Tefer&[#]8217;i nasıl bilirdiniz.


Irmağı ıslah edecek, çevresini güzelleştirecek ve Bartın&[#]8217;ı selden koruyacak diye değil mi?


Bu amaçla hazırlandı ve uygulandı diye biliyoruz.


1998&[#]8217;deki büyük felaketten sonra gündeme gelen ve acil olarak hayata geçirilecek projeler arasından bulunan Tefer projelerine görkemli bir törenle temel atıldı.


Bu projelerin birincisi Bartın ırmağının denize döküldüğü Boğaz mevkiinde, ikincisi de açılır kapanır köprü ve civarında uygulandı.


Başlangıç tarihi yanılmıyorsam 2000 yılı idi.


Kirazlıköprü barajına da zaten 1999&[#]8217;da temel atılmıştı.


Bunlar, Kozcağız ve Arıt barajı ile ildeki bütün dere ve ırmaklar üzerinde uygulanacak diğer taşkın koruma projeleri ile birlikte Bartın&[#]8217;da sel olmaması için alınan tedbirler paketinin önemli halkaları idi.


Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Ajay Chhibber bizzat Bartın&[#]8217;a gelip temel atma töreninde hazır bulunmuştu.


Chhibber&[#]8217;in törende olmasının nedeni projelerin finansmanının Dünya Bankası&[#]8217;ndan karşılanıyor olmasıydı.


Töreni takip etmiş ve büyük bir heyecanla haberini yapmıştım.


Projeler kısa süreliydi.


O nedenle süratle uygulandı.


Tefer I ve II hayata geçirildi.


Tefer III&[#]8217;e kamulaştırma problemleri dolayısıyla başlanamadı.


Gerekli ödenek temin edilemediği için Kemerköpü mevkiine kadar uzanarak buradaki tarihi köprünün bile kaldırılmasını öngören projeye başlamak mümkün olmadı.


Bu arada bitti denilen Tefer I ve II&[#]8217;de zaman içerisinde sorunlar görülmeye başlandı.


Oluşan heyelan nedeniyle kayalar yerinden kayarak ve koparak ırmağa yuvarlandı.


Taşlar ırmağı doldurmaya başlayınca suyun geçişi engelleneceği için şiddetli bir yağışta sel tehlikesi yaşanacaktı.


Bunun üzerine, ihale süreci ve diğer işlemler derken aradan uzun bir süre geçeceği için &[#]8220;dua edelim de yağmur yağmasın&[#]8221; başlığıyla bir haber vermiştik.


Neyse ki ihale yapılıncaya ve işi alan firma başlayıncaya kadar şiddetli yağmur yağmamıştı.


Burada heyelan önleme çalışması yapıldı ve sorun çözüldü diye biliyoruz.


Tefer projeleri kapsamında suyun rahat akması ve denizle buluşması için ırmak yatağında genişletme ve dibinde düzenleme yapıldı.


Kenarlarda yapılan tel örgülü taş kaplama da proje kapsamında yapılan bir başka çalışmaydı.


Tefer I ve II, bir yıl içinde tamamlandı.


Hatta bir tanesinin (yanılmıyorsam II) içinde çok az bir iş kalmış ve bunun Tefer III projesi içinde yapılacağı belirtilmişti.


Tefer projeleri bir süredir Çevre Meclisi&[#]8217;nin gündeminde bulunuyor.


Biliyorsunuz meclis projeleri istemiş, &[#]8220;devlet sırrı&[#]8221; denilerek verilmemişti.


Tefer projelerinin mühendislik hatası olduğu ve taş ve beton kaplamalarla ırmağın doğal yapısına zarar verildiği belirtiliyor.


Benim anlamadığım, bu konularda hassas olarak bildiğimiz Dünya Bankasının mühendislik hatası olan ve ırmağın doğallığını bozan bir projeye nasıl para verdiğidir.


Bir süredir Tefer III&[#]8217;den vazgeçilmesi (zaten olacağı da yok) ve Bartın Irmağının Turizm Destinasyonu Geliştirme Planı&[#]8217;nın merkezi olarak yeniden düzenlenmesi amacıyla projelendirilmesi gündemde.


Bunun danışmanlık hizmeti ihalesinin Eylül 2011&[#]8217;de sonuçlandığını öğrendik.
Irmak yatağının doğal yapısını koruyarak, kendi yerli flora ve faunası ile, bir turizm ve rekreasyon merkezi olarak geliştirilmesi için çalışmalar başlayacak.


Bu projenin üzerinde önemle durmalıyız.


Konumuz ırmak ve Tefer madem okurlarımızdan gelen yorumları da katkısı olacağı düşüncesiyle paylaşarak yazımızı noktalayalım:
&[#]8221;Tarihte uğruna savaşlar yapılmış bir ırmak için, günümüzdeki bu ilgisizlik gerçekten de çok acı. Bir İzmirli olarak 7 sene önce görüp hayran olduğum ve işim nedeniyle sık sık Bartın´a gelip, üzerindeki köprülerden geçerken aynı hayranlıkla seyrettiğim bu ırmak, maalesef günden güne rengini değiştirmekte.


