Turhan Demirtaş "Ortak Akıl Defteri" açtı...
"Çok güzel hareket" deyip alkışlayacağımız bir gelişme.
Herhangi bir kurala bağlı olmadan, aklıma gelen ortak hareketleri sıralıyorum.
Siyasi partiler.
Dernekler.
Sendikalar.
Kulüpler.
Cemaatler.
Tarikatlar.
Konfederasyonlar.
Vs...
Tüm bunlar ortak bir akıl, ortak bir amaç için bir araya gelen insanların oluşturduğu örgütler.
Memleketi en iyi yönetme sevdasında olan siyasiler, niye farklı çatı altındalar?
Niye birbirleriyle yarışıyor, dövüşüyor, hatta savaşıyorlar.
Kendi çatıları altındaki ortak akıl ve hedefleri için.

Bunları niye yazıyorum?
Defter açıldı.
Belediye Meclis Toplantısı'nda üyeler kıran kırana tartıştı.
Sonuç.
'Ortak Akıl' galip geldi.
Herkes haklı. Herkes her şeyi biliyor. Ancak icraat yok.

Sorunlar belli. Çözümleri açık.
O zaman defterin adını değiştirelim.
"İcraat Defteri" olsun.
Zonguldak'a bir yıl boyunca yapılan hizmetleri yazalım.
Yıl sonunda bakalım kaç satır olacak.

Koca Hüseyin'i bir kadın yendi
Hüseyin Pehlivan.
Pehlivan, lakabı.
Güreş tutana değil, sırtı yere gelmeyene "pehlivan" denildiği zamanların adamı.
Nerede güreş var, Hüseyin Pehlivan orada.
İlk güreşini toy delikanlı iken tutmuş. Er Meydanı'na çıktığı anda anlamışlar onun ne yaman pehlivan olacağını.
Gençliğinde hiç sırtı yere gelmemiş. Başa güreşmeye başladığında da aynen devam etmiş. Olmadı iki pehlivanla güreş tutmuş. Daha da olmadı kendinden sonraki üç pehlivanla güreş tutmuş.
Yine de sırtı yere gelmemiş.
Onun gittiği güreşlerin tadı kalmamış. Baktılar olacak gibi değil. Rakipleri çözüm aramışlar. Çevre köylerin de katılacağı büyük ödüllü bir güreş düzenlemişler.
Yiğitler meydana çıkmadan da Hüseyin Pehlivan'a bir 'yiğit' göndermişler.
Hüseyin Pehlivan sabaha kadar 'yiğit'le güreş tutmuş. Ertesi gün asıl güreş başlamış.
Daha ilk turda cılız biri çıkmış Hüseyin Pehlivan'ın karşısına.
Herkes cılız adama acırken bir de ne görsünler. Hüseyin Pehlivan yerlerde sürünüyor.
Elleri zangır zangır titriyor.
Sanki dizlerinin bağı çözülmüş. Ayakta zor duruyor.
Rakibi Hüseyin Pehlivan'a bir dalar...
Paçadan tutuğu gibi Hüseyin Pehlivan sırtüstü yerde...

Onca yiğit, Hüseyin Pehlivan'ın sırtını yere getirememiş.
Hüseyin Pehlivan zaafına yenilmiş. Bir hatun kişi Hüseyin Pehlivan'ın sırtını yere sermiş.
Sonra da adı olmuş Koca Hüseyin.

Kıssadan hisse.
İnsanları yetenekleri, çalışmaları, başarıları ve iyilikleri yüceltir. Zaafları inciltir.
Yukarıdakilerin, aşağıdakiler kadar emniyette olmadığı bir dönemde zaafların adı farklı olabilir ama sonuçları hep aynıdır.

Ramazan Denizer'in zaaflarını arkadaşları açıkladı.
Elbette onların da arkadaşları vardır.
Sonuç: İnsanların zaafları var. Zaaflarından faydalananlar var. Hatta insanların zaafları üzerinden kendilerine gelecek kurma zaafiyeti gösterenler bile var.

Şişeleri getirdim
Akıl hastanesinde bir gün, bir deli hasta bakıcıyı yanına çağırır:
"Bana çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar: "Al işte kolalarını" der.
Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hasta, bakıcıyı yine çağırır. Bu sefer hasta; hasta bakıcıyı tokatlar.
Bakıcı, "Ne oluyor?" der.
Hasta cevap verir: "Şişelerin boşunu getirdim abi."