Her şey gibi.


Bir sınavdı.


Geçti ve gitti.


Allah´tan üniversite sınavı değildi.


Dershaneye gitmedik.


Özel dersler almadık.


Günlerce test çözmedik.


Bir anlık imtihandı.


Oldu-bitti.





Arayanlar oldu.


Arattıranlar oldu.


Mesaj gönderenler vardı.


Selam gönderenlere &8216;Vealeykümselam&8217;.


Allah imtihanımızı kabul eylesin.


Bu konuyla ilgili en az yazması gereken benim.


Ve azını da yazmıyorum.


Allah herkesin kalbine göre versin.





Eleştirilere&8230;


Desteklere&8230;


Velhasıl herkese&8230;


Şeyh Edebali Hazretleri´nden selam getirdim.



Şeyh Edebali Hazretleri´nin Osman Gazi&8217;ye nasihati:


"Oğul; insanlar vardır şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler.


Avun oğlum avun.


Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelâmlısın. Ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen, sabah rüzgarında savrulur gidersin.


Öfken ve nefsin bir olup aklını yener.


Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın.


Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir.


Bütün fethedilmemiş gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler ancak senin fazilet erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır.


Ananı, atanı say, bereket büyüklerle beraberdir.


Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.


Açık sözlü ol, her sözü üstüne alma.


Gördün söyleme, bildin bilme.


Sevildiğin yere sık gidip gelme, kalkar muhabbetin itibar olmaz.


Üç kişiye acı:


Cahiller arasındaki alime,


Zenginken fakir düşene,


Hatırlı iken itibarını kaybedene.



Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.


Haklı olduğunda mücadeleden korkma.


Bilesin ki, atın iyisine ´doru´ yiğidin iyisine ´deli´ derler."



Dedemin avları&8230;


Her yıl kış mevsiminde ava çıkardı.


Önce dom domları doldurur, sonra zağarları hazırlardı.


Sırtına bir azık çantası.


İçerisinde; Un, tuz, şeker ve çay&8230;


Arkadaşlarıyla Bolu Dağları´na kadar uzanırmış.


Ne yer, ne içerlerdi?


Ava giden adam evden erzak götürür mü?


Avlanır.


Etle beslenir.


Kar üzerinde yatarlarmış.


Gelirken de av eti getirdi.





Av konusundan sözü nereye getireceğim?


Dedem anlatırdı;


Ava çıktıklarında, postu para etmeyen hiçbir hayvana kurşun atmazlarmış.


Sözü yapılan eleştirilere getiriyorum.


Postu para etmeyen, eti yenmeyen hiçbir hayvana kurşun atmayan bir dedenin torunu olarak bana yakışan şudur:


Postu para etmeyen&8230;


Değeri beş kuruşu aşmayan kalemşörlere cevap vermiyorum.


Bazen susmak, çok şey demektir vesselam.



Buyurun cenaze namazına...


İçkinin şiddetle yasaklanmış olduğu bir zamanda gizli meyhanelerden birinde demlenen Bektaşi salına salına giderken, birdenbire tanıdık bir çehre ile karşılaşmış. Hemen samimi bir tavırla elini o çehre sahibinin omzuna koyarak, sormaya başlamış:


- "İmanım! Seni iyice gözüm ısırıyor. Acaba nerede gördüm? Fener&8217;deki Çardaklı meyhanede mi?"


- "Hayır."


- "Öyleyse, Tavukpazarı´ndaki Küplüde."


- "Hayır."


- "Eh, o halde mutlaka Uzunodalar´da."


- "Hayır."


- "Allah, Allah... bari söyle de meraktan kurtulayım."


- "Her halde sen beni selamlık ettiğim zaman görmüş olacaksın."


Bektaşi, karşısındaki adamın Padişah olduğunu anlamış. Artık söyleyecek söz bulamamış. Hemen oraya sırt üstü yatarak:


- "Ey ahali... Ben kalıbı değiştiriyorum. Buyurun cenaze namazına" demiş.