Başlık aynen böyle.


Haber metni, yazılı bir şekilde geldi.


Düzenleme gayet iyi.


Arabaşlıklara varıncaya kadar her şey düşünülmüş.


Hazırcılar için kebap.


Bu iş Ereğli´de moda.


Serkan Aydemir´in icadı.


İlk zamanlar "Haberi niye düzenleyip atıyorsun?" diye eleştiriyorlardı.


"Sen açıklamanı at.


Haberi ve yorumu biz yapalım.


Sen bizim yayın politikamıza müdahale edemezsin.


Vs.." deniyordu.


Şimdilerde herkes memnun.


Bu taktik tutuldu.


Artık haberi hazırlayıp atmayana&[#]8230;


Haberin içerisinde doğru cümleler kullanmayana gazeteciler (!) kızıyorlar.


"Ne biçim haber atmış.


İki kelimeyi bir araya getirememiş.


Böyle cümle mi olur?


Bu arabaşlık ne biçim?


Vs." gibi homurdanmalar oluyor haber merkezlerinde.


Bu gözle değerlendirdim haberi.


Çok sert olmamakla birlikte, başlıkta başlıyor olay.


"Azman, Posbıyık´a yüklendi"


Ne yaptı?


Demokrat TV´de konuştu.


Bölücülük meselesinden, Posbıyık´ın eskilerine varıncaya kadar.


Mümkün olduğu kadar her konuda konuşmuş.


Televizyon Şenol Azman´ı kesmemiş, bir de haberini atmış.


Zannedersem arkadaşlar bu haberi değerlendirecekler.


Objektif yayıncılık bunu gerektirir.


Yüksel Balcı´nın dediğine göre, objektif yayıncılık yapan Demokrat TV´de yapılan anketlerde yüzde 60´ın üzerinde oyu çıkan Halil Posbıyık´a cevap hakkını kullandırır.


Bu yazının ardından Posbıyık, cevap hakkını ayrıca bizde de kullanabilir.


Yıldırım Yılmaz gibi gazetemizin adı "Objektif" olmasa da en azından biz herkesin hakkına saygı gösteriyoruz.



[*] [*] [*]



Asıl konu şu?


Ereğli´ye bakıyorum.


En büyük sıkıntı Halil Posbıyık.


Çıkan her gazete prim yapmak, adını duyurmak için Posbıyık´ın sahilini karıştırıyor.


Her siyasetçi, ailesine sataşıyor.


En popüler adam kim?


Halil Posbıyık.


Ona kafa tutan kim?


İrili ufaklı yayın kuruluşları.


İsimli, isimsiz siyasetçiler.


Ya halk?


Halk, yüzde 60´ın üzerinde oy veriyor.


Son söz:


Kimse bugüne kadar Ereğli üzerine hazırladığı projeler ile Halil Posbıyık´ı gölgede bırakamadı.


Gölgede kalanlar ise bu karanlıktan, kompleksten kurtulmak için zıp zıp zıplıyorlar.



Şenol Azman kimdir?


İlk tanıştığımda DSP´den İl Genel Meclis Üyesiydi.


İşadamıydı.


Haftalık olarak yayın yapan Olay Gazetesi´nin sahibi oldu.


Günlük olarak yayın yapan Olay Gazetesi&[#]8217;nin sahibi oldu.


Gazete´nin internet sitesini yayına soktu.


Gazeteyi kapattı.


Bu arada Ereğli Gazeteciler Derneği Başkanı oldu.


Şimdilerde DSP´den Ereğli Belediye Meclis Üyesi Adayı.


Siyasi yönüne sözüm yok.


İşadamlığına da.


Sözüm, Gazeteciler Derneği Başkanlığı´na devam etmesine.


Gazetesi yok.


Gazeteciler Derneği Başkanı.


Birde DSP´den Belediye Meclisi´ne Aday.


Yapması gereken şu.


"Arkadaşlar ben gazetemi kapattım.


Gazetecilikle ilgili görevim bitti.


İlk yayın organı çıkardığımda bu göreve yeniden talip olabilirim"


Çok hoş olurdu.


Olmadı.


İkincisi.


"Arkadaşlar ben gazetemi kapattım.


Beni hoş karşıladınız.


Görevime devam ettim.


Ama şimdi bir siyasi partiden adayım.


Tarafım.


Bu görev, işi gazetecilik olan birine yakışır"


Bu da hoş olurdu.


Şimdiki durum hiç hoş değil.


Biz zaten Cevat Kır´ı da, derneklerle reklâm yapıp her seçimde Aday olduğu için eleştirdik.


Konu şu.


Kamu yararına çalışan derneklerin, reklâm aracı olarak kullanılması hiç hoş değil.



Bebek nasıl olur?


İlkokulda üç çocuk, bebeklerin nasıl dünyaya geldiklerini konuşuyorlarmış.


Dursun;


"Bizim ailede hep leylekler getirir."


Fadime;


"Bizde hep cül bahçesinde bulunur"


Temel;


"Biz façiruz, bizde bebekleri hep annem kendisi yapayi."