Onca hengame içinde akşam saat 17:00 gibi caddeye kendimi atabildim.


30 metre gidemedim.


Belediye Sineması´nın önünde yolu kestiler.


-Tüneli niye yazmıyorsun arkadaşım´


Hoppala.


-Kafanızı bu konuyla ilgili fazla şişirmemek için.


-Olur mu canım, bizim kafamız neden şişsin?


-Ya ağabey ne bileyim işte.


-Yazsana kardeşim. Bizim kafamız şişmez. Kimler Belediye Başkanı Adayı olursa onların şişsin!


Peki o zaman.


Gerçi ´Onlarda şişecek kafa var mı?´ diye sorsak hakaret etmiş olur muyuz diye de düşünmeden edemiyorum.


Neyse onun günahı benim olsun!


Akşam ofiste ne var ne yok bakıyoruz.


Elde avuçta ne varsa elekten geçiriyoruz.


Bir kare üstte kalıyor.


İlknur Yılmaz Gazipaşa´da turlarken, az önceki okurumuzun dile getirdiği sorunu anlatan bir fotoğraf çekmiş.


Olay bizim neden Mithatpaşa Tüneli için çırpındığımızı anlatıyor.


Sürücü kadın-erkek birbirini boğazlayacak.


İkisi de erkek olsa biri diğerine çakacak.


Yetmezse sopalar konuşacak.


Bunun sorumlusu kim?


Biz yazıp duruyoruz da kimler anlıyor?


Olay Zonguldak Belediye Başkanı Sayın Secaattin Gonca´nın Karayolları´na gönderdiği yazıya karşılık gelen ´2009 yılı içinde yatırım programına alınması için çalışma başlatıldı´ cevabından ileri gitmedi.


İyi de ne oldu?


Ne olacak?


Kim ne diyecek?


Kim yapacak?


İşin komiği, Gazipaşa´da bu tablo yaşanırken Belediye Başkan Adayları neredeydi?


Hemen söyleyelim.


Ak Parti´nin Belediye Başkan Adayı Sayın Secaattin Gonca, Anavatan Partisi´nden çıkıp Rat Mahallesi´ne seçim çalışmalarına gidiyordu.


Seçmene ´Oyunuzu İsmail´e değil bana verin´ diyordu.


CHP Zonguldak Belediye Başkan Adayı ve önceki Başkan Sayın İsmail Eşref, caddelerde vatandaşlarla konuşuyordu.


Başkanlık yaptığı 8 seneyi unutup ´Oyunuzu Secaattin´e değil bana verin. Secaaattin Zonguldak Belediyesi´nin borcunu beş yılda ikiye katladı´ diyordu.


MHP´nin çok iddialı Adayı Sayın Selahattin Gülay´a gelelim.


O da caddelerdeydi.


Yola erken çıkmanın ve denenmemiş olmanın vermiş olduğu rahatlıkla; "Denenmişleri denemeyin arkadaşım. Bakın biz daha iyisini yaparız. Secaattin ve İsmail benim arkadaşlarım ama ben daha iyi yaparım" diyordu.


Bu birbirinden iddialı çok değerli isimler acaba Zonguldak´ın hayat damarı sayabileceğimiz Mithatpaşa Tüneli ile tek kelime ettiler mi?


Benim bildiğim etmediler.


Zaten akıllarında bile yoktu ki.


Bir gün tesadüfen öğrenip 35 yıldır raflarda tutulan Mithatpaşa Tüneli´ni gün yüzüne çıkarmasaydık yine bilmeyecekler, kulak arkası edeceklerdi.


Buna ´Bırak.Uyandırma kerizi´ politikası denir.


Uyanmış bir halk, bu tünelin neden 35 yıldır hayata geçmediğini sorabilir.


Uyanmış bir halk, 70 yıl önce aynı güzergahta elleriyle kazıyarak demiryolu tünelini yapan dedelerinden utanabilir.


Bu yüzden halkı uyandırmamak, politikacıların devamlılığında çok önemlidir.


Uyanın ey ahali!


Ne Gonca, Ne Eşref, ne Gülay kimsenin babasının oğlu değil.


Hesap sormaktan korkmayın.


İşi öpücükle geçiştirmeyin.


Onlar değil mi kendilerine güvenip çıkan?


O zaman bunların hesabını verecekler.


Bak kimse kimseye hakaret etmiyor.


Ne güzel.


Böyle el bebek-gül bebek seçim havası mı olur.


Bugün hesap sormazsanız, yarın hesap soramazsınız.


Ben soruyorum.


Kendine güvenip Zonguldak´ı yeniden yönetmeye &[#]8216;Aday&[#]8217; olan Sayın Gonca, Sayın Eşref ve Sayın Gülay´a soruyorum.


Manşetteki fotoğrafa iyi bakın.


Mağdur olan bayanın yerinde kendi eşinizin olduğunu düşünün.


Yıllardır Zonguldak siyasetinin içindesiniz.


Allah aşkına şu sorunun çözümü için ne yaptınız?


Konuşuyor, oy toplamaya çalışıyorsunuz.


Onu anladım da Mithatpaşa Tüneli´ni yapabilecek, yaptırabilecek cesaretiniz var mı yok mu?


Buyurun cevap verin&[#]8230;