TTK´ya işe girebilmek için 36 bin küsür kişi müracaat etti.


Fiziki testler ve bedensel güç testlerinden geçtiler.


Elenmeyenler sağlık kontrolünden geçti.


Geriye kalan binlerce işçi arasında tombala çekildi.


Kazananlar sevinçten ağladı.


Heyecanla anne-babalarını aradılar.


Koşup sevgililerine sarıldılar.


Çocuklarına sarıldılar.


Ama her şey planlandığı gibi gitmedi.


İşçilerden dördü dün göçükte kaldı.


Adem Altıparmak ve Murat Katırcı da işe giren şanslılardandı!


Şansları dün bir kez daha güldü!


Kaderlerine yakışır şekilde can verdiler.


Geride kalan yakınlarının yüreklerini dağlayan acıyı hiçbirimiz hissedemeyeceğiz.


Onlar gitti.


Umudumuz yeni canların gitmemesi.


Yeni işçiler neden öldü?


Bunu bilemiyoruz.


Olası bir durum mu?


Yoksa acemiliklerinin mi kurbanı oldular?


Eğitim süreleri mi yeterli değildi?


Yoksa başlarında tecrübeli biri mi yoktu?


İçerde bulunan beş kişiden bir kişinin işe gitmediği ileri sürüldü.


O kişi kimdi?


Yerin altı dinamit lokumu.


Eğer ortada ihmaller varsa dünkü göçük grizuya da dönüşebilir mi?


TTK Genel Müdürü Sayın Rıfat Dağdelen ile GMİS Genel Başkanı Sayın Ramis Muslu çalışma yapılan yerdeki kayıtları incelemişler.


Ramis Bey, kömür damarları içindeki gazı boşaltmak için sondajın yapıldığına dikkat çekiyor.


Peki ona rağmen bu ölüm normal mi?


Bilmiyoruz.


Eğer anormal bir durum varsa, tekrarlarının yaşanmaması için gereken önlemler alınmalı.



Çocuk gözüyle seçim!


Seçimlerde adayların gençlere ve çocuklara yönelik söylemleri dikkat çekiyor. Eskiden bunların başında mahalle parkları geliyordu. Hal böyle olunca çocuklar anne-babalarına baskı yapabiliyor. Kimin yüzü sempatik geldiyse çocuklar anne-babalarına ´o adam´ı işaret ediyorlar. Bizim politikacıların gördükleri yerde çocukları öpüp koklamalarının perde arkasında biraz da bu vardır.


Ancak bazı öpücükler ters tepebilir.


Sevgi göstereyim derken antipatik bir hal alabilirsiniz. Özellikle bıyıklı adaylar bu konuda dezavantajlı. Onlara tavsiyemiz çocukları öpmemeleri. Hem seçim açısından, hem çocukların sağlığı açısından. Bıyıklarıyla çocukların pembe yanaklarını gıdıklayan Aday, bıyıksız Adaylara göre eksi puan aldı demektir.


Artık öyle mahalle parkı muhabbetleri de telkin etmiyor.


Disneyland yapacağını söyleyen Aday çocukların gözünde artı puanı kapar.


Ondan sonra anne-babasına; "Hayır ona değil buna verelim" diyerek evde cıngar çıkartabilir.


O çocuklar ki en azından kime neden destek olunması gerektiğini bilirler. Bu yüzden çocuklara da danışmak gerekir.



Kadın gözüyle seçim!


Gülden Işık isimli bayan okurumuz ´CHP Aday Tanıtımından Notlar´ımıza bir not iliştirmiş.


Yazıdan alıntı yaparak bir hatırlatmada bulunuyor:


"Ereğli ekibinden çok sayıda bayanın katıldığı Aday Tanıtımında Halil Posbıyık´ın eşi Neriman Posbıyık´ın elinde bayraklarla sık sık ayağa kalkarak salonun havasına eşlik etmesine karşın, İsmail Eşref´in eşi Nermin Eşref´in sakin bir şekilde oturduğu gözlendi."


Gülden Hanım sonra kendi yorumunu ekliyor: "Bu hep dikkatimi çekmiştir. Sayın Gonca´nın eşi Sevgi Hanım&[#]8217;ı sıklıkla eşinin yanında, onu destekler görürüz. Nermin hanımın sakinliği neden acaba? Umudu yok mu ?


Sayın Eşref, mahalle gezilerinde de hep yalnız dolaşıyor".


Ve son not Nermin Hanım´a:


"Nermin Hanım, önce siz inanmalısınız ki bunu gören bayan taraftarlarınız daha bir coşkulu olsun."


Kadın gözüyle seçime ilişkin önemli bir not.


Dikkate alıp almamak Nermin Hanım´a kalmış.