"Canın fena halde sıkkın.


Müthiş gergin ve sinirli bir haldesin.


Birdenbire göğsünde, koluna ve çenene doğru yayılmaya başlayan korkunç bir ağrı hissediyorsun.


En yakın hastaneye sadece on dakikalık mesafedesin.


Ama hastaneye ulaşmayı başarıp-başaramayacağından bile emin değilsin.


Ne yapacaksın?


İlk yardım kurslarına gittin, ama kurslarda başına bir şey geldiğinde ne yapacağını öğrenmedin.


Yalnızken kalp krizi geçirirsen, nasıl hayatta kalırsın?


Çünkü pek çok insan kalp krizi geçirdiğinde tek başına oluyor.


Kalp atışları düzensizleşen ve bayılacakmış gibi hisseden birinin bilincini yitirmeden önce yalnızca 10 saniye kadar zamanı vardır.


Bu durumda ne yapman gerekir?


Paniğe kapılmadan önce derin bir nefes al.


Üst üste kuvvetlice öksürmeye başla.


Öksürüklerin güçlü olsun.


Derinden gelsin.


Uzun sürsün.


Tıpkı göğsünde biriken balgamı atmaya çalışır gibi öksür.


Her iki saniyede bir derin nefes al.


Öksür.


Yardım gelene dek böyle devam et.


Kalp atışların normale dönünceye kadar devam et.


Derin nefes almak, ciğerleri oksijenle doldurur.


Öksürmek kalbe tazyik yapar ve kan dolaşımını rahatlatır.


Böylece kalp ritmi normale döner.


Bütün bunlar bilincini kaybetmeden hastaneye ulaşacak zamanı kazandırır.


Gerçek bir dost olduğunu göster ve bu makaleyi herkese gönder."



[*] [*] [*]



Gerçek bir dost e-posta göndermiş.


Kendisi Edebiyat Öğretmeni.


Makaleyi, düzeltmeden göndermiş. Birazcık düzelttim.


Yazım hataları ile ilgili yorumlarınızı, düşüncelerinizi, www.pusulagazetesi.com.tr internet adresinde bu makalenin altına yazabilirsiniz.


Ayrıca bu makaleyi tüm dostlarla paylaşma imkânı sağladığı için ona dua ediniz.



Tıpkı Zongludak gibi&[#]8230;


"Ne tarafa dönersen dön, kıçın arkadadır!"


Aynen böyle diyorlar.


Japonlar.


Bu söz ışığında değerlendirin gelişmeleri.


Hepsini.


Hiçbir kategori ayırmadan.


Bu bir gerçek.


Ve, gerçeklerden kaçılmaz.


Örneğin; Gazipaşa trafiği.


İster önünüzü dönün.


İster sırtınızı dönün.


Olaylara, gelişmelere sırt dönmekle gerçekler değişmez.



[*] [*] [*]



Yok olaylara gerçekçi bakmıyorsanız&[#]8230;


Hu hu&[#]8230;


Komşu komşu..


Oğlun geldi mi?


Geldi.


Ne getirdi?


İnci boncuk.


Kime kime?


Sana bana.


Başka kime?


Kara kediye.


Kara kedi nerde?


Ağaca çıktı.


Ağaç nerede?


Balta kesti.


Balta nerede?


Suya düştü.


Su nerede?


İnek içti.


İnek nerede?


Dağa kaçtı.


Dağa nerede?


Yandı, bitti, kül oldu.


Ortada ne boncuk, ne kedi, ne balta, ne inek, ne de dağ kaldı.


Kendi içerisinde bir kısır döndü.


Alın size laf olsun, torba dolsun bir hikaye&[#]8230;


Nereye çekerseniz oraya gelir&[#]8230;


Nereden tutarsanız orası elinizde kalır.


Tıpkı Zonguldak gibi&[#]8230;



Çok kalabalık&[#]8230;


Bir gün doktorun bir tanesi iyileşmiş olan delileri salmaya karar verir. Duvara bir otobüs resmi yaptırtır ve "Hadi binin de gidelim" der.


Bir tanesi dışında hepsi binmeye çalışır. Doktor o bir tanenin yanına giderek; "Oğlum, sen niye binmedin otobüse?" diye sorar.


Deli gayet sakin "Görmüyor musun çok kalabalık, ben taksiyle giderim..."