Genel Maden İşçileri Sendikası´nın eski Genel Başkanı Ramazan Denizer, Zonguldak Belediye Meclis Üyeliği için müracaat etmiş.


Bu ne kadar normal?


Bu konuda net bir şeyler düşünmek zor.


Ancak akla gelen bazı sorular var.


Denizer´in 16 ay süren Genel Başkanlık macerası sırasında yaşadıklarına bakmak lazım.


Hakkında adli makamlara aksetmiş iddialara bakmak lazım.


Personelin mesailerine nasıl el koyduğunu sormak lazım.


Ben Sayın Denizer´in Belediye Meclis Üyeliğine karşıyım.


Kendi adıma değil.


Kent adına karşıyım.


Sayın Denizer, Sendika Başkanlığı&[#]8217;ndan düşünce gençliğine ve enerjisine güveniyorsa başka işler yapmalı.


Hem de çok para kazanacağı bir iş yapmalı.


Mesela bir rödövans sahasından yer kiralayıp taşeron firma yoluyla kömür ocağı açabilir.


Bu işi çok iyi biliyor.


Buradan kazanacağı parayla sendikayı uğrattığı zarardan kurtarabilir.


Anlaşılan o ki Sayın Denizer siyaset yapmak istiyor.


Kendisinin hayali, Milletvekili seçilmekti.


Sanırım bundan sonra Belediye Başkanlığı´na oynayacak.


En doğal hakkı.


Bir dönem Meclis&[#]8217;te pişip sonra Bakanlık için çalışacak.


Bunlar varsayım.


Yanılabilirim.


Ancak GMİS´in Genel Başkanı gidip sadece Zonguldak Belediye Meclis Üyesi olmak istiyorsa bir anormallik var.


Hem de Ak Parti´den.


İl Başkanı Hamdi Uçar bu işe ne diyecek?


Yoksa Vural Kundakçı´nın gazıyla mı Aday oldu Denizer?


Yok böyle bir şey.


Başka bir konu daha var.


DSP İl Başkanı Sayın Nurhan Başoğlu günlerdir Aday arıyor.


Hala bulamadı.


Sonunda kendisi Aday olacak.


Hiç olmazsa Sayın Denizer´i Aday gösterseydi!


Durum biraz trajikomik bir hal almış durumda.


Denizer´in Meclis Üyesi olduğunu hayal edemiyorum.


Hele hele imar komisyonunda olduğunu falan asla hayal edemiyorum.


Ne diyelim.


Allah Gonca´nın gönlüne göre versin.



Kompleksli olmak kötü


Kompleks çok kötü.


Kompleksli olan insan, kendine güvenmeyen insandır.


Rakiplerinden korkanlara bakıyorum.


Korkularının altındaki en büyük etken kompleksli olmaları.


Hırsından kin duygularını azdıran kişileri görünce üzülüyorum.


Oturup gizli planlar yapanlara bakıyorum. Ne büyük acz içindeler.


Siz ne söylerseniz söyleyin.


Onlar kendilerini hep yüksekte görecekler.


İnsan olabilmenin temel esası yüreğinin şeffaflığından geçer.


Bu kentin bence en büyük sorunu bu.


İnsanları çok kompleksli.


Öyle olmasa bu kafalar değişir.


Durum biraz genedik.


İki günlük dünyada mesafeler çok yakın. Anya da orada Konya´da!



Halkı isyana teşvik!


Bazen sert yazılarım oluyormuş...


Nasıl sert oluyorsa!


Halka çağrıda bulunuyorum ya hani..


Diyorum ki;


- Ey halk uyan. Sen bunlara layık değilsin.


- Ey halk seçtiğin adama daha fazla dikkat et!


- Bu sözler neden tutulmadı?


Böyle dememek gerekiyormuş.


Peki ne demek gerekiyormuş?


- Her şey çok güzel.


- Hükümet süper çalışıyor.


- Duble yol dediğin öyle kolay bitmez.


- Filyos Projesi´ni sektörel teşvik kapsamına almak çok büyük bir iş.


- Polis süper çalışıyor.


- Yaşasın iktidar, ölsün muhalafet!


Bunları demezsek ne olur?


Valla halkı isyana teşvik etmekten kapıma iki misafir gelebilir. Demek ki ne yapmayacağız?


Yazmayacağız!