Meşhur köprümüz, iki yakayı birbirine bağlayan, kimine göre ömrünü bitirdi, kimine göre daha dayanacak mecali var&[#]8230;


Meşhur köprümüz, &[#]8220;yıkılsın&[#]8221; denilen, &[#]8220;kalsın&[#]8221; denilen, köprümüz.


Bütün haşmetiyle, ihtiyarlamış, sırtında elli yıldır taşımış Zonguldak&[#]8217;ı.


Meşhur köprümüz, sabahtan akşama bir yığın arabayı, otobüsü, kamyonu, küçük büyük ayakları, terli bedenleri, telaşlı koşuşturmaları sırtlayan, yerinde daha da kökleşen köprümüz.


Küçük gözlerin &[#]8220;devi&[#]8221;. Büyük gözlerin &[#]8220;ölümü beklenen&[#]8221; köprüsü.


Fevkani Köprüsü&[#]8230; Diyorlar ya &[#]8220;Gri Şehrin&[#]8221;, gri köprüsü.


Bir an evvel geçip gittiğimiz, iki yakayı birbirine bağlayan Fevkani Köprüsü.


Şimdi bu köprünün -bana kalırsa- Zonguldak&[#]8217;ın alameti farikalarından biri olarak yeniden elden geçmesi gerek.


İleriki günlerde ne olur bilmem, belki yaşamaz-yaşatılmaz; ama en azından kalacaksa ayakta, yaşayacaksa, biraz üstüne başına bakalım derim.


Ayaklarını, kenarlıklarını paslı bir görüntüden kurtarmak adına, rengarenk boyatalım.


Ressamlarımız var, muhteşem eserler çıkar, alın size açık hava resim sergisi.


Olmadı öğrenciler boyarlar; muhteşem olur.


Boyayalım, belki baharda, rengarenk ve rengahenk bir köprümüz olsun.


Gri sadece Beşiktaş&[#]8217;a yakışıyor; Zonguldak gri olmasın.


Hele o lavuar alanı projesinden sonra emanet gibi duracak.


Fevkani, &[#]8220;üstteki&[#]8220; demekmiş ya, üstümüze vazife kalsın.