28 Ocak 2009 günü Gazipaşa Caddesi´nde polisler tarafından gözaltına alındım.


Üç gün boyunca nezarette yattım.


30 Ocak 2009 akşamı Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı tarafından ifadem alındıktan sonra serbest kaldım.


Bu soruşturma dosyasında adımın yer almasına neden olan başta İl Emniyet Müdürümüz Atilla Çınar olmak üzere, tüm Emniyet mensuplarına teşekkür ediyorum.


Gözaltına alınırken gösterilen ince nezakete, hastanede elime kelepçeyi vuran polis memuruna, Emniyet Müdürlüğü&[#]8217;nün önüne gelmeden taksi durağının orada ekip otosundan indirenlere, gazetecilere önceden haber veren polis memurlarına sonsuz teşekkürler ediyorum.


Evimizi arayıp eşime çekleri, senetleri nerede diyen, işyerimizden gazetemizin arşivinin yüklü olduğu bilgisayarı alan memurlara da ayrıca teşekkür ediyorum.


Banka hesaplarımda 150 bin TL bulunduğu bilgisini sızdıran görevlilere, bu yalan iddiayı gerçeğe dönüştürmek için çalışmaya söz veren mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Hayatımda ilk kez girdiğim nezarethanede tanıştığım ve üç günümü paylaştığım arkadaşlara sonsuz teşekkürler ediyorum.


Emniyet Müdürlüğü önünde benim neden gözaltına alındığımı merak eden Genel Yayın Yönetmenimiz Atilla Öksüz´ün kimliğini isteyen amire, onu gözaltına almak isteyen memurlara, takım kaptanının ardından, golcüsünü kaybetmemek için direnen Sayfa Editörümüz, defansın bel kemiği Bayram Tomakin´e ayrıca teşekkür ediyorum.


Bu arada gözaltına alınmama çok sevinen Ereğli´deki gazeteciye de, kelepçeli fotoğrafımı basan Zonguldak´taki gazeteciye de teşekkür ediyorum.


Ve&[#]8230;


Takım kaptanını, golcüsünü ve defans oyuncusunu kaybetmiş bir kadroyu yeniden sahaya süren çalışma arkadaşım Özlem Bıçak´a sonsuz teşekkür ediyorum.


Tedbirsiz olarak disiplin kuruluna sevk edildiği için o gün forma giymeyen, ancak takımın eksik kaldığını görünce idmansız olduğu halde yeniden sahaya çıkan Haber Müdürümüz İlknur Yılmaz´a, muhabirlerimiz Nermin Akkaya ve Suat Özger´e, Çaycuma´dan haberleriyle ve yüreğiyle desteğini esirgemeyen Yeliz Alagöz Kayalı&[#]8217;ya teşekkür ediyorum.


Arşivi polis tarafından alınmış bir gazeteyi yeni bir formatla yayına hazır hale getiren Yazı İşleri Müdürümüz Murat Barutçu´ya ve ona destek veren Emre Acar´a, Türkan Sevinç´e, Ünal Çoroğlu´na ve bu zor günde direksiyonun tüm yükünü çeken Hasan Yılmaz´a teşekkür ediyorum.


Gözaltına alındığım andan, Ankara´da serbest bırakıldığım son ana kadar yanımda olan Avukatlarımız Ali Aygün ve Aykut Boran´a sonsuz teşekkür ediyorum.


Eşim hatırlattı. Liseyi bitirdiğinde, yıl sonu balosuna getirdiğim bir delikanlının, (Avukat Aykut Boran) bir gün beni Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde savunacağı hiç aklıma gelmezdi.


Özgürlüğü soluduğum ilk dakikadan itibaren geçmiş olsun dileklerini ileten, büromuza ziyarete gelen, telefon açan, mesaj atan, haber gönderen tüm gerçek dostlara teşekkür ediyorum.


Ve&[#]8230;


Bu zor günlerde, bana olan inancını yitirmeden sabırla bekleyen, yıllardır benim kahrımı çeken sevgili eşime teşekkür ediyorum. Bu mutlu birlikteliğin iki güzel meyvesi olan kızım İlayda ve oğlum Ulaş´a teşekkür ediyorum. (Onlar beni Ankara´ya habere gitti sanıyorlar). Emniyet önünden ayrılmayan başta ağabeyim Sabri Tığ olmak üzere tüm aile bireylerine teşekkür ediyorum.


[*] [*] [*]


Son olarak&[#]8230;


Üç zor gün yaşadım.


38 yılın muhasebesini yaptım.


Yaptığım röportajdaki bir cümlenin, yaptığım anketten aldığım paranın hesabını verdim.


Dünyanın en sakin adamı, sevgili babam Veli Tığ.


Başını önüne eğecek hiç bir şey yapmadım. Hiç kimseye kırgın değilim. Bir sevgi sınavına girdik.


Bu sınavdan büyük bir başarıyla çıktık. Kızmaya, küsmeye, gücenmeye hakkımız yok.


Allah başka bir ´sakatlık´ vermezse, Pusula formasıyla sahada olmaya devam edeceğim.


[*] [*] [*]


Sevgili okurlar&[#]8230; Gözaltına alınmamın nedeni şudur: Ereğli TSO Başkanı Ahmet Likoğlu ile yaptığım bir röportajda Emniyet Müdürü Atilla Çınar´a yönelik bir eleştiri vardı.


Sorulan soru şu: Bu röportaj karşılığında para aldın mı?


Yanıt: Hayır. Ben Ahmet Likoğlu´ndan, yaptığım bir anketin parasını aldım.


İkinci soru: Ahmet Likoğlu telefonla, Ereğli Emniyeti´nde yaşanan bir olayı anlatıyor ve yazmamı istiyor.


Yanıt: Evet bana böyle bir telefon geldi ama ben bu olayı haber yapmadım.


Üçüncü soru: Ahmet Likoğlu, neden Atilla Çınar´ın üstüne gidiyor?


Yanıt: Onlar karşılıklı birbirlerinin üzerine gidiyorlar. Ben olanları yazıyorum.


Soru: Arabayı nasıl aldın?


Yanıt: İNG Bank´tan kredi kullandık. Ayda bin 61 TL taksit ödüyoruz.


Soru: Repoda, faizde, dövizde, hisse senedinde paran var mı?


Yanıt: Hayır yok. Gazetenin hesabını bilmiyorum. Resmi ilan paraları yatar, çekilir, hesap sürekli hareketlidir.


Tüm olay bu. Gözaltına alınanlar arasında ifadesi en kısa süren kişiyim.


19 yıldır onurla yaptığım mesleğime, sade bir üyesi olmaktan onur duyduğum Karaelmas Gazeteciler Derneği&[#]8217;ne ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti&[#]8217;ne leke sürecek hiç bir davranışta bulunmadım.


Bana destek veren dostlarımızın yüzünü kızartacak bir eylemde bulunmadım.


Hiçbir zaman büyük paranın peşinde koşmadım.


Tek hedefim vardı: Bu gazeteyi kurumlaştırmak.


Henüz başaramadığımızı sanıyorduk.


Bu talihsiz olayda yanıldığımızı gördük.


Bu gazete Zonguldaklıların.


Bana verilen görev takım kaptanlığı.


Bu üzücü olayı kısa sürede unutup kendimizin sorunlarını değil, kentimizin sorunlarını kamuoyunun gündemine taşıyacağız.


Bir kez daha tekrar ediyorum.


Herkese sonsuz teşekkürler ediyorum.