidir. Zonguldaklı olma mantığı geçmiş kültürel hatıralarla yaşama mantığını yok ettiğinde tutkular Zonguldak&8217;ın yeniden parlamasını sağlayabilir. Coğrafi konumu, denizi, ormanları, akarsuları, iklimi, tarihi zenginliği, İstanbul ve Çanakkale boğazlarına yakınlığı Zonguldak&8217;a bir fırsat sunmuştur. Bu fırsatın değerlendirilmesi Zonguldaklının tutkularına bağlıdır. Tarihte barış bölgesi olarak karşımıza çıkan Zonguldak, barış, sevgi ve dostluk arayanların buluştuğu bir bölge olmayı hak etmektedir. Ancak Zonguldaklı tutkusuzluktan, tutku yalpalamalarından, sıradanlıktan, risksiz refah içinde yaşama anlayışından vazgeçerek riskli başarı, bilgi ve yaratıcılık özlemiyle başarı istekliliğini sergilediğinde megakent olma zaferini kazanacaktır.


Zonguldaklı olma yetenekli ve yiğit olma ile kendini özdeşleştirdiğinde pek çok zorluk ortadan kalkacaktır. Köylerde tarla sınırları, mera sınırları kavgaları, sürülerin çalınması, kız kaçırma, kan davaları ve cinayetlerle vakit geçiren vatandaş yerine megakent üyesi vatandaş anlayışı yerleştiğinde pek çok sorun ortadan kalkacaktır. Sefahat kültürü yerine ilerleme, yenilenme ve gelişme kültürünün baskınlığı Zonguldak&8217;ı megakent yapma tutkusunu harekete geçirici bir etkendir. 21. yüzyılda Zonguldak dünyada zenginliğiyle, rahatlığı ve refahıyla meşhur bir şehir olmayı hedeflemelidir. Bunun için on, yirmi, elli, yüz, iki yüz ve hatta bin yıllık programlara sahip yöneticiler beklemektedir. Projesiz, plansız ve programsız önderler tarihi dümenini ellerinde tutamazlar.


Serbest ticaret şehri olarak Zonguldak, dünya ülkelerinin tamamının hayran olduğu bir şehir olarak iç sorunlarla enerji tüketme yerine dışa yönelerek rekabet dünyasında en rekabetçi şehir olmayı inanç hâline getirmelidir. Yoksa ağlamayan çocuğa meme verilmez. Silikon vadilerinin, otomobil ve uçak fabrikalarının; dünyanın en büyük, en hızlı ve en modern turistik ve yük gemilerinin yapıldığı tersanelerin olduğu bir Zonguldak neden düşünülmesin? Yeter ki Zonguldaklı olan herkes büyük düşünmeyi öğrenmiş olsun.


İnsanlar alışkanlıkları kadar yeniden uyum sağlayabilme yetenekleriyle de her türlü zorluğun üstesinden gelebilirler. Zonguldak&8217;ın megakent olma ülküsüne yönelik eylemlerde bulunacak kalem ve eylem adamlarının çalışmaları Zonguldak&8217;ın kaderini belirleyecektir. Zonguldaklı dizginini koparmış bir bencillikten uzak durduğunda şehri için fedakârlığı göze alabildiğinde her türlü sorun aşılmış olacaktır. &8220;Sen sen ol, çıkarını düşün! Bunu ben yaptım, ben ettim, bana saygı gösterin&8221; mantığından &8220;Biz Zonguldaklıyız. Güç bizde. Biz güçlüyüz&8221; mantığı geçtiğinde hevesler, hayaller, tutkular ortak olduğunda; Zonguldak, megakent olarak dünyada parmakla gösterilecek bir şehir olacaktır.