Terör...


Terör...


Bıktırırcasına.


Tıksırırcasına.


Nefret kutuplarını tüm halleriyle ateşleyen o nefret tohumu.


Diyarbakır&[#]8217;dan acı haber gelince ciğerimiz yandı.


Ama ne çare.


Sabah saatlerinde şehitlerden birinin Zonguldak&[#]8217;tan olduğunu öğrendik.


Bir kez daha kahrettik.


Siyasetle ve siyasetçilerle kamufle edilip meşrulaştırılmaya çalışılan terör hep böyleydi.


Arada canımızı yakıyor.


Sonra unutuyoruz.


Ateş düştüğü yeri yakıyor.


Gerçekten yanmadan anlamak pek mümkün değil.


Noyan Aydın&[#]8217;ı araştırırken facebook&[#]8217;ta 2 ortak arkadaşımızın olduğunu gördüm.


Biri Dr. Recep Erdoğan&[#]8217;dı.


Dr. Recep Erdoğan ile çekilmiş fotoğrafında; oturmuş sofraya hamur açıyor.


Az sayıda fotoğrafı vardı.


Fotoğrafların belki de en anlamlısı, üzerinde 67.5 yazan baretli fotoğraftı.


67.5&[#]8217;in esprisi İzmir-Karşıya muhabbeti.


35 ile 35.5 çekişmesini anımsatan bir rakam.


Şehidin tebessüm ettiren, acıya gülümseme katan anlamlı bir fotoğrafıydı.


Gün içinde daha fazla bilgiye ulaştık.


Noyan 23 yaşındaydı.


Yakışıklıydı.


Ağabeyi Katar&[#]8217;da çalışıyor.


Noyan da ağabeyi ile bir süre Katar&[#]8217;a gitmiş ve çalışmış.


Alabildiğine mütevazi.


Yardımsever.


İyiliksever.


Duygusal.


Çalışkan bir genç.


Çevresinde çok sevilen bir isim.


Onunla ilgili detayları öğrendikçe içimiz daha çok yandı.


Facebook&[#]8217;ta tek bir yazısı bulunuyor.


Uzun zaman olmuş.


Muhtemel o ki duygularını en iyi anlattığı için paylaşmıştı Can Yücel&[#]8217;in o şiirini.


Kendisini en iyi ve doğru tarif edebileceği şiir oydu sadece.


Henüz 6 aylıkken babasız kalmış, biraz ezik ama gururlu büyümüş bir gençmiş Noyan.


Belli ki bunun izlerini hep taşımış, eksikliğini yaşamış.


Noyan&[#]8217;ı biraz olsun tanıdığımızda onu daha çok sevdik.


Üzüntümüz bir kat daha arttı.


Allah anacığına sabır versin.


Mekanı cennet olsun.


İşte Noyan&[#]8217;ın kendisini bulduğu o Can Yücel şiiri:



Farkında Olmalı İnsan&[#]8230;


Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı.


Farkı Fark Etmeli, Fark Ettiğini De Fark Ettirmemeli Bazen&[#]8230;


Bir Damlacık Sudan Nasıl Yaratıldığını


Fark Etmeli.


Anne Karnına Sığarken Dünyaya Neden Sığmadığını


Ve En Sonunda Bir Metre Karelik Yere Nasıl Sığmak Zorunda Kalacağını


Fark Etmeli.


Şu Çok Geniş Görünen Dünyanın, Ahirete Nispetle Anne Karnı Gibi Olduğunu


Fark Etmeli.


Henüz Bebekken &[#]8216;Dünya Benim!&[#]8217; Dercesine Avuçlarının Sımsıkı Kapalı


Olduğunu, Ölürken De Aynı Avuçların &[#]8216;Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum


İşte!&[#]8217; Dercesine Apaçık Kaldığını


Fark Etmeli.


Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını Fark Etmeli.


Baskın Yeteneğini


Fark Etmeli Sonra.


Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini,


Nasıl Yaşarsa Öyle Öleceğini


Fark Etmeli İnsan


Ve Ölmeden E vvel Ölebilmeli.


Hayvanların Yolda Kaldırımda Çöplükte


Ama Kendisinin Güzel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini


Fark Etmeli.


Eşref-İ Mahlukat (Yaratılmışların En Güzeli) Olduğunu


Fark Etmeli.


Ve Ona Göre Yaşamalı.


Gülün Hemen Dibindeki Dikeni, Dikenin Hemen Yanı Başındaki Gülü


Fark Etmeli.


Evinde 4 Kedi 2 Köpek Beslediği Halde


Çocuk Sahibi Olmaktan Korkmanın Mantıksızlığını


Fark Etmeli.


Eşine &[#]8216;Seni Çok Seviyorum!&[#]8217; Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş Gücünü


Fark Etmeli.


Dolabında Asılı 25 Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini, Ama Arka


Sokaktaki Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç Olduğunu


Fark Etmeli.


Zenginliğin Ve Bereketin, Sofradayken Önünde Biriken Ekmek


Kırıntılarını Yemekte Gizlendiğini


Fark Etmeli.


FARK ETMELİ.


Ömür Dediğin Üç Gündür,


Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür,


O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,O Da Bugündür.