Ereğli Belediye Başkanı Murat Sesli´nin bir operasyonun ardından tutuklanarak Sincan F Tipi Cezaevi&8217;ne gönderilmesinin ardından Ak Parti, yeni bir Aday açıkladı: Yüksel Balcı.
Eski polis Celil Uzun´un desteklediği Yüksel Balcı, Ak Parti formasıyla, CHP Adayı Halil Posbıyık´ın karşısına çıkacak.
Ereğli´de üç büyük anket yapmış bir gazeteci olarak, Ak Parti´den biri arayıp görüş sorsa ve dese ki: "Biz Ereğli´de seçimi nasıl kazanırız?"
Onlara derim ki:
"İmkanınız varsa Halil Posbıyık´ı da tutuklatın."
Kimse, bir başkasının mutsuzluğu üzerine, mutluluk inşa edemez.
Ereğli seçimlerini çok sıkı bir şekilde takip edeceğiz.
Celil Uzun´u, Yüksel Balcı´yı izleyeceğiz.
Yüksel Balcı´yı bugünleri sabırla beklediği için kutluyorum.
Son söz olarak: Sayın Celil Uzun. İşte, öyle ya da böyle, istediğin ismi Ak Parti´den Ereğli Belediye Başkan Adayı yapmayı başardın. Eğer seçimi kazanırsan kahramansın. Ama bu Halil Posbıyık´ın karşısında senin başarılı olman imkânsız. Şimdi Halil Posbıyık seni, Yüksel Balcı´yı, Fazlı Erdoğan´ı sıraya dizer gibi geliyor bana. Onun için hemen harekete geçmen lazım. Zaman daralıyor.
Operasyonun magazin boyutu!
Ereğli´de yapılan Çelik-2 operasyonu nedeniyle ben de gözaltına alındım.
Üç günlük nezaret maceram ve Ankara´daki ifade sürecinde o kadar çok magazin olayı vardı ki...
Kamyoncular Kooperatifi&8217;ndeki olayları izlemekle görevli polis memuru orada kendini deşifre edince kahkahalar patladı.
Polisin içtiği açık çaydan, kantara girmemek için geçtiği kestirme yollara kadar her şey konuşuldu.
Bu kadar mı?
Bu polis arkadaş paparazzi gibi çalışmış.
Gözaltındaki sanıklardan biri soruyor: "Allah aşkına benim hiç fotoğrafımı çektin mi?
Yanıt gecikmiyor: "Çektim tabi. Filancanın evine girerken."
Diğeri inanmıyor soruyor: "Ya beni çektin mi?"
"Çektim tabi, filancanın evine girerken."
Bu yetenekli polis arkadaşa kamuoyu önünde iş teklif ediyorum.
"Olur da polislik mesleğinde başına bir ´kaza´ gelir işsiz filan kalırsan, gel bizim gazetede çalış."
Telefon konuşmaları&8230;
Operasyon nedeniyle bir çok kişinin telefonları dinlendi.
Olayla ilgili olanlar dava dosyasına girdi.
Girmeyenler ise Gazipaşa Caddesi´nin dedikodu baronlarının diline dizildi.
Aynı Ergenekon soruşturmasında olduğu gibi Çelik-2 operasyonunda da bilgi kirliliği yaşandı.
Bu bilgiler Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nden sızmadığına göre nereden sızdı?
Şimdi biz de, Yeni Çarşı´dan Açık Çarşı´ya kadar başlasak dedikodu yapmaya yakışır mı?
Biz kimin ne yediğini, kimin ne giydiğini konuşuyor muyuz?
Neyse, herkes kendisine yakışanı yapıyor.