Önlem alınmazsa, ülkemizdeki diğer örnekleri gibi yakında koku yaymaya da başlar. Umarım sorumlular bir an önce gerekeni yaparlar da, bu doğal güzelliği turizme kazandırmak mümkün olur. Tıpkı Şile ve Ağva´da olduğu gibi... (Nermin Tamtürk, İstanbul-Anadolu)
Bu da Makine Mühendisi Faruk Papila&[#]8217;dan:


Umarım barajlar yapıldığında, sel felaketi ortadan kalkar... Barajlar ne zaman bitecek peki.. Kısa ve ekonomik müdahalelerle sel riski azaltılabilirdi. TEFER -1 Proje hataları nelerdir? Bu sorunun cevabı bilinse keşke.


10 kilometrelik ırmak taranacağına, açılır köprüden Karadeniz çıkışına kadar ırmak derinleştirilse yani yaklaşık 2000 metre, ırmak yağmurlarla kendini temizleyebilirdi.


Irmak ağzı civarında 400 metre derinliğinden fazla olduğu söylenen kuyular, ırmak pisliğini içine alabilirdi.


Umarım, sel ve taşkın önlemlerinin alınması bitene kadar, Bartın tarihinin en büyük sel felaketi yaşanmaz.



Vali Küçük, eğitim ve Bakan Bey&[#]8217;in takdiri



Sayın Valimizi eğitime verdiği önem ve yaptığı katkılardan dolayı bu köşeye zaman zaman misafir ediyoruz.


Geçen hafta bu yazılarımıza devam ettik.


Bu kez konuya girmemize neden olan, depremden büyük zarar gören Van için yaptırılan ve Erciş ilçesinin Kozluca köyüne kurulmak üzere gönderilen prefabrik okuldu.


Yazımızda bütün kötülüklerin anası olan cehaletle mücadele konusunda Valimizin yaptığı çalışmalardan söz etmiştik.


Son çalışma Van için yapılan ilköğretim okuluydu.


5 derslikli okulu Vali Küçük&[#]8217;ün başlattığı kampanya kapsamında Çelikerler firması yaptı.


Milli Eğitim Bakanlığı, Van&[#]8217;daki okulların yenilenmesi için Ankara&[#]8217;da protokol imza töreni düzenledi.


Bu törene çok sayıda hayırsever, sanatçı, gazeteci ve belediye yetkilisi ile birlikte Vali İsa Küçük de katıldı.


Sayın Milli Eğitim Bakanımız da törende hazır bulundu.


Toplantıya katılan hayırseverler Van&[#]8217;daki eğitime katkıda bulunacaklar.


Bartın bu katkıyı okul yaptırarak çoktan yerine getirdi bile.


Konuyla ilgili haberimizi Cuma günkü sayımızda verdik.


Vali Küçük bu törende Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile bir araya gelerek görüşme yaptı.


Vali Bey-Bakan Dinçer görüşmesinden objektiflere samimi görüntüler yansıdı.


Sayın Bakanımız Bartın&[#]8217;dan deprem bölgesine gönderilen okuldan dolayı Vali Bey&[#]8217;in ve Bartınlıların çabalarını takdirle karşıladı, teşekkür edip selam gönderdi, eğitime yapılan bu katkının unutulmayacağını söyledi.


Bu gelişme, fikirlerimizi, düşüncelerimizi, tespitlerimizi, değerlendirmelerimizi destekleyen bir gelişme oldu.


Vali Bey&[#]8217;in özellikle eğitim alanında yaptığı çalışmalar daha bir takdire şayan.


Bu çalışmaların hükümetin en önemli bakanlıklarından birinden takdir almasını ilimiz adına sevindirici buluyoruz.


Vali Bey&[#]8217;in çalışmalarından, hizmetlerinden genelde herkes memnun.


Sadece birileri memnun değil.


Bu birileri silah ruhsatı vermedi, istediğim resmi ilanları vermedi, onu vermedi, bunu vermedi diye, yani kişisel çıkarlarına ters düştüğü için Vali Bey&[#]8217;i istemiyor.


Sayın Valimiz birileri gitmesini istiyor diye Bartın&[#]8217;dan gönderilecek değil elbette.


Benim bildiğim Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı da bunların ağzına bakıp da işlem yapmaz.


Herkes kimin ne olduğunu çok iyi biliyor.


İktidar, Bartın&[#]8217;daki temsilcileri ile uyum içinde çalışan ve hizmet etmeyi seven bir valinin yerini neden değiştirsin ki?


Bartın&[#]8217;da Vali İsa Küçük&[#]8217;ün yapacağı daha çok iş var.


Vali&[#]8217;nin değişmesini isteyen bu kişileri kendi gazeteleri bile yalanlıyor.


Hem Vali çalışmıyor diyeceksiniz, hem de Vali Bey&[#]8217;in çalıştığını, bu çalışmaların sonucunda takdir edildiğini, teşekkür aldığını ifade eden, gösteren haberler yayınlayacaksınız.


Bu ne yaman çelişki?


Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?