Her insanın başına her şey gelebilir.


Önemli olan vicdani huzur içinde yaşayabilmek.


Bazen istenmeyen tatsızlıklar olabiliyor.


Benim de kendimce çıkarmam gereken dersler var.


Herkesin de olduğuna inanıyorum.


Geçtiğimiz günlerde yaşadıklarımıza ilişkin söylenecek çok şey var belki.


Ancak hayat bizden ibaret değil.


Önce insan olmayı becerebilmek çok daha güzel.


Zorunluluklar insanları mecburlaştırabilir.


Yani yaşananların sorgulamasını en güzel yapacak olan kamuoyudur.


Zamanla taşlar yerine oturur.


Karanlıklar aydınlığa çıkar.


Biz işimize bakmaya devam edelim.


Kamuoyu bizden çok şey bekliyor.


Pusula´dan, Pusula´nın ekibinden çok şey bekliyor.


Sorumluluklarımızın farkındayız.


İnsanlar seslerini duyurmamızı bekliyor.


Kamuoyu bizden çözüm önerileri bekliyor.


Konular çok...


Kentsel sorunlar.


Toplumsal sorunlar.


Yılların ihmalleri.


Yatırım çıkmazları.


Kentin kaldırım taşları.


Memleketin büyük başları.


Yerel seçimler.


Sivil toplum örgütleri.


Yamalı siyasetçiler.


Kirli ilişkiler.


İşsiz insanlar.


Perişan emekliler.


Yalnız ve yaşlı insanlar.


Beyin göçleri.


Eğitim sorunları.


Açlık sınırları.


Filyos´un fabrikaları.


OSB´lerin tanzimi.


Lavuar alanının imarı.


Yeni kentleşme süreci.


Mesleksiz bırakılan gençler.


Sendikal sorunlar.


Turizm yalanları.


İmar tadilatları.


Yol-suz-luklar.


Ucuz politikalar.


Sportif yatırımsızlıklar.


Zonguldakspor´un bugünüyle değil mazisiyle avunanlar.


Vakitsiz aşklar.


Medya sorunları.


İlizyonist siyasetçiler.


CHP´nin Meclis sorunları.


Ak Parti´nin fesleğen çiçekleri.


Selo´nun melekleri.


Mithat´ın süt inekleri.


Duble yolların son hali.


Secaattin Gonca´nın politik atakları.


İsmail Eşref´in pembe yanakları.


Selahattin Gülay´ın pazar payları.


Seçim strejileri.


Hamdi Uçar´ın sağlığı-sıhhati.


Mağdur vatandaşların çaresizliği.


Dilencilerin sorunları.


Bekarların sorunları.


Sosyal adalet sancıları.


Spastik kültür molozları.


Tabii ki Mithatpaşa Tüneli.



[*] [*] [*]



Bu hayat bizim.


Bu meslek bizim.


Biz bu mesleği severek yapıyoruz.


Öyle de devam edecek.


İşini severek yapan her meslektaşımız mutlaka başarılı olur.


Hayat bana günden güne farklı düşünenleri de sevebilmeyi öğretiyor.


Farklı düşünenleri de sevebilmenin iyi bir şey olduğunu görüyorum.


İyi ki farklı düşünenler oluyor hayatta.


Bu da farkların ortaya çıkmasını sağlıyor.


Dostlar bizden çok şey bekliyor.


Pusula´nın Genel Yayın Yönetmeni olarak sorumluluklarım bir kat daha arttı.


Ekibimize teşekkür ediyorum.


Okur ve dostlarımıza teşekkür ediyorum.


Nefes aldığımız sürece yazmaya, yorumlamaya, sesiniz olmaya devam edeceğiz.


Acılarınızı da severek yaşamanız dileğiyle.